Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

175 syf.
·
Puan vermedi
Fahrenheit 451'i sonunda okudum. Çoğunuzun bildiği üzere kitap bir distopya ve itfaiye teşkilatının amacının tamamen değiştiği bir dönemi konu alıyor. Bu dönemde itfaiyeciler kitapları yakıp yok etmekle görevliler. Kitap okumak, kitap bulundurmak kesinlikle yasak ve bir ihbarla itfaiye kapınıza geliyor, kitaplarınızla birlikte evinizi de yakıyor. Kulağa korkunç geliyor değil mi? Zaten okurken de kendimi çok rahatsız hissettim, hayal etmesi bile kabus gibiydi benim için. Ana karakter Guy Montag, bir itfaiye çalışanıdır ve onun da görevi diğer meslektaşları gibi ihbar edilen yerlere gidip kitapları yok etmektir. Bir gün aynı sokakta yaşayan 17 yaşında genç bir kızla karşılaşır ve onunla yaptığı konuşma sonunda Guy'ın yaptığı işi sorgulamasına neden olur. Kitapların yakıldığı bir zaman söz konusu olduğundan insanlar etraflarında ne olup bittiğini bilmeyen, geçmişlerini merak etmeyen, dolayısıyla gelecekleri konusunda hiçbir kaygı taşımayan, düşünmeyen, sorgulamayan bir kitleden ibaretler. Televizyon ve medya hala etkinliğini sürdürüyor bu dünyada ve insanlar üzerinde endişe verici düzeyde bir yere, bir etkiye sahipler. Tıpkı bugün de olduğu gibi aslında. İzlemek, okumaktan daha kolay. Söylenen, öylece önümüze sunulan bilgiye inanmak, araştırıp sorgulamaktan daha kolay. Bugün de birçok insan, hatta bir sürü insan televizyonun esiri değil mi? Saçma sapan, insana hiçbir şey vermeyen hatta rezilliklerle dolu programlara bağımlı halde değiller mi? Belki ben izlemiyorum evet, sen de izlemiyorsun ama bu programları izleyen hatırı sayılır bir kitle mevcut, öyle ki yayınlanmaya devam ediyorlar. Kitaptaki bir ifade beni çok kızdırmış, aynı zamanda çok üzmüştü. Deniliyordu ki insanlar kitap okumayı zorla bırakmadılar. Bunu kendi istekleriyle yapmayı kestiler. Kitap okumak size yalnızca sahip olmadığınız bilgileri vermez; sizi yalnızca inanmadığınız şeylere inanmaya zorlamaz. Kitap okumak size bakış açısı kazandırır, açık görüşlü olmanızı sağlar. Empati yeteneğinizi geliştirir ve sizden farklı düşünen, farklı inançlara sahip olan insanlara karşı anlayış ve hoşgörü kazanmanıza yardım eder. Kitaplar sizi medeni kılar. Ve bu kitapların saymakla bitmeyecek faydalarından yalnızca birkaçıdır. Kitaptaki insanların robotlardan farkının olmaması, neredeyse iradesizleşmesi ve tam anlamıyla kontrol edilen bir kitle haline gelmesindeki en önemli sebep de bu zaten; kitap okumamaları. Düşünüp sorgulama yeteneğini kaybeden bu insanların aynılaşması da sömürücü, baskıcı güçlerin onları yozlaştırıp toplu halde yönetmesini, fikirlerini dahi kontrol etmesini kolaylaştırıyor yalnızca. Karakterlerin yüzeyselliği onlarla bir bağ kurma olanağını imkansız hale getiriyordu mesela. Yukarıda da dediğim gibi mesaj verme odaklı bir kitaptı, fakat yine de bunu bir kurguyla vermeye çalışıyorsa yazarın, bu mesajı hikayenin içinde eritmesi gerekirdi bence. Böylece hikaye daha vurucu olabilirdi. Karakterlerle empati kurarak duygu ve düşüncelerine tanık olur, öyle bir atmosferde yaşasak biz neler yapıp neler hissederdik diye kafa yorardık. Ayrıca duygusal olarak bir ilişki kurulabilseydi, karakterlerin yaşadıkları daha derin etkiler bırakabilirdi okuyucuda. Kısacası kurmaca bir öyküden çok, ders verici, uyarıcı bir kitap okumuş gibi hissettim daha çok. Bu olumsuz bir şey değil tabii, fakat dediğim gibi ben bizi salak yerine koyan kitaplardan pek haz etmiyorum. Uzun lafın kısası, bilgiye ve kitaplara erişmek bu kadar kolayken okuyun, düşünün, sorgulayın. * Bu arada Fahrenheit 451, kitap kağıtlarının yanıp tutuştuğu ısı derecesiymiş.
Fahrenheit 451
Fahrenheit 451Ray Bradbury · DeBolsillo · 200689,2bin okunma
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.