‘Ol mahiler ki derya içredür / Deryayı bilmezler’ demiş ya şair; biz de çoğu zaman etrafımızdaki değerlerin farkına varmakta güçlük çekiyoruz. Başka şehirler nasıldır bilmiyorum; başka şehirde hiç yaşamadım ama bizim Samsun da maalesef bu konuda sıkıntılı. Çünkü bu şehir pek çok alanda kendi evlatlarını görmezden gelme hatta olumsuzlama konusunda hayli maharetli. Bu girizgâhı yapmamın sebebi Samsunlu bir isim olan Akın Üner. Vesile olan şey ise son romanı Sarı Saltık Aşkabad Yolcusu. Daha önceki üç romanı hakkında da bir şeyler karalamıştım. Sarı Saltık – Aşkabad Yolcusu değerli hemşehrim ve ağabeyim Akın Üner’in son romanı. Ama aynı zamanda bir üçlemenin de ilk romanı. Efsanevi bir Türk Alp Ereni olan Sarı Saltık üzerine kurgulanmış bir roman var ortada. Üner, Saltıkname’de anlatılanlara da sadık kalarak hayli başarılı bir roman çıkarmış ortaya. Sarı Saltık bir Alp Eren ya da savaşçı derviş tipi. Özellikle Balkan Türk kültüründe çok önemli bir yeri var. Mesela ben hem Bosna’da hem de Romanya’da Sarı Saltık’a ait olduğu iddia edilen tekkeleri gayet iyi biliyorum. Üstelik yalnızca bu ikisi de değil. Pek çok ülkede ve Türkiye’deki şehirlerde de Sarı Saltık’ın mezarı olduğu iddia edilen birçok türbe var. Nitekim Üner kitabın sunuş kısmında bunlara değiniyor. Yine mesela Sarı Saltık’ın hayatının bir efsaneye dönüştüğünü romanda da iyice görüyoruz. Cinler ülkesi, cadılar, ejderhalar, uçan atlar, efsunlu kılıçlar vesair… Nitekim Üner de ‘Saltıkname kökenli’ bütün bu malzemeleri romanda epeyce kullanmış. Ben de bir Çepni boyu Türkmeni olduğum için ceddim Sarı Saltık’a ayrı bir alaka duydum diyebilirim. Hadiseler 1200’lü yılların başlarında geçiyor. Tarih bilgisi olanlar iyi bilirler ki, 13. asır Anadolu Türkleri için de oldukça zor bir yüzyıl olmuştu. Bu zorlukların temelinde ise Moğol İstilası vardı. Birinci kitap tam da Moğol İstilasının arefesinde sona eriyor. Elbette Celaleddin Harzemşah’tan Alaeddin Keykubad’a; Baba İlyas’tan Sadeddin Köpek’e kadar devrin pek çok tarihi şahsiyeti de romanda kendisine yer bulmuş durumda. Bu anlamda roman hem sıra dışı hem tarihen gerçekçi hem de sürükleyici. Beklediğimize değmiş. Kötü tarafı ise devamları bekleyecek olmamız. Çünkü başta da dediğim gibi bu roman bir üçlemenin ilki. Açıkçası benim gibi sıkı kitap okurları için eserin üçleme yerine örneğin 600 sayfalık tek bir roman olması daha tercih edilebilir bir şeydi ama bu durumda da ortalama kitap okuru ya da alıcısı için çok da cazip bir hacim ortaya çıkmamış olacaktı. Romanda her zamanki başarılı ve yalın üslubunu sürdüren Üner, sağlam bir kurgu da oluşturmuş. Zengin hayal gücünü tarihi gerçeklerle uyumlandırdığını da söylemek lazım. Devamını bekliyoruz.

Sarı Saltık Aşkabad YolcusuAkın Üner · Yakın Plan Yayınları · 202013 okunma

··

15 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Mehmet Y.