Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

272 syf.
·
Puan vermedi
Rasim Özdenören'in Müslümanca Düşünme Üzerine Denemeler'deki "Don Kişotça Müslümanlık" tabirinden sonra Cahit Zarifoğlu'nun Bir Değirmendir Bu Dünya'sını okumuş ve orada bir Don Kişot görmüştüm. İsmet Özel'in Kırk Hadis'ini de bir Don Kişotluk olarak değerlendirebiliriz: Bir şair ne cüretle hadis yorumlayabilir denebilir. Kitap okunduktan sonra ise bu sorudan vazgeçileceğini düşünüyorum. Sebebi kitabı beğenecek olmanız değil, beğenmeyebilirsiniz de; ama Özel'in kitabı yazmadaki -daha doğrusu konuşmalarını kitaplaştırmadaki- temeli sağlam. "Yaşamak bir yanlışlık, din bir bunalımdır" başlıklı bir Mukaddime ile açıyor kitabını Özel. İşte bir şairin Kırk Hadis kitabı telif etmesindeki hikmet de burada yatıyor. Ben bu ifadeyi -kitaptaki açıklamasından bağımsız olarak- şuna benzettim: Yanlış iliklenmiş bir gömleği yırtarak çıkarmaya çalışmak. Biraz daha açacak olursam, İslam'dan uzaklaşmış yaşantımız yanlış iliklenmiş gömleğimizdir. Dinin bizi gayri İslami yaşantıdan çıkarması mevcut bağlamda gömleği yırtarak çıkartmaktan başka şekilde mümkün olamaz. Bu da bir Müslüman'ı "şair olarak" oturup Kırk Hadis yazmaya iter. Çağdaş yaşamın bize biçtiği gömlekleri giydiğimizde, Müslüman olarak var olma imkânlarımız kısıtlanıyor. Oysaki Özel'in kitapta ele aldığı hadis-i şeriflerden de görüleceği üzere, Müslümanlık esasen öyle yüksek bir şahsiyet olmayı gerektiriyor ki, o yüksek şahsiyet çağdaş yaşamın biçtiği "şair", "mühendis", "doktor", "işçi" gibi gömleklere sığmaz, sığamaz. Ha bir hata silsilesi olagelmiştir ömrümüz, biçilmiş o gömlek o yüksek şahsiyet olunamadığı için giyilebilmiş, üstüne bir de yanlış iliklenmiştir. O vakit İslam'dan gayrı kalıp tanımayacak yüksek şahsiyete kavuşmanın tek yolu o gömleği yırtarak çıkarmaktır. Yırtarak çıkarmadıkça, içine sokulduğumuz dar kalıp bizi bunaltacaktır. Bu noktada Özel'in bunalım ile kast ettiğinin Allah'a teslim olup gayret etmekten başka yapılacak başka bir şeyin olmaması olarak belirttiğini ve bunun bir ümitsizlik hâli olmadığını da not edelim. Kitabın kendisine gelirsek, eğer buradaki hadisleri ilk kez okuyacaksanız yalnızca hadislerin kendileri bile güzel bir seçki oluşturuyor. Benim de daha önceden hiç duymadığım hadis-i şerifler vardı içinde. İsmet Özel genel olarak Müslüman'ın ne kadar yüksek bir şahsiyet olması gerektiğine dair örnekler üzerinden ilerlemiş. Buradaki kilit noktalardan biri Müslümanın sadece kendi kabuğunda Müslüman olmayacağı, her yerde Müslüman olması gerekliliği. Bir diğer önemli husus ise Müslümanın sorumluluk alması gerekliliği. Özel bu açıklamaları yaparken tezatları ortaya koyabilmek için İslam'ın en alçakta gördüğü insanları da, neden bu insanların vurgulandığını da irdelemiş. Kimi hadis-i şeriflerde yazarın da söylediği üzere zaten hadisin kendisi üzerine denecek fazla bir şey kalmamış. Ama bazı hadis-i şeriflere dair farklı ve güzel yorumlar getirilmiş. Burada belki "şair gözüyle" tabirini kullanmam lâzım; ama kitabın hiç de şair gözüyle yazıldığını düşünmüyorum (Hatta dil de şiirsellikten oldukça uzak). Hatta bu dediğim esasen yukarıdaki paragrafta anlattığım "biçilmiş gömlek" metaforuna da aykırı. İsmet Özel bu kitabı bir Müslüman olarak yazmış. Çünkü Özel'in bu kitap vesilesiyle arayışına koyulduğu o Müslüman, yaşama yordamı için hadislere muhtaçtır. Bu noktada sorulması gereken soru da şu olsa gerek: Bizim kırk hadisimiz hangileri? Beğendiğim hadis yazılarını da numaralarıyla ekleyeyim: 2, 5, 12, 18, 20, 23, 25, 28 30, 36, 37.
Kırk Hadis
Kırk Hadisİsmet Özel · Tiyo Yayınları · 20191,428 okunma
··
34 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.