Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

288 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
sitedeki diğer incelemelere baktım biraz. yaklaşık 200 tane inceleme, 4000 tane alıntı var. bir din felsefesi kitabi için yoğun bir ilgi. aralarda "hayatın kendisi de zaten bir parça delilik değil midir" gibi sempatik yorumlar da var :) ben kabalcı yayınlarından okudum. kitabın önsözü yeterli değildi. hatta Erasmus gibi bir yazar ve bu
Deliliğe Övgü
Deliliğe ÖvgüDesiderius Erasmus · Kabalcı Yayınları · 201711,5bin okunma
·
44 görüntüleme
Ezgi okurunun profil resmi
Çıkarımları biraz problemli buldum. Tapınaktan kastı büyük kilise inşaatı değil. Direkt olmasa da Erasmus’un hıristiyan hümanizminde anti kilisecilik var. Kiliseye bağlı ibadet biçimlerini ve kilise hakimiyetini eleştiriyor. Bireyin ahlaki kararlarını teşvik ediyor. Luther’in Erasmus’un fikirlerini almasını da garipsedim. Luther’i etkileyen Jan Hus’tur. Erasmus’un Reformasyondan kuşku duyduğunu okudum birçok yerde. Kamusal çatışmalardan nefret ediyor. Erasmus’un bu nefretine karşılık Luther seküler otorite aşığı. Kiliseyi dünyevi ya da kutsal tüm yargılamaların dışında bırakır. Erasmus söylediğin gibi krallıktan yanaysa bu iki tutum arasında uçurum var. Benelüks ülkelerinde reformasyonun yayılmasını sağlayan Erasmus oluyor. Kısaca Luther fikir almadı, Luther Erasmus üzerinden benimsendi.
Karakedi okurunun profil resmi
--> Luther’in Erasmus’un fikirlerini almasını da garipsedim. Luther’i etkileyen Jan Hus’tur. konusunda haklısın. benim tabirim yanlış olmuş, yanlış yönlendirmemek için düzeltiyorum. aslında niyetim senin dediğin gibi, erasmus sayesinde kabul gördüğünü kastetmekti. lutherle erasmus birebir temas etmeye başlamadan önce ikisinde de benzer düşünceler var. luther erasmusa mektup yazıp fikirlerini paylaşıyor ve onun teyidini almak istiyor fakat erasmus güvenmediği için açık destek vermekten kaçınıyor. luther ise bir eylem adamı olarak itirazlarını sonuna kadar sürdürüyor kralın huzuruna çıktığında da fikirlerini savunuyor. /// kitaptaki krallık ile ilgili bölümler şu şekilde: --> krallar, prensler... bunların hemen hemen hepsi bana en temiz niyetlerle saygı gösterir. kanunlarıma açıkça uyan bu kimseler... --> bir milleti idare etmek işini üzerine almış bir insan, bütün hayatını toplumun çıkarlarına adamak için kendi çıkarlarından vazgeçmiş demektir. O, hep milletinin bahtiyarlığıyla meşgul, ve yasama gücüyle yürütme gücü şahsında toplanmış olduğundan kanunlara şaşmaz bir dikkatle boyun eğerek, bakanların, yargıçların doğruluğundan sorumlu olacak... ---> en büyük krallar, delilerle yaşamaktan o kadar haz duyarlar ki, krallar arasında, deliler olmadan ne yiyebilen, ne gezebilen, ne de bir an yaşayabilen birkaç tane vardır. krallık kurumu ile ilgili bu kitapta net/kapsamlı düşünceler yok aslında. "the education of a christian prince" diye bir makalesi var. prenslerin hristiyanlık eğitimi için yazmış. siyaset ile ilgili görüşleri için bu makalelere referans yapmışlar. mutlak monarşi ile kıyaslarsak düşüncelerinin daha sağduyulu/hümanist olduğunu söyleyebiliriz. fakat nihayetinde erasmus monarşi ile barışık bir insan. düşünceleri şuna yakın. --> Kral, Tanrı'nın yeryüzündeki otoritesidir. kral hatalı davranmış olsa bile, ona karşı çıkmak/savaşmak, tanrıya karşı çıkmaktır. çünkü aslolan düzendir (doğu toplumlarında da aynı anlayış var. mesela "sultan, allahın yeryüzündeki halifesidir/gölgesidir". mesela, doğu sultanlıklarında "nizam"her şeyden önemlidir). bu makalelerde yönetim sistemi hk düşüncelerini açıklamış. platonun devlet teorisine çok yakın. ne demokrasi/"tiranlık", ne de mutlak monarşi. mesela bazı dispute'lar olduğu zaman bize danışsın diyor. prensleri o eğitiyor, krala akıl veriyor. kilise konusunda haklı olabilirsin. kilisenin kendisine karşı çıkmak o dönemde çok aykırı olacağından bunu açıkça ifade etmemiş olabilir. yeryüzünün tamamı tapınak olarak görüyor. --> Hem tapınağa ne ihtiyacım var? Her yerinde her zaman saygı gördüğüm bütün bu evren, az görkemli bir tapınak mı?
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.