Gönderi

552 syf.
10/10 puan verdi
Urania'nın sesiyle açılan roman yine onun sesiyle kapanır. Mağdurun edebi zaferidir bu. Çünkü statü olarak zirveye ulaşan, eril uygarlığı reddederek kendi egemenliğini kuran Urania'nın baştaki karamsarlığı ve engellenmişliği kaybolmuş, roman kapanırken yarı iyimser ve yaşama hevesiyle dolu yeni bir kadın doğmuştur. bu da kadınlığın zaferidir. Bu denli sert ve acımasız bir kaos dünyasını doludizgin anlatan romancı Llosa'nın kadınlara biçtiği bu üstün statü kayda değerdir. Artık bu zaviyeye ulaştıktan sonra güç, iktidar, liderlik, egemenlik gibi birçok siyasi liderin elinde yozlaşan, laçkalaşan ve lağım gibi kokan (sahi, romanda, askeriye içinde patlak veren ve kokusu ülkeyi yöneten liderin sinsi burnuna değin ulaşan bir lağım deliği söz konusudur) unsurlar birer birer elimine edilmiş olacaktır. Lağım deliğinin kapatılması suçluluk duygusunun bastırılmasıyla ilgili olduğu kadar liderin hasıraltı etme gayretleriyle de ilgilidir. Ve şu söz hatırlanır: b*k, b*ku lağımda bulur! Toparlarsak; bakire Urania'nın rahmi delindiğinde akan kan ile militarist topraklarda patlayan lağım deliğinin yan yana gelişi. Nedir bu? Kırmızı kanın ve grimsi/yeşilimsi pisliğin, tiksinti duygusu veren tüm bu ifrazatın esasen ülkeyi ele geçirmiş olduğu görülecektir. Nitekim suikast sonrası hücre odalarında buharlaşan sidikler, mâhkumların ağızlarına tıkıştırılan boklar, bedenlerin üzerinde kuruyan kızıl kanlar, parçalanan burunlardan sızan sümükler romanın karanlık dünyasını ele geçirmeye devam eder. İşkence gören suikast timinden sızan ifrazattır bu. Bütün bu ifrazat siyaseti romanın biçimine de yansır. Llosa bir yeraltı ırmağı gibi akan cümleler kurar ve roman birkaç gün içinde bitirilir. Çürümenin romanıysa da umut vadeder Teke Şenliği. Ama gene de makyavelistlerin ve günü kurtaran pragmatistlerin sonsuz egemenliğini bir verili hakikat olarak kabul eder Llosa. Bu mikroplardan kurtulmak handiyse mümkün değildir, çünkü onlar her yerdedir. Televizyonu açtığınızda onları görürsünüz. Asfaltı yarıp geçen konvoyların arasında siyah camlı arabaların içerisindedirler. Llosa bunu görür ve Urania özelinde mezkur mikropların insanın kafasının içini de mekan kıldığını ifade eder. Urania'nın kafasının içi asla unutamadığı ilk travmanın anısı ile doludur ve travma iktidar odaklıdır. Finale doğru yapılan bir dizi itiraf bu yüzden bir psikanaliz seansını andırır ve kısmen de hristiyan kültüründeki günah çıkarma seremonisine atıfta bulunur. Urania akrabalarına itirafta bulunarak sırrını faş eder ve babasını neden ölmeden önce öldürdüğünü bu şekilde ifade etme fırsatı bulur. Artık üzerindeki bütün yük ortadan kalkmış, yıllar yılı sırtında taşıdığı kamburundan nihayet kurtulmuştur. Ekonomik bağımsızlığı kazanmış, rüştünü çoktan ispat etmiş kadın artık cinsel anlamda da özgürdür diyebiliriz. Connell, "Toplumsal Cinsiyet ve İktidar"da şöyle yazmıştır: "Çoğu durumda şiddet içeren rejimler, tasarlandığı biçimde işlemektedir: rahibe okulları rahibeler üretir, okul öğrenciler üretir, erkek çocuk babasının imgesi olacak biçimde yetişir." Bu açıdan Urania Cabral ile diktatör Rafael Trujillo'nun oğlu Ramfis Trujillo karşılaştırılırsa eğer aradaki fark daha iyi anlaşılır. Bir tarafta babasının teke'ye kurban ettiği Urania, diğer tarafta babası öldürüldükten sonra tıpkı onun gibi işkencelere devam eden Ramfis. Urania daha önce de belirttiğim gibi babasını yaşarken öldüren bağımsız, hür bir çehredir. Ramfis ise babasının asla tasvip etmediği hazza ve eğlenceye içkin bir yaşam süren bir playboy'dur. Buna rağmen oğul babasının izinden gidecektir; yani "babasının imgesi"nden kurtulup özgürleşemeyecektir.
Teke Şenliği
Teke ŞenliğiMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 20191,065 okunma
·
46 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.