Gönderi

232 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
“Subay çıkan Giovanni Drogo, ilk atandığı yer olan Bastiani Kalesi’ne gitmek üzere, kenti bir eylül sabahı terk etti." Tolstoy tüm muhteşem hikayelerin iki türlü başladığını söylemişti.. Ya bir insan yolculuğa çıkmalıydı ya da şehire bir yabancı gelmeliydi. Peki Giovanni Drogo hangisiydi? Gittiğinde, orada yabancı olacağı bir yere yolculuğa çıkmıştı. Belki de yapmamalıydı. . Giovanni Drogo, Tatar Çölü sınırındaki kalede görevlendirilmişti.. Kaledekilerin hepsi gibi ‘yanlışlıkla gönderilmişti’, bir yanlışlık evet..Başka türlü nasıl açıklanabilirdi ki.. Hemen annesiyle yaşadığı eve dönebilirdi, güzel gülüşlü bir kadın bulabilir, işini kentte sürdürebilirdi.. Ama Drogo duvarlar arasında, Bastiani Kalesi’nde kalmayı seçti. Bir süreliğine, kariyerinde belli seviyeye gelecek kadar, beklediği ‘o şeyi’ görecek kadar.. . En son Albaya Mektup Yok’ta bu kadar beklediğimi anımsıyorum. Bir umut filizlemiştim içimde, Tatar Çölü’nde de olduğu gibi.Yıllardır gözüme çarpan kitabı nihayet aldım, severek okuyacağımı biliyordum ancak bu kadar etkileneceğimi hayır.. İkili bir anlatım , duyguların her bölümde yoğun tutulması, hayatın otopsisinin yapılırcasına irdelenmesi.. Hatta var olmanın. Bizlere sıklıkla şunu öğütlerler ‘bir amacın olsun yaşamak için, olsun ki yaptıkların bir anlama bürünsün’ Peki o amaç doğru değilse? . Buzzati umudu mu anlatıyor sadece? Kök saldıktan sonra o kök yanlış toprakta olsa bile kopup gidememeyi de anlatıyor. İnsan denen varlığın kendini dahi yalanlarla avutabileceğini de.. İyi ki okumuşum.. İyi ki Dino Buzzati bu kısacık eserde Drogo’yla tanıştırmış beni ve bana sağlam bir tokat atmış.. . Su misali çeviride Hülya Uğur Tanrıöver yer alırken; Suat Aysu’nun yaptığı kapakta John Martin’in Ay Işığı-Chepstow Kalesi eseri kullanılıyor ~
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813.4k okunma
·
55 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.