Cümlelerim ne kadar yeterli olacağını bilmiyorum beğenmiş olduğum romanı anlatmaya, hakkını vermeye fakat bu romanı çok beğendiğimden dolayı ilk incelememi yazmak istedim.
Ahmet Ümit’en okuduğum ikinci eser ve artık bütün romanlarını ele almaya karar verdim.
Yurt dışında büyümüş olmam, Türkiye Tarihimizi hatta Osmanlı Tarihimizi tam olarak bilmememe sebeb oldu. Bu beni çok üzüyordu fakat okul, iş telaşesinden bir türlü araştırma yapıp öğrenemedim. Bu nedenle,Türkiye’ye yerleştikten sonra tarihimizi içtenlikle öğrenme isteğini gerçekleştirmek için hangi kitabı okuyarak “doğru” olarak tarihimizi öğrenbilirim diye çok araştırma yaptım. Halen önereceğiniz kitaplar varsa, zevkle incelemek isterim :)
Not : bu arada Türkiye’de bile Cumhuriyetin kaç yılında kurulduğunu bilmeyen insanlarımız var onu fark ettim, ne yazık ki..
Elveda güzel vatanım romanına denk geldim. O kadar çok güzeldi ki.. Hiç bitmesin istedim. Kullandığı cümleler olsun, kelimeler olsun hiç zorlanmadım. “ Sözlükçe “ bölümü vardı hatta, bilmediğim eski kelimeleri oradan öğrendim. Yani bana hem tarifimizi, hem öğrenmem için güzel bir fırsat oldu. Kitap o kadar akıcı ve sürükleyici ki sanki bir filmin içindeymişim gibi hissettim kendimi. İlk önereceğim kitaplardan biri olacak bu roman. Hem hüzünlü aşk, hem tarih, hem dünyaca ünlü eserlerden bahseden bu güzel roman, Şehsuvar Sami’nin Ester adlı eski ama halen sevdiği sevgilisine yazılan mektuplar şeklinde anlatılmıştır.
İttihat Terakki döneminden tutun, İzmir Suikastı ve Cumhuriyetin ilk kuruluşuna kadar tarihi satırlara dökmüş Ahmet Ümit. Tek kelime ile “muhteşem” bir romandı. Halen etkisindeyim..
Son olarak son sayfada yazılan bu bölüm beni etkiledi :
İlk olarak 1931 yılında Paris’te Gallimard Yayınevi’nden Fransızca olarak piyasaya sürülen romanın önsözünde, ünlü Fransız şair Ester Dauphin şöyle yazmıştı :
“ Hepimiz öleceğiz, herkes ölür. Bazen rüzgârda savurulacak hatıralar kalır geriye, bazen de unutulmaz eserler. Elinizdeki bu roman bir zamanlar çok sevdiğim bir adam tarafından kaleme alındı. Delice bir aşka görkemli bir ideale kaydedilmiş, bir vatana adanmış fırtınalı bir hayattı onunkisi. Doğru muydu bilmiyorum ama büyük bir samimiyetle yaşanmıştı. İşte bu hayattan sadece bu satırlar kaldı geriye.. Tortusu genzi yakan bir roman.. “
Fırsat bulursanız, okumanızı tavsiye ediyorum..