"Zaman olmuş mezheplere uymayan âyetler mensuh addedilmiş, sadece bir cihad (onların ifadesiyle "kılıç" ayetiyle ) yüzlerce âyet neshedilmiştir, söz konusu âyettetten sonra hakkı,sabrı tavsiye etmenin gereği kalmamış, insanlara güzelliği sunmanın gereksiz olduğu iddia edilmiş, teklifin lüzumsüz olduğu savunulmuştur. Kezâ, art niyetliler tarafından Kur'ân dan ayetler öne sürülerek İslâm'ın sınıfsal bir toplum önerdiği savunulmuş, bazı âyetlerden hareketle İslâm'da mülkiyetin olmadığı iddia edilmiştir. Batı teklojisine ayak uydurmak için {'aşağılık kompleksine kapılarak geri kalınan yönlerdeki eksikliği kapatma adına '}{r.s.s.}
Kur'an'da bilgisayarın mevcut olduğu öne sürülmüş, kimileri de uyguladıkları baskı/despotisme Kur'an'dan referans bulmaya çalışmışlardır. Kimide şifâ bulmak için âyetlerin mürekkebini suda eritip içmeye kalkışmıştir. Kur'an'ın Müminlere şifâ verdiği muhakkaktır.
Ancak bu şifânın ruhî ve toplumsal sorunların Kur'an'ın emir ve yasaklarını uygulamayla ilgili olduğu muhakkaktır. Zaman olmuş savaşlarda zafer/nusret elde edilsin diye Buhari okutulmuş, ancak sonradan savaş gemilerinin Buhari ile değil, "buhar" ile çalıştığının farkına varılmıştır.
Kur'an'da, Buhari de okumaktan çok uygulamayı talep etmektedir."
~ Abdülcelil CANDAN /Kur'an Tefsirinde Sapma Ve Nedenleri, s.9 - Düşün yayıncılık
Sayfa 9 - Düşün yayıncılık
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.