Kitap iki hikayeden oluşuyor. İlki ve asıl ana hikaye olan, Kitapçı Mendel. İkincisi ise Kızıl. Bu iki hikayede de karakterlerin psikolojik tahillileri çok iyi işlenmiş. Yorumlamaya Kitapçı Mendel ile başlıyorum. Benim en çok sevdiğim hikaye bu oldu ve gerçekten kitabın içine girip, Mendel ile tanışmayı çok istedim. Hatta onunla ilgili sevdiğim alıntıları sizinle paylaşarak, Mendel'in nasıl bir karaktere sahip olduğunu özetlemek istiyorum. •Kitaplardan başka bir dünyada yaşamıyordu Jakob Mendel. Onun dünyası kurşunlara dökülmüş, kağıtlara basılmış, kitaplarda bir araya getirilmiş harflerdi. •Onun kitaplardan oluşan dünyasında savaşlar yoktur, anlaşılmazlıklar da. Bu dünya sadece bilimden, kelimelerden, kitap ve yazar adlarından oluşmaktadır. Gerçekten de Mendel tüm benliğini, hayatının her anını kitaplara adamış; her şey ve herkesten habersiz bir şekilde sadece kitaplarıyla vakit geçiren bir kişidir. Her şey ve herkesten habersiz diyorum, çünkü bu habersiz oluşu günün birinde başına çok büyük bir iş açacak ve Mendel'i tamamıyla değiştirecektir.Bunun nedenini okuduğunuz zaman daha iyi anlayacaksınız. Hikaye gerçekten çok hüzünlü. Okurken, olaylara el atmak; çekip çıkarmak ve onu kurtarmak istiyorsunuz. Bu da hikayenin ne kadar gerçekçi bir anlatım tarzına sahip olduğunu gösteriyor.Dönemin, gerek savaş ve savaşın yarattığı psikolojik etki iyi bir biçimde işlenmiş. Özellikle bunun Nazi tarafından, Yahudilere karşı yapılan zulmü ve acımasızlığı kitapta açıkça görebiliyoruz. Şahsen herkesin okumasını önerdiğim bir hikaye. Seveni olduğu kadar elbet sevmeyeni de olacaktır, fakat bir şans vermenizi isterim.:) Kızıl hikayesine gelecek olursak, sevip sevmemek arasında kaldığım bir hikaye oldu.Baş karakterimiz olan tıp öğrencisi Berger, Viyana'ya üniversite eğitimi için geliyor. Tabi uzun yıllardır bu anı bekleyen, çok büyük hayal ve isteklerle gelen Berger maalesef bir süre sonra hiç hayal etmediği ve istemediği bir hayat ve ortam ile karşı karşıya kalıyor. Karakterimizin özelliğinden bahsedecek olursam, içine kapanık olan ve kendini hep güçsüz-aciz hisseden;utangaç ve özgüven sahibi olmayan birisidir.Ve bir gün, kendini herkese kanıtlamak uğruna yaptığı bazı hatalar sonucu Berger bulunduğu ortama daha fazla ayak uyduramaz ve derin bir yalnızlık duygusuna kapılır.Bunun sonucunda her şeyi bırakıp, derslerini de aksatmaya başlayan Berger, üniversite ortamından da iyice uzaklaşmaya başlar. Ona sadece yakın olan (tabi bir süre sonra işler değişiyor) Schramek de, onu sürekli küçük görüyor ve zaten özgüven sahibi olmayan kendini hep kötü hisseden Berger'i iyice derine itiyor. İçinde oluşan büyük bir boşlukla günlerini geçiren Berger'i, Kızıl hastalığına yakalanmış 13 yaşındaki bir genç kız, karakterimizi bu durumdan kurtaracaktır. Ve Berger içindeki hislerin iyileşiyor olmasından dolayı kendini bu kızın iyileşmesine adıyor. Genç kızın varlığı ile bir şeyler tam düzelmeye başlamış ve eskiye dönüyorken olan oluyor. Sonu hiç beklemediğinz şekilde bitiyor onu söyleyeyim. Ve daha fazla spoiler vermemek adına devam etmeyerek bu hikayeyi okumanızı öneririm.

Kitapçı MendelStefan Zweig · Koridor Yayınları · 20208.3k okunma

·

22 views

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sadem️