Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

342 syf.
7/10 puan verdi
Toplumsal cinsiyet üzerine psiko-nörolojik araştırmalar temel alınarak hazırlanmış ve yer yer yazarın kişisel analizlerinin de olduğu kitap. Özellikle mevcut düzen içi sınıflandırmalar ile alakalı olarak bir irdeleyiş olduğundan bu kitabı ataerkil sistem analizi olarak düşünmek daha doğru olacaktır. Bildiğiniz ve yaşadığınız üzere kız ve erkeklere (farkında olsun ya da olmasınlar) ölene kadar maruz kalacakları toplumsal cinsiyet normları atfedilip durur sosyal çevresi tarafından. Bu kimi zaman mavi-pembe renkleri şeklinde, kimi zaman duygusal-analitik zeka şekliyle, kimi zaman da duygu durumsal ayrımlarla erkeğin ve kadının ''yapması ve olması gerekenler'' bir liste şeklinde sıralanmaktadır. Tabi konu ataerkil düzen olunca bu sınıflandırmanın kültürel inanç, örf, adet, gelenek gibi ilkel güdülenmelerden kaynaklı olduğunu ve bu güdülenmenin özünde yine erkeğin belirleyiciliği söz konusu olmasına rağmen nesiller sonra gelen kadınlar dahi bu güdülenmeyi kabul edebilir hale gelmesi konunun nasıl bir önyargı halinde seyrettiğini göstermesi açısından hayli güzel irdelemeye sahip kitap. Ancak bu güzel yanları kadar eleştirdiğim yanları da var bu eserin. Özellikle empati konusunda... yazar, empati olgusunu nörolojik açıdan ele alarak kimde daha fazla olabileceğini bilemeyeceğimizi ve bunda ataerkillik eleştirisi yapmadan es geçmektedir. Empati her ne kadar kişinin insiyatifine bırakılmış bir olgu olsa da, kişinin iradesine terk ediş bile ataerkil mantığın yansımasıdır aslında. Çünkü soruyu çözmeye başlamak bitirmenin yarısı ise empati kurmak da ataerkilliğin yıkılmasının yarısıdır gözümde. Ataerkil süreci geç neolotik çağdan beri yaşıyoruz. Ve insanlık kıyımlarla, savaşlarla, işkencelerle yazdı tarihi. Ataerkil mantık tarihi bu şekliyle oluştururken insan psikolojisi de yine buna istinaden şekillenmeye ve değişimlere uğramaya başladı. Yani anaerkil bir düzeni uzun süre tecrübe edemeden empatinin kişinin insiyatifine terk ederek açıklamak pek isabetli bir tespit olmamış. Kitap bu konuda eksik kalmış diyebilirim. Bunun dışında toplumsal cinsiyet eleştirisinin dışında yazarın, toplumsal kimliği kabullenişini fark ettim. Yazarın bu tutumu bile demin bahsettiğim insan psikolojisi de buna binaen şekilleniyor ve kendiliğinden bir kabullenme ve rıza gösterme durumu ortaya çıkıyor. Kitabın antropolojik ve psikolojik irdeleyişi oldukça eksik kalmış kısacası. Çünkü unutmamalı ki toplumsal cinsiyet kadar, toplumsal kimlik de bir yanılsamadır. Tıpkı toplumsal ahlak, toplumsal bilinç gibi... Arttırıyorum; toplum, yanılsamadır.
Toplumsal Cinsiyet Yanılsaması
Toplumsal Cinsiyet YanılsamasıCordelia Fine · Sel Yayıncılık · 201795 okunma
·
157 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.