Gönderi

304 syf.
·
Not rated
Tarihteki hüzne bak!
Eş hele bir dağları örten karı; Ot değil onlar, dedenin saçları! Dinle: Şehit sesleridir, rüzgârı! Mehmet Akif Ersoy İsmail Bilgin bu kitabı, bir kırık umuda tutunarak, nice imkansızlıklar içinde, idealler uğruna can veren aziz şehitlerimize ithaf ediyor. Beyaz hüzüne boğan bir harekâtın nasıl gerçekleştiğini, fidanlarımızın hem doğayla hem de Ruslarla olan mücadelesinin nasıl gerçekleştiğini anlatıyor. O dönemin anlatıldığı baş yapıtlardan birisi olabilecek donanıma sahip bir kitap. Sarıkamış'la ilgili birçok bilinmeyen olay günışığına çıkarıyor. Harekât öncesi göz ardı edilen raporlar, 31. ve 32. Tümen’in birbirleriyle çarpışması... 4 yıl önce okudum ama her satırı aklımda. Bilgin, olayları öyle içindeymişiz gibi anlatıyor ki sanki onlarla beraber tarihin acı sayfalarında yürüyor, vatan uğruna oluşturulmuş kabristanda buz kefenli askerlerle beraber ölüme dalıyormuşuz gibi... Şuna da değinmek istiyorum bu ülkeyi sadece başarılı olduğumuz savaşlarla kazanmadık. Çanakkale, Dumlupınar, Sakarya bunlar gururumuz ama ders çıkardığımız yenilgilerimiz de var. Hatırlatmıyorsak da unutmayalım... Allahüekber dağının eteklerinde büyümüş, şehitlerinin mezarının yanından geçmiş, rüzgarında koşmuş küçük bir kız çocuğuydum. Her sene Allahüekber dağında anma törenleri yapılırdı askeriye tarafından. Türkiye’nin her yerinden gelirdi insanlar. Herkesin bir parçası vardı vatan denen bu topraklarda. Anlaması, hissetmesi zor geliyordu o yaşta. Çarık ne, ayaz ne bilmiyordum ki! Bu kitabı okuduğum gün üşüdüm işte. Her şeyi buz gibi anladım. Hani İstiklal marşımızda diyor ya “Bastığın yerleri toprak diyerek geçme!” işte bu cümlenin anlamını bu kitabı okuduktan sonra daha acı bir şekilde anladım. Benim küçükken dağ sandığım yer aslında vatanmış, 90 bin erin kanıyla alınmış bir vatan... Allahüekber dağına hiç gitmedim kitabı okuduktan sonra ama gidersem, en tepesine çıkıp bağıracağım “Ziveeer sizi unutmadık!” diye. İncelememi kitaptan bir alıntıyla bitirmek istiyorum. İyi okumalar dilerim efendim. "Faik Çavuş, şunu aklına koy ki, sen de ideallerini unutacak ve unutulacaksın..." "Unutulmayacağım! Beni unutamayacaklar." Faik Çavuş öfkeyle dizlerinin üstüne çöktü. Ellerini açıp haykırdı: "Beni unutmayacaklar! Ne beni ne de bizleri! Akıbetimiz ne olursa olsun, Sarıkamış'a yürüyenleri unutmayacaklar! Sarıkamış'a girsek de girmesek de bizi unutmayacaklar! Mezarımız olsa da, olmasa da, bizi unutmayacaklar!"
Sarıkamış
Sarıkamışİsmail Bilgin · Timaş Yayınları · 20192,542 okunma
·
54 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.