Balzac’a adımımı “Gizli Başyapıt” ile atmış bulunmaktayım ve hayran kaldım...
Derin derin cümlelerine birşeylere nasıl anlam katarak anlatışına ... öyle sanatsal bi dili vardı ki. Kitap 56 sayfa kısa ama o kadar güzel ki çok beğendiğim Kitaplar arasında yerini aldı.
Kesinlikle okuyun ve okutun.
Kitap usta bir ressamın yaptığı resme emek verirken ona nasıl bir duygu kattığını, ona nasıl bir duyguyla yaklaştığını bizlere anlatıyor.
Gizli Başyapıt, bir çok ressam yazar ve yönetmeni etkileyerek sayısız esere ilham kaynağı olmuş bir eser.
- Dünya bir sanatçının gözüne nasıl görünmektedir?
-Sanat “kopyacı” mıdır, “dışavurumcu” mu?
*Siz bir kadın çiziyorsunuz ama onu görmüyorsunuz!
*Bana bakıyorsun bakmasına ama beni düşünmüyorsun.
(İkiside kitaptan alıntı demekki bakmak değil görmek, sonrada görmek yeterli değil düşünüp anlamak...)
•Zweig, Balzac'tan söz ederken olayları ne denli içselleştirdiğini göstermek adına, Balzac'ın yemek istediği ama ulaşamadığı yemekleri masa üstüne çizmesinden söz eder. Yine aynı şekilde hayatı boyunca duyularını kandırdığını, tutkularını güçlendirdiğini ve bunu karakterlere yansıttığını anlatır. (Balzac tam bir boğa burcu sanatsal açıdan)
~•~Tüm insan duygularının başlangıcında bir çiçek vardır, soylu bir heyecandan doğan bir çiçektir bu ve mutluluğun anılarda kaldığı, şöhretin de bir yalandan başka bir şey olmadığının anlaşıldığı günlere dek yavaş yavaş solar.
~•~Geleceği parlak insanlar, işlerini yaparken bu utanma duygusundan kurtulmayı bilirler.
Tıpkı cilve yapmaya başladıklarında çekingenliklerini yitiren güzel kadınlar gibi.
Başarı alışkanlığı kuşkuyu azaltır.
Utangaçlıksa bir kuşkudan başka bir şey değildir belki.