Gönderi

145 syf.
·
Not rated
·
Read in 8 hours
İnsanlığın Alçaklığı
Borges'i ilk Alberto Manguel'i okurken denk geldim ve çokca bahsetmesi daha o zaman merak uyandırmıştı. Sonrasında ise Borges'in "Averroes'in Arayışı" öyküsü oldukça dikkatimi çekmişti belki de İbn Rüşd hayranlığımdan olsa gerek. Bu eserinde Doğu-Batı, kadın-erkek-çocuk, din, ırk farketmeksizin insanlığın o kötümcül duygularını anlatıyor Borges. Belki de gençlik dönemi öyküleri olması hasebiyle Borgesvari dediğimiz o büyülü atmosferden yoksun biraz öyküler. Ama Borges okumak için de belki başlanacak kitaplardan bence. Borges'in çokca eleştirilen yanlarından birisi olan baskıcı bir diktatöre dair söyledikleri. Maalesef ki entelektüel yada edebiyatçıların en büyük sınavlarından biridir iktidar ile ilişkileri ve buna dair söylemleri. Mesela merhum Eduardo Galeano'nun adını anmadan geçemiyeceğim. Kendisi de Borges gibi Latin Amerika kıtasından gelen hikaye anlatıcılarından biri. Ama Galeano insanlığın vicdanıdır hem duruşu ile hem de hikayelerindeki zeki mesajları ile. Bence hikaye ve mesaj konusundan ve otoriteye karşı duruşu ile Borges kesinlikle Galeano'ya yetişemez. Edebî konumlanışları farklı diyenler olsa da her iki ismi okuyanalar ne dediğimi anlar sanırım. Borges'in "Muhammed'in Dublörü" hakkında birseyler soýlemek istiyorum. Ki öykü kaynak olarak Swedenborg isminde spirütüalist-egosantrik, ruhlarla iletisime gectigini zanneden bir isimden alınmış. Hikayede baslangıçta bir çeviri problemi var ki Celal Üster gerçekte guzel bir ceviri yapmış. Ama Hz Yusuf ifadesinde hazret olmamalı cunku kastedilen Yusuf peygamber degil Yahudilerin Meryem'in ve Yusuf isminde bir çobanla zina ettigini soyledikleri Yusuftur ki öykudeki dublör de unu kastetmis zaten. Ama İslamî muktesebatın Meryem'in zina ettigine dair herhangi bir soylemleri yok zaten. Neyse Borges aslında bu çılgından bu hikayeyi alacagina "Muhammed'in Dublörü" adlı bir öykünün altına aslinda tarihsel olarak Muslumanlar tarafindan rivayetle kişileştirilmiş ve meydana getirilmiş Muhammed'lerden bahsederek oldukça güzel bir hikaye yazabilirdi. Hem hayal hem gercekle harmanlayarak büyülü bir gerceklik oluşturabilirdi ama sanirsam daha o kabiliyetini keşfedememiş ki kopyala bir hikaye ile spekülatif bir hikaye ortaya atılmış. Dikkatimi çeken bir şey de Borges tarihsel savaş ve zulumleri anlatırken Müslüman tarihinden yararlanirken Amerika Çin vb aşağılıklar genelde spesifik yeraltı yada kabilevi örneklemler getirmiş. Mesela "Endülüs hükümdarlığına böyle egemen..." olmuşlar ifadesi modern-öncesi tarihsel alçaklığı netice ve mesajla vermesinin öykü-ötesi bir boyutu olsa gerek. Ne yazık egemenlik için bu söylediklerini kendi başındaki diktatörü överek de kendi hikayesinin başka bir alçaklık temasını sunuyor: Edebiyat ve Ahlak.. Borges'in büyülü gerceklik diye isimlendirilen Alef kitabını okuduktan sonra edebî dunyasi hakkinda konuşmak daha dogru olsa gerek. Cunku bu kitap ilk donem dedigimiz bir dunyasindan.
Alçaklığın Evrensel Tarihi
Alçaklığın Evrensel TarihiJorge Luis Borges · İletişim Yayıncılık · 20191,652 okunma
·
39 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.