Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
İttihatçılık, İttihat ve Terakki Cemiyeti veya İttihad-ı Osmanlı Cemiyeti olarak ilk örgütlenmesini gerçekleştirmiş bir harekettir. Bu hareketin çekirdek kadrosunu oluşturan kişilerine baktığımızda bu insanlar, daha seküler müfredatı eğitim/öğretim programı haline getirmiş olan yeni eğitim kurumları içerisinden çıkmıştır. Yani bu yeni jenerasyon daha pozitivist ve seküler bir eğitim formasyonu içinden gelen bir harekettir. Veya Osmanlı dışında eğitim alıp sonradan Osmanlı'ya gelenlerdendir. İdeolojik olarak İttihatçı hareket aslında Osmanlıcılık fikrini benimsemiştir. 1908 yazına geldiğimizde anayasa tekrar yürürlüğe girmiş, Osmanlı parlamentosu tekrardan teşekkül ettirilmiştir. Ama bu durum çok uzun sürmeyecek çünkü yükselen bir milliyetçilik düşüncesi var ve bu milliyetçi baskı çok kuvvetlidir. Ve bu baskının Batı Avrupalı devletler ve Rusya tarafından da desteklendiğini görüyoruz. Bunun en somut örneğini 1913'e kadar sarkan Balkan Savaşlarında yaşadık. Ve Balkan Savaşları sonucunda İttihatçılık Osmanlıcılık fikrinden çok hızlı bir şekilde Türk Milliyetçiliğine savrulmuştur. 1913 yılı Türk Milliyetçiliği için keskin bir yıldır. Kitle yönetimi gibi bir gayretin sonucu olarak birtakım dernekler (Türk Ocakları) ve dergiler çıkacaktır. Ve halkın tepkisi zirveye ulaşacaktır. İşte bu dönemde, bu Türk Milliyetçiliğini konuşan, uygulayan İsmail Gaspıralı, Ahmet Ağaoğlu, Yusuf Akçuralı gibi isimlerdir. Bu isimler de Osmanlı dışından (Çarlık Rusyasısından) gelmedir. İşte bu kitap bize bu dönemi genel olarak anlatırken bir yandan da Ahmet Ağaoğlu'nun fikirlerini açıyor. Ahmet Ağaoğlu yazar, düşünür, siyasetçi ve Türkçülük akımının önde gelen liderlerinden biridir. Hayatı tüm fikirlerini yazmakla geçmiştir. İstanbul'a gelişini mecbur kılan nedenlerden birisi de, II. Meşrutiyet'in ilanı ve onun hayatının Paris döneminden iyi tanıdığı arkadaşlarının bir kısmının, Türkiye'de iktidara gelmesidir. Dört bölümden oluşan bu kitabın ilk bölümünde Ağaoğlu'nun hayatı ve kişiliği anlatılıyor. İkinci bölümde İslamcılar arasında bir Türkçü olarak Ağaoğlu'nun düşünce serüveni anlatılırken, kitabın ana konu olarak ele aldığı Sırat-ı Müstakim ve Sebilürreaşad Mecmualarına ve dönemin kronolojisine değiniliyor. Son iki bölümde ise bu iki dergide yazdığı yazılara yer veriliyor. Ağaoğlu bu İslam mecmuasında İslam'ı ilerleme karşıtı gösteren görüşe karşı İslam'ı savunur. Kusurun dinde değil, insanlarda olduğunu anlatmaktadır. Bu konuda Eski Yunan bilgisinin Müslümanlar kanalıyla Hıristiyanlara geçmiş olduğu görüşünü tarihi delillerle anlatmaya çalışır. Son olarak Ağaoğlu'nun ve genelde Türkçülerin İslami anlayışlarını özetlemek için kitaptaki şu satırlara yer vermek isterim: "İslam dünyasının içinde bulunduğu geri kalmışlığın ve gün be gün çökmekte olduğu gerçeğinin bütün çıplaklığıyla ortaya konması, mevcut zihniyeti değiştirerek köklü yenilikler yapılması zaruretini herkese ve özellikle eski kafadaki softalara kabul ettirmek esasına dayanmaktaydı. Bu amaçla İslam dininin savunulmasını bizzat üstlenerek bir yandan İslamcı düşünceyi denetim altında tutmak, bir yandan da tutucu kesimlere yenilik isteyen Türkçülere karşı yürütülecek olan dinsizlik propagandasını etkisiz kılmak istiyorlardı." Tarihe, bu döneme ilgisi olanların mutlaka okuması gereken bir kitap ve Ahmet Ağaoğlu da fikirlerinin bilinmesi, okunması ve yine fikirlerinin üzerine son derece düşünülmesi gereken bir insan.
Ümmetten Millete
Ümmetten MilleteAbdullah Gündoğdu · IQ Kültür Sanat Yayıncılık · 20073 okunma
·
19 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.