Gönderi

Al ekmeği benden istersen havayı da; ama gülüşünden mahrum etme beni.Koyma gülsüz ve çiçeksiz beni, sevinciyle coşarak parıldayan sudan ve senden yayılan gümüşün kıvılcımlarından.Bu çetin ve uzun kavgamdan yorgun gözlerle dönerim ve görürüm ayaklar altında bu değişmeyen toprağı; ama o sevecen gülüşün yükselir gökyüzüne peşimden ve ardına dek açar yaşamın tüm kapılarını benim için.Sevdalım, zifiri karanlıkta bile gülümse bana ve ansızın saçılıyorsa kanım sokak taşlarına, gülüver çünkü gülüşün eştir yalın bir kılıca.Sonbaharda denizle birlikte gülüşün coşturmalı köpüren çağlayanını. Ve sevdalım baharın beklediğim çiçek gibi gülüşünü ararım mavi çiçeği, gülü yurdumdan seslenen.Gül gecenin şavkında gündüzün aydınlığında gül yamru-yumru sokaklarında adanın, gül sana sevdalanmış şu ipe-sapa gelmez adamın bakışında, ama ben gözlerimi açtığımda ve de kapadığımda onları, ve ayaklarım götürüp geri getirdiğinde beni al benden ekmeği, havayı, ışığı, baharı, ama mahrum etme gülüşünden beni işte o zaman ölürüm gayri.
·
7 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.