Gönderi

838 syf.
10/10 puan verdi
Günahkar Bir Ruhun Serzenişleri
HAYAT VE İNZİVA Dante 1265 yılında Floransa da doğmuştur. Doğduğu dönemde Avrupa derebeyliklerin sona ermesi ve kilisenin siyasi hayatta aktif rol almaya başlamasıyla beraber toplumsal karışıklık içerisindedir. Dante”nin ailesi orta halli bir ailedir. Annesini 8 yaşında kaybetmiş, 9 yaşında ise Beatrice”i görerek aşık olmuştur. Eğitimini papazlık okulunda başlamış ve ilerleyen dönemlerde, felsefe, mitoloji, gökbilimine yönelmiş, antik dönem yunan ve latin eserlerini okumuştur. Dönemin sanatçılarıyla dostluklar kurmuş, ünlü belagat ve dilbilimi ustalarından dersler ve ilhamlar almıştır. Eğitim hayatını tamamladıktan sonra siyasete girmiş içinde bulunduğu siyasi grubun güç kaybetmesiyle beraber sürgüne gönderilmiş, hayatının geriye kalanını sürgünde ve çok sevdiği Floransa’dan uzakta tamamlamıştır. Dante idealist bir aydındır. İdeali insanın dünyada ve ahirette mutluluğa erişmesidir. Her ne kadar papaz okulundan mezun olsa da kilisenin yozlaşmışlığını görmüş, bu yozlaşmışlığın insanı ahiret hayatında mutluluğa götüren doğru yoldaki en büyük engel olarak düşünmüş ve kiliseyi dizginleyecek güçlü bir imparatorluğa hasret duymuştur. Dante’ye göre kilise insanın ahiretteki mutluluğunu, krallar ise dünyadaki mutluğunu sağlamalı, bu sebeple de din ve devlet işleri birbirinden ayrılmalı, ne papalık ne de imparatorluk üstün olmalı ikisi de birbirinin dengelemelidir. Bulunduğu siyasi grupta bu ideal ve görüşleri savunmaktadır. Dante bu ideal uğruna hayatının en verimli zamanlarını sürgünde ve acılar içerisinde geçirmiştir. Dante için sürgün her ne kadar zor geçse de bir olgunlaşma dönemi halini almış, bu sebeple 35 yaşına kadar aktif olarak yer aldığı siyaset hayatını dışarıdan izleme imkanı bulmuştur. Bu izleme döneminde taraflılığını kaybetmiş, hayatının uğraşıları ve gerçeklerini dışsal bir gözle irdeleme imkanı bulmuş, Tanrı’ya olan bağlılığına ve Beatrice olan sevgisine ihanet ettiğini düşünmüş; duyduğu derin vicdan azabına sürgünde olmanın acziyeti de eklenince Tanrı’ya yönelmiştir. İşte İlahi Komedya eseri de tam bu noktada ortaya çıkar. Dante’nin Tanrı’ya ve Beatrice karşı olan vicdan azabı, toplumu mutluluğa eriştirmekte ki idealizmi ve Floransa da göremediği adalet duygusuna ilişkin Tanrı’dan olan beklentisi eserin oluşumunda etkili olmuştur. Bu eser vasıtasıyla Beatrice verdiği “senin için dünyada hiç kimsenin yazmadığı şiiri yazacağım” sözünü yerine getirir. Kralların ve Papanın siyasi anlaşmazlıklar sebebiyle dünyada ve ahirette refaha ulaştıramadığı toplumu eseri vasıtasıyla ulaştırmayı hedefler. Dante bu zamana kadar toplumun mutluluğu için siyaset hayatında gösterdiği çabayı bundan sonra kalemi ile gösterecek, her ne zorluk altında olursa olsun idealleri için savaşmaya devam edecektir. Ayrıca eserde Dante’nin adaletsizliğe uğramasına sebep olanlara ilişkin açık ithaflar bulunmaktadır. Bir nevi Dante dünyadaki adalet mekanizmasının kendine veremediği adaleti, kendi tasavvuruyla da olsa ilahi adalet karşısında almış; içindeki kırgınlığı, öfkeyi ve haksızlığa uğrama duygusunu az da olsa tatmin edebilmiştir. ADALET,ARINMA VE ESERİN GENEL YAPISI İlahi Komedya eserinin temeli müspet ve menfi ilimler oluşturur. Eserin dışsal yapısı oluşturulurken mitoloji, tarih, gökbilim ve coğrafya gibi müspet ilimlerden sonuna kadar faydalanılmış; eserin özü ise felsefe ve dinsel öğreti sistematikleri üzerine kurulmuştur. Eser için Dante’nin gördükleri, bildikleri, yaşadıkları, yaşadıklarının iç dünyasındaki yansımaları, dünyadaki dostlarına ve sevdiklerine övgü kısacası tüm hayatı denebilir. Eserin Cehennem ve Araf bölümlerinde Dante’ye Vergilus rehberlik etmektedir. Cehennem ve Araf dünya üzerinde yer almaktadır, Vergilius aklın ve bilimin temsilcidir. Buradan denebilir ki Dante için dünya hayatında akıl ve bilim yeterlidir. Cennet kısmında ise Vergilius yerini Beatrice bırakır. Beatrice sevginin temsilcisidir. Buradan da denebilir ki, akıl ve bilim her ne kadar dünya hayatı için yeterli de olsa, ahiret hayatı için insanın sevgiye ihtiyacı vardır. Sevgi, inanç, umut olmadan, Tanrı sevgisi ile kusursuzluğa erişmeden ahirette erince ulaşmak mümkün değildir. Eserde antik dönem trajedyalarının, Homeros’un ve Vergilius’un etkisi açıkça görülmektedir. Benzetmeler Homeroscu benzetmelerdir. Eserde Vergilius’un eserinden sahnelere atıflar yapılmaktadır. Ayrıca Homeros ve Vergilius da eserlerinde kahramanlarını tıpkı Dante gibi ahirete hayattayken yolculuk yaptırmışlardır. Antik dönem trajedyaları temeli arınma ilkesini dayanmaktadır. Bu ilke suç, ceza, pişmanlık ve arınma bölümlerinden oluşur. Trajedyalarda bu bölümlerin tamamı dünya üzerinde yerine gelirken, Dante de suçun karşılığı, pişmanlık ve arınma ahirette meydana gelir. Ruhlar dünya da gerçekleştirdikleri suçlar sebebiyle, cehennemde cezalandırılır, pişmanlık arafta gerçekleşir ve arındıktan sonra cennete giderler. Dante’nin cehenneminde, suçlar cezalandırılırken adalet kavramı güdülmeye dikkat edilmiştir. Burada cezaya çarptırılan suçlar nitelik olarak iki kısma ayrılmaktadır. İlk kısım suçlar Tanrı’nın yasak etmesine rağmen insanın nefsine uyarak gerçekleştirdiği, bir zarara ve haksızlığa yol açmayan; öfke, savurganlık, şehvet düşkünlüğü, oburluk gibi suçlardır. İkinci kısım suçlar ise dünyada haksızlığa yol açan ve zarara sebebiyet veren suçlardır. İnsanın bu suçları kendine veya başkasına zarar verebilir yada Tanrı’ya karşı bir haksızlık -şirk koşma- yapabilir. İkinci tip ağır suçlara intihar, katillik, bozgunculuk, kadın tellallığı, tefecilik verilebilir. Cezalar verilirken bu niteliklere göre sınıflara ayrılmış, aynı sınıfta yer alanlar aynı bölümlerde cezalandırılmış, ayrıca bölümlerin kendi içinde de ayrı bir ağırlık, hafiflik gözetilmiştir. Bu adalet sistemi sadece cehennemin ilk bölümünde yer alan hiçbir suçu olmayan, dünyaya büyük faydalar sağlamış ancak Hristiyanlıktan önce dünyaya geldiği için vaftiz edilmeyen ruhlarda sapma gösterir. Bu durumda Hristiyanlığın temel öğretisinden kaynaklanmaktadır. Cezaların güttüğü temel amaç öncelikle -ikinci kısımda yer alan ağır suçları işleyenlerin- içindeki kötülüğü arındırmak, ruhların pişmanlığa ulaşarak kusurluluklarının giderilmesi ve mutlak arınmadır. Gerçekten de pişmanlık arınma da mutlak bir yer tutar. Öyle ki ruhların mutlak pişmanlıktan sonra kusursuzlaştırıldığı Araf’ta cehennem de suçlarının cezalarını çekip pişman olarak gelen ruhlarla beraber; dünyada -içinde kötülük barındırmayan suçlar- işlediği suçlardan ölmeden önce mutlak bir pişmanlık duyarak cehennemde hiç ceza çekmeden gelen ruhlarda bulunmaktadır. Ruhların kusursuzlaştırıldığı Araf cezaların yanında güzelliklerin yer aldığı, ilahilerin söylendiği, sevginin ve kötülüğün bir arada olduğu bir mekandır. Kusursuzlaştırılarak mutlak arınmaya eren ruhlar gökyüzüne, cennete yükselir. Dante’nin cenneti mutlak sevginin ve ışığın mekanı. Ruhlar değerliliklerini bu ışıkla gösterirler. Bu ışığın kaynağı da Tanrı sevgisidir. Aynı Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler’indeki Zoşima’nın din görüşleri gibi Dante’ye göre de; Tanrı yeryüzünü sevgi ile yaratmıştır. Mutlak iyiliğin ,doğruluğun ve aynı zamanda kötülüğün de kaynağı bu sevgidir. İnsan içinde bu sevgi ile doğar. Bu sevgisi zamanla yönelim gösterir. Dünya mallarına yönelirse kendine zulmeder. İnsanın mutlak vazifesi bu sevgiyi Tanrı’ya yöneltmektir. Dante eğitim gördüğü Papaz okulunu etkisiyle de beraber bu sevgiyi dünya üzerindeyken Beatrice de hissetmiş. Beatrice’in erken yaşta ölmesinden sonra onu uhrevileştirerek Tanrı sevgisine ulaşmıştır. Gerçekten de ilahi Komedya da Dante Tanrı kadar Beatrice’ide över, onu bir kurtarıcı olarak görür. Ondan bir anne şefkati ve ilgisi bekler. Elbette bunda Dante’nin annesini erken yaşta kaybetmesinin de etkisi vardır. ÇEVİRİ VE OKUMA ÖNERİLERİ Ben eseri Rekin Teksoy çevirisinden okudum. Çeviri gayet iyiydi. Ayrıca giriş kısmında 20 sayfa bilgilendirici açıklama ve tüm sayfalarda dipnotlar yer almaktaydı. Bu dipnotlar olmadan eseri okumak çok zor. Bilmiyorum, İlahi Komedya’nın hakkını vermek gibi bir şey mümkün mü. Ben eseri yaklaşık 60 saatte okudum. Her kantoya en az yarım saat ayırdım. Yüzde doksanının birincil anlamını -sembolik anlamlarla beraber dört farklı anlamı olduğu söyleniyor- anladım diyebilirim ama dipnotlar olmasaydı mümkün değildi. Çünkü çok fazla kişi var ve bu kişiler şu an için o kadar da bilinmiş kişiler değil. Kitaba başlamadan önce Homeros’un eserlerini ve antik trajedyaların çoğunu okumuştum. Fazladan bir mitoolojii okumasına ihtiyaç duymadım. Bu eser için de Aeneis’i okudum. Epey faydası oldu. Eseri okurken en çok tarih -krallarla rastlaştığı bölümlerde, floransa siyasi hayatı- ve astronomi, coğrafyaya ilişkin kısımlarda zorlandım. Bence kendinizi hazır hissetmiyorsanız ve yeterli zamanınız yoksa çok acele etmeyin. Ama en önemlisi zaman, okudum bitti bir eser değil. Zaman kaygısı ile çok anlamsızlaşıyor. Yine de korkmayın, dipnotlar yeterli bilgiyi veriyor. Herkese keyifli okumalar dilerim.
İlahi Komedya (Cep Boy)
İlahi Komedya (Cep Boy)Dante Alighieri · Oğlak Yayıncılık · 20195.6k okunma
··
354 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.