Türün ustaları ve hatta bilimkurgu akımının öncülerinden sayılabilecek altı yazardan yedi öykü içermekte kitabımız. Yalnız ne yalan söyleyeyim, içlerinden en aşina olduğum yazar, elbette ki Wells idi. Diğer yazarları da böylelikle tanımış oldum, güzel de öyküler okudum ama şöyle bir durum da var ki, kitabın adıyla içerisindeki öykülerin tarzları arasında bir uyuşmazlık vardı zannımca. Tek tek ilerleyecek olursak, ilk öykü (Elmas Mercek) bence hiç de bilimkurgu türünde değildi. Aksine ben olsam bu öyküyü fantastik ve gotik ögelerle bezeli bir öykü olarak nitelendirirdim. Bilime dair tek detay, mükemmel bir mikroskop yapma çabasıydı fakat hikayenin atmosferinde baskın faktörlerden olan Animula bir fantastik karakter, karakterimizin başından geçen olaylar ise gotik edebiyata yakın şekilde seyreden türdendi. Şahsi yorumum bu yönde.
"Gövdesi Olmayan Adam" adlı öyküde ise, karakterin akıbetine sebebiyet veren, ilgi çekici bir deney anlatılmakta ve bu öykü bilimkurgu diyebileceğimiz türdendi. Keza "Negatif Yerçekimi Hikayesi" ve "Yeni Hızlandırıcı" öyküleri de bilimkurgunun hakkını verebilecek türden öykülerdi. "Geri Giden Saat", "Hikayem Size" ve "Çukur Halkı" öyküleri ise daha çok fantastik ögeler barındıran ve içlerinden pek de bilimsel çıkarımlar yapamayacağımız türden öykülerdi. "Hikayem Size"de, zihin-okuyucular denilen topluluğun üyelerinin özelliklerinin irdelenmesi, sağlam çözümlemeler barındıran türdendi. Kurgusu pek sağlam olmasa da, bu yönüyle tatmin ediciydi. Sosyolojik yönü ağır basan bir öyküydü yani. "Çukur Halkı" öyküsünde ise bildiğiniz korku ögeleri hakimdi, yani o ışık huzmelerinden bilmem nelerden bilimkurguya dair ne çıkarmamız gerek ben anlamadım doğrusu. Kurgu tamam da işin içinde bilimin eksik kaldığı birkaç öykü vardı yani anlayacağınız. Yine de keyifli zaman geçirmek adına güzel öyküler miydi derseniz, bence bu yönüyle beklentilerinizi karşılar fakat kitabın adına kapılıp da komple bir bilimkurgu serüvenine dalmayı beklemeyin.