Gönderi

82 syf.
7/10 puan verdi
Yunus Emre SUCİ, 07.09.1985'te Adana'da dünyaya merhaba demiş doğarak. "kimi öpsem yitirir anneliğini" (Mart 2019 - Klaros Yayınları) isminde şiir kitabı yayımlandı. Şiirleri bazı dergi ve fanzinlerde yayımlandı. Eliz, Şehir, Varlık, Bireylikler gibi dergilerde; sokak fanzin, 1kafasesi fanzin, fancat fanzin,firar fanzin, kumkuşu fanzin................. diye uzuyor yayım süreci. "ikilik kinini içimden atıp özde ben bir insan olmaya geldim" Bir ozanın söylediği bu iki dizeden fazla değil kendisi, kendi deyimiyle. Derdi insan olabilmek ve insan kalabilmek. "kimi öpsem, yitirir anneliğini" yunus emre suci adıyla 2019'da Klaros Yayınları etiketiyle günyüzüne çıkmıştır. Kapak tasarım ve mizanpaj Dağsu SÖNMEZ'e aittir. Kitap üç bölümden oluşmaktadır: kimi öpsem, yitirir anneliğini - - - tütün iklimi ve hüzün iklimleri... Toplam seksen iki sayfadan oluşuyor ve içinde kırk iki şiir yer alıyor. Yunus Emre SUCİ, "Kimi Öpsem, Yitirir Anneliğini" adlı eserinde sürekli anneye kaçış ve anneye yüreğini teslim etme imgelerini görürüz. Dünyanın, ülkenin ve erk gücünün zorbalığından anneye sığınma süreci... Emre SUCİ, sürekli yaşanmamış çocukluk ve öldürülen çocuk üzerinden hesap soruyor devlete! Evet, devlete... Çünkü devlet çoğu zaman katil olabiliyor. Ekonomisiyle, baskısıyla, politikasıyla ve daha nicesiyle... Emre SUCİ, Proleterya sorunlarını, bilincini ve ahlak biçimlerini dile getiriyor. Burjuvazi'ye hiç pas vermeden hesap soruyor. Kitap boyunca hep "iş, işçi ve emek" üçlemesi telaşı var. Ekonomik varoluş sancısı çekiyor. "emekçi ellerinde nasır olmak varken", "çocuğuna biblo kalan işçi babalar/ ucuz şaraplardan/ daha ucuz hayatlar/ sürüyorlar..", "dağılmış/ sokak sokak temizlik işçileri/ ellerinde çalıdan süpürgeler/ kirli bir geceyi süpürüyorlar" gibi dizelerle amacının ritmini yükseltiyor. Emre SUCİ'nin bir derdi, davası ve süreci var. Faşist devletten, duyarsız toplumdan ve taraflı şeylerden hesap soruyor. "Kimi Öpsem, Yitirir Anneliğini" aslında onun için bir manifesto başlangıcıdır. Şiirinin poetikasını bize hissettiriyor. Emre SUCİ, tüm çocukların yaşadıklarını yaşıyor onlarla. Dert ortağı oluyor. Empati kuruyor. Hissettiriyor. Ancak hiçbir zaman üzerine düşen sorumluluk ağırlığını yaşamadı ve her sorumluluğa daha çok sımsıkı sarıldı yapması gerekenlere... Bir yandan okuyup bir yandan çalışıyordu hep ama sokaktaki oyunlardan pek de geri kalmadı. Ayrıca bu aile zorlaması ile olmadı hiçbir zaman... Sadece o zamanlardan beridir ki hâlâ kendisine yetebilme çabası var onda... Bir şeye emek verebilmeyi ya da üretebilmeyi seviyor. Onu mutlu ediyor! Bütün bunları sözcüklerin şiirsel uğultularında duyabiliyoruz. Kendisi bize bir şey anlatmaya çalışıyor. Siz duymuyor musunuz? Zaman zaman az da olsa tasavvuf etkisini görürüz onun dünyadaki sevgilisine seslenirken kullandığı lirik dilinde. Birkaç defa Adana'ya gitmiştim. Elimden geldiğince her yerini gezmeye çalışmıştım. Tarihini, kültürünü, giyimini, yemeğini, şehir yapısını, ara sokaklarını, pazar yerlerini, popüler yerlerini, sanatsal ortamını ve daha bir sürü şeylerini öğrenerek deneyimlemiştim. Her mevsimde Adana'yı tecrübe etmiştim. Cehennemvari sıcağını ve ayazını yaşamıştım. Onun için Emre'nin kitabında kendimi yoğun bir şekilde Anada'da gezinirken hissettim. Adana'nın iklimini, toprağını, yaşamını ve daha birçok şeyi şiirinde kültürel öge olarak kullanıyor. "gölgeme yenilmişliğin/ öğlen güneşi altında nefes nefese", "düşlerimi/ tütüne sarıp da çekiyorum/ nikotin doluyor düşlerime", "güneşe uzanır yakarım cigaramı/ uzanıp çekerim/ mevsimin en grisinde/ bakır rengi tütünü/ sararım ilmek ilmek" gibi dizelerle Adana'nın toprağını, tarımını, tütününü ve daha birçok şeyi anlatıyor bize şiirin yanık bağrılı sözcükleriyle... Şiirlerinde yoksulluk, aile yapısı, ekonominin dengesizliği, Sosyoloji tabanlı çöküşmeleri, yaşam serüveni sistemleri, yalnızlık, hüzün, hasret, yorgunluk, yaşam kırgınlığı, Ekoloji kaygı üzerinden toplumsal sistemler, işçi problemleri, işçi sınıf bilinci, faşizm, hiyerarşi, yapısı bozuk devlet, anne, baba, iktidar ve daha birçok şeyi şiirinde kullanıp dile getiriyor. Estetik bir telaş sıkıntısı... Emre SUCİ, bireysel ve toplumsal ölçüleri harmanlayıp yazıyor. Kalemi hem cesur hem sivri hem Adana gibi sıcak ve samimi hem de şiirin işçsi... Kitap boyunca tekrarlanan sözcükler beni biraz sıktı. "Soluk, tütün, ciğer, ölüm, işçi" gibi sözcükler fazla kullanılmış. Ondan sonra noktalama işaretleri ve kimi dizimler... "Kimi Öpsem, Yitirir Anneliğini" klasik bir aşk söyleminden sıyrılmış ve arındırılmış. Okurken trip falan hissetmiyorsunuz. Kitabın kapağı beni kitap geneli çerçevesinde pek tatmin etmedi. Daha yatkın bir kapak olabilirdi bence. Kitaptan beğendiğim kısımlar; "şimdi/ ardından kalan kışlarda/ hırkamı evsizlere,/ dervişliğimi dilencilere/ emanet ediyorum" "ki bütün kederlere/ bir çocuk yüzünde tutuldum ben/ bütün kederleri/ bir çocuk gülüşünde unuttum.." "sızıyor geceye/ bir damla kan gibi,/ damarları şarap nehri bir ayyaş" "güneşe uzanır yakarım cigaramı/ uzanıp çekerim/ mevsimin en grisinde/ bakır rengi tütünü/ sararım ilmek ilmek" "çocuğuna biblo kalan işçi babalar/ ucuz şaraplardan/ daha ucuz hayatlar/ sürüyorlar.." "gökte gri'ye çekilirken her tonu mavi'lerin,/ değildir bir mevsinin ahlâksızlığı bu/ gülüşünü yitirmiş çocuklarca soluyor gün" "gün be gün soluyor güneş/ mayıs başında mevsiminden umarsız/ baharı sallandırdığından bu yana/ salıncaklar yerine darağaçlarında/ insanlığını unutmuş yürekler" "dağılmış/ sokak sokak temizlik işçileri/ ellerinde çalıdan süpürgeler/ kirli bir geceyi süpürüyorlar" "içimde ölü kuşların kanat çırpışlarıyla/ bir sızı," "soruyorum tanrıya/ bugün insan için ne yaptın?" "kalmadı rengimiz hiçbir denizde/ kanlı karanlık tüm yoksulluklar bizim" "bir devlet!/ kendi yarattığı tanrılara/ kurbanlar kesiyor" "bir bilsem/ kaç çocuğun ölü bedenine yeter yeter bir vatan./ kaç ananın yaşlı gözlerle ağıdına/ değer bir vatan" "kargalar,/ dostluk eder/ korkuluklara.."
Kimi Öpsem Yitirir Anneliğini
Kimi Öpsem Yitirir AnneliğiniYunus Emre Suci · Klaros Yayınları · 20198 okunma
··
55 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.