Gönderi

Uzun ama çok komik ve düşündürücü bir alıntı
Ali Bey de kim, diye sormayın. Ali Beyi hepiniz tanırsınız. Başım belâya girmesin diye adını değiştirdim, onun adını Ali Bey yaptım. Siz ona, kendi adını verin. Çok tanınmış adamdır. Sık sık gazetelerde resmi çıkar. Halk Fırkasında vardı, Serbest Fırkada vardı. Halk Partisinde saylavdı. Simdi yine mühim işler başında... Artık Ali Beyi tanıdınız. Kıymetli fikirlerinden yararlanmak için, geçenlerde ziyaretine gittim. — Aman bugün, bütün tersliği üzerinde. Konuşmasan daha iyi olur, dediler. — Niye öyle?.. Tersinden mi kalkmış? — Sen bilirsin... İstersen konuş! Sayın politikacımızın odasına girdim. Bir kitaba dalmıştı. — Ne okuyorsunuz üstad? dedim. — Demokrasinin canına okuyorum, dedi. Sahiden de tersliği üzerindeydi. Konuşturmak için, — Demokrat Partiden çekileceğiniz doğru mu? diye sordum. — Kemal Yahya, ne güzel söylemiş: "Bildiğin yalnız yolda hak gideceksin" — Aman efendim Kemal Yahya değil, Yahya Kemal... Sonra, mısraı da yanlış buyurdunuz, üstelik bu mısra Tevfik Fikretindir. — Haa... tanıdım Fikret Tevfik değil mi? Sahi, ne yapıyor şimdi o? — Sizi yanına çağırıyor. — Teşekkür ederim. — Maşallah hiç ihtiyarlamıyorsunuz, hafızanız yerinde. — Elbette... Yuvarlanan pas, taş tutmaz. Işıl dayan demir işler. — Atasözüdür. Yalnız kelimeler yer değiştirmiş. — Lâ kuvvete lâ ve havle illââ billâh... — Canınızı mı sıktım? — Yooo... — Halk Partisinden neden ayrılmıştınız? — Eski bardaklar çam oldu. — Atasözlerine çok meraklısınız. Ama neden ters söylediğinizi anlayamıyorum. Doğrusu "Eski çamlar bardak oldu" dur. — Hepsi bir, ha Ali Ali, ha Veli Veli. — Yanlış buyurdunuz. Ha Ali Veli, ha Veli Ali demek istediniz herhalde. İktisadî gidişimizi nasıl buluyorsunuz? — Herkes tersine gider, biz gideriz Mersine. — İsabet!.. Sizin iktisadî politikanız nedir? — Her yoğurdun bir yiğit yeyişi vardır. — Demokrasi hakkında ne düşünüyorsunuz Ali Bey? — Yılana düşen denize sarılır. Ali Beyin, iyice nevri döndüğü belliydi. — Maliyemiz hakkında beni aydınlatır mısınız? — insan, ayağına göre yorganını uzatmalı. — Yırtılır, Ali Bey. — Ne? — Yorgan. — Arşın orada ise, Halep burada. — Halk Partisi iktidara geçerse? Lâfımı ağzıma tıkadı: — Aç arpa kendini tavuk ambarında sanır. Kılıç binenin, kuşanan atın. — Ama öyle diyorlar. — Geçti eşeğin pazarı, sür Boru Niğdeye. — Güzel!.. — Sizin bu kadar parti değiştirmeniz? Yine beni susturdu: — Ayıyı geçinceye kadar dayıya köprü denir. — Aman Ali Bey, size bugün ne oldu? Bütün atasözlerinin altını üstüne getirdiniz. Hasan Bey var ya, şey olmuş duydunuz mu? Ne dersiniz? — Ne diyeyim? Ayının iyisini armut yer. — Eskisi gibi şiddetli nutuklar vermiyorsunuz. . — Ne yaparsın... Yoğurttan sütü yanan ağzını üfliyerek içer. Ali Beyin yanında biraz daha kalsam benim de tersim dönecekti. — Çok teşekkür ederim, Ali Bey. Bana müsaade. — Dur! dedi, sana hazırladığım yeni eseri göstereyim. — ismi nedir? — "Millet, hâkimiyetindir!" Senelerdir Ali Beyin doğru oturup eğri konuşmaktan, politika hayatında, karaya ak, aka kara demekten sahiden tersi döndüğünü anladım. — Allahaısmarladık Ali Bey, dedim. — Üsküdarı alan atı geçti, dedi, yine bekle, gelirim... Zavallı Ali Bey... Tanıdınız değil mi Ali Beyi?
·
18 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.