Gönderi
Sanki ne zaman, "Daha ne kadar kötüye gidebilir ki?" diye düşünsem yazarlar bunu bir meydan okuma olarak algılıyor ve ne kadar kötüleşebileceğini kanıtlamak için var gücünü kullanıyor.
Kitabın neresinden tutarsam tutayım elimde kalıyor.
Öncelikle kitabın niye sevildiğini anlayabiliyorum. Konusu cezbedici. Esas kızımız Emika Chen dünyanın en büyük sanal gerçeklik oyunu Warcross'ta yasadışı bahis oynayanları yakalayarak ayakları üzerinde durmaya çalışan dövmeleri ve gökkuşağı(!) renkli saçları olan bir ödül avcısı-hacker. Bir gün 'yanlışlıkla' Warcross'u hackliyor ve ardından bu sanal dünyanın zeki mucidi, yakışıklı, zengin ve genç Hideo Tanaka tarafından oyuna sızan bir başka hackerı yakalaması için tutuluyor ve bu amaçla da resmi turnuvaya joker oyuncu olarak dahil ediliyor.
Yani kızımız sert, zeki, havalı. Oğlumuz zeki, zengin, yakışıklı. Kurgusu olaylı.
Dediğim gibi niye sevildiğini anlıyorum. Genç yetişkin türünde gayet zevk alınabilecek bir kitap. Puanıma rağmen ben sevmedim, tavsiye de etmiyorum demem. Sadece beni kesmedi. Bilim-kurgu hikayelerine veya teknoloji distopyalarına aşina kimseyi de keseceğini sanmıyorum. Okumayı düşünen, ilgisini çeken şans verebilir.
Benim sevmeme sebeplerim:
Ön Bilgi: Marie Lu röportajında diyor ki Warcross bizim dünyamızda, yaklaşık 10 yıl sonra (kitabın basım tarihi itibariyle) geçiyor. Yani 2027'de. Efsane serisindeki olaylar da Warcross'tan 80-90 yıl sonra gerçekleşiyormuş.
>> Bilim-kurgu ama bilimi yok. Hideo'nun bulduğu teknoloji ile kitapta kullanılan onlarca başka teknoloji alakasız.
>> Hideo'nun sanal gerçeklik teknolojisi adeta anasının karnından mükemmel çıkmış. Bir tek nörolink gözlüklerini antenli cep telefonundan akıllı telefonlara geçer gibi geliştirdiklerini öğreniyoruz.
>> Göze takılan bir şey nasıl sesli iletişim sağlıyor, nasıl tüm vücudunun hareketlerini algılıyor sizin hayal gücünüze bırakılmış. Zaten nörolinki taktığında gerçek dünyadaki bedenin ne yapıyor kim bilir? Düşünürken bana kramp girdi.
(Hideo'nun nörolinki 13 yaşında bulmasına değinmeyeceğim bile. O kadar nazik davranıyorum.)
>> Nörolinki takınca gerçek dünya sanal evrenin bir parçası oluyor. Buna hiç bir devletin ilk etapta pek çeşitli bilgi ve can güvenliği sebeplerinden ötürü izin vermeyeceğinin farkında mıyız? Pokemon GO bile kriz yarattı yahu! Kitapta atladığım bir yer yoksa sanki dünya bu teknolojiye heyecanla kucak açmış gibi anlatılmış.
>> Kitabın adı ne? Warcross. Warcross ne? Sanal gerçeklik oyunu. Kitapta ise oyunun kendisinden adam akıllı bahsedilmiyor. Sadece bir tane turnuva maçını tam olarak okuduk. Onda da Emika yüzünden dikkatimiz başka yerdeydi.
>> Bir önceki yıl oyunları sorunlu tamamlamış olan ve bu yıl kendilerini kanıtlama gayeleri üst düzey olan profesyonel bir Warcross takımının liderinin büyük riske girip hakkında hiç bir şey bilmediği bir kızı takıma seçmesine ne demeli? Çıldırmalık. Kız iyi hacker diye iyi bir mimar olduğu ne malum?
>> Mimar demişken, oyun aslında kendi başına gerçekten çok gelecek vaat eden bir kurgu olurdu. Oyunda mimar, savaşçı, kalkan, lider, hırsız rollerinin olması kulağa çok hoş geliyor. Ne yazık ki bu roller var ama yoktu. Kim ne yapıyor belli değildi. Yapacak pek bir şey de yoktu ya. Bildiğiniz bayrak kapmaca oyunu, sadece sanal.
>> 16 profesyonel takımın yarıştığı Warcross'ta en iyi oyuncular var. Bir kere yenildiniz mi eleniyorsunuz. Yani rövanş yok, bu yüzden oyuncular varlarını yoklarını ortaya koyarak mücadele ediyorlar. Ancak kusursuz Emika Chen için oyunlar o kadar kolay ki aynı anda çok daha mühim işlerle uğraşırken rakip takımı da yenmelerini sağlıyor.
>> Dünyanın en büyük parasının döndüğü, herkesi etkisi altına almış, turnuvası düzenlenen bir oyunun resmi profesyonel takımlarının isimleri daha baştan savma olamazdı.
>> Bu arada gökkuşağı renkli saçları olan Emika Hideo'nun ne kadar genç olduğunu hep unutuyor.
>> Kitabın sevenleri Emika ve Hideo çiftini çok seviyor. Birçok okurun favori çifti olarak gördüm. Kitabı sevmeyenler de kurgunun aşk hikayesine bağlamasından yakınmış. Demem o ki her şekilde de ortada bir aşk olduğu söyleniyor. Bence yok, aşk falan yok. İkisinin konuşmasından bir diyalog yazayım desem elim boş.
>> Son olarak spoiler vermeden, algoritmayla ilgili kötünün argümanı iyi karakterin argümanından daha güçlüydü.
·
50 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.