Gönderi

biraz da psycoo kişiliğimiz
"Bence psikopatların asıl olayı," diyor Rossi, "bir yan­dan son derece normalken-tıpkı bizim gibiyken- bir diğer yandan çok farklı olmaları. Mesela Gacy çocuk partilerinde palyaço olarak gösteri yapan biriydi... Psikopatların olayı bu. Dışarıdan gayet sıradan gözüküyorlar. Halbuki yüzeyi birazcık eşelersen, inierine girip bir bakarsan, neyle karşıla­ şacağın hiç belli olmaz." syf.7 "Eğer insanların zihinleri üzerindeki etkiniz, ayın deniz üzerindeki etkisi kadar güçlüyse, üstelik şansınız da yaver giderse, örneğin 100.000 Kürt'ün katledilmesi emrini verip, ardından darağacını boylayacağınız zaman bile öyle içten bir dik kafalılık sergileyebilirsiniz ki, en sert muhalifleriniz­ den bile tepki sesleri yükselmesine yol açabilirsiniz. "Korkmayın doktor," demişti Saddam Hüseyin asılma­ dan hemen önce, idam sehpasının üzerinde. "Bu erkek işi." Eğer gerçek hayattaki "Hannibal Lecter" Robert Mauds­ ley gibi vahşi ve kurnazsanız, bir başka malıkumu hücrenize gelmeye ikna edebilir, bir çatal çekiçle kafatas ın ı parçalaya­ bilir ve rafadan yumurta yiyormuş gibi kayıts ızca, bir kaş ık­ la beyninin tadına bakabilirsiniz. (Bu arada Maudsley son 30 yıldır İngiltere'deki Wakefield Hapishanesi'nin bodrum katında kurşun geçirmez bir hücrede tek baş ına kal ıyor. ) Ya da eğer James Geraghty gibi acımasız, soğuk ve bas­ kı altında konsantrasyonunu kaybetmeyen başarılı bir be­ yin cerrahıysanız, şansınızı tamamen başka mecralarda de­ neyebilirsiniz: 21. yüzyıl tıbbının ileri karakollarında, risk rüzgarının saatte 100 kilometre hızla estiği, karar verirken düşünüp taşınmaya oksijenin yetmediği yerlerde: "Ameliyat ettiğim kişilere karşı hiçbir şefkatim yok," di­ yor bana. "Buna imkanlar el vermiyor. Ameliyathanede baş­ ka biri oluyorum: soğuk, kalpsiz bir makine - neşter, matkap ve testerenin bir uzantısı. Beynin kar hattında kesip biçerken duygular amaca hizmet etmiyor. Duygu boşa harcanan ener­jidir ve işleri zorlaştırır.Yıllar içinde hepsini söküp attım. " syf.11 "Psikopatlar korkusuz, kendine güvenen, karizmatik, acımasız ve odaklanmış insanlar. Bununla birlikte genel ka­nının aksine, illa vahşi olmaları gerekmiyor. Eğer bu kulağı­ nıza hoş geliyorsa, eh, evet, öyle zaten. Ya da daha ziyade, öyle olması mümkün." syf.12 "Psikopatik özellikleri, bir ses mikserinin ayar düğmeleri ve kaydıraçları olarak düşünün. Hepsini en yük­ seğe getirirseniz cazır cuzur bir ses elde edersiniz. Ama nor­mal ayara göre -örneğin korkusuzluk, odaklanma, empati eksikliği, zihinsel dayanıkl ılık gibi- bazıların ı yükseltirseniz, diğerlerinin bir gömlek üstünde bir cerrah elde edebilirsiniz. Cerrahi, elbette psikopatlık "yeteneğinin" avantaja dö­nüşebileceği durumlardan yalnızca biri." sayfa13 "Bomba imha uzmanlarını ele aldı ve onları iki gruba ayırdı: başarı nişanı kazananlar ve kazanmayanlar. Ardından işleri­ ni yaptıkları sırada yüksek konsantrasyon gerektiren görev­ lerdeki kalp atış hızlarını karşılaştırdı. Akıl almaz bir sonuçla karşılaştı. Tüm uzmanların kalp ritimleri sabit kalırken, nişan kazananlarda bambaşka bir şey oluyordu: Kalp ritimleri yavaşlıyordu Tehlike bölgesine girdiklerinde, soğukkanlı ve odaklanmış bir trans haline ge­çiyorlardı: üzerinde çalıştıkları düzenekle bütünleştikleri bir üst bilinç seviyesi. Analizler devam ettikçe bu farklılığın nedeni de ortaya çıktı: özgüven. Nişan kazanan uzmanlar, kendine güven test­ lerinde diğerlerine göre daha yüksek puan almışlardı. Başarılarının sırrı inançlarındaydı. Stanley Rachman, psikopatın soğuk, korkusuz nörolojisi­ni iyi bilenlerden. Bulguları ise patlama etkisi yaratmıştı. O derece ki kendi kendine şu soruyu sormadan edemedi: acaba bomba imha uzmanlarını sıkı gözlem altında tutmamız ge­rekir mi? Vardığı sonuç netti: "... cesaretlerinden dolayı ma­dalya kazanan uzmanlar psikolojik anormallik veya antisos­yal davranışlardan uzaklar." sayfa 27 "Kişilik analiz ve ölçüm çalışmalarının tarihi oldukça geriye gi­diyor. Batıdaki başlangıcı, Antik Yunanistan'da, Batı tıbbının babası Hipokrat'a (MÖ 460-377) dayanıyor. Aslında o da an­tik Mısır bilginlerinden Mezopotamya'nın mistiklerine kadar Doğu Akdeniz medeniyetlerinde geliştirilen öğretilerin (örne­ ğin göksel hesaplara dayalı Babil astrolojisinin) bilgilerinden faydalanmıştı. Hipokrat insanoğlunun dört temel mizaç özel­ liği olduğunu belirtir: iyimser, asabi, melankolik, ağırbaşlı." sayfa 37 "Psikopatlarla ilk karşılaşmalanından birinde, Cleckley'nin neyi kastettiğini anlama fırsatı buldum. Joe 28 yaşında, Brad Pitt'ten daha yakışıklı, 1 60 IQ'lu biriydi. Neden bir kızı oto­ parkta bayıltana kadar dövüp arabasıyla şehrin dışında ıssız bir yere götürdüğünü, kıza bıçak zoruyla defalarca tecavüz ettiğini, ardından boğazını kesip terk edilmiş bir sanayi böl­gesindeki bir yarığa yüzüstü attığını anlamak mümkün değil­di. Kızın bazı uzuvları sonradan torpido gözünden çıkmıştı. Cinayet mahallinden milyonlarca kilometre ve beş yıl uzakta bir yerde, ruhsuz, havasız, hafif antiseptik kokulu görüşme odasının masasında Joe'nun karşısına oturdum. Onun düşünme şeklini, beyninin ahlak pusulasının ayarları­nı öğrenmek istiyordum. Yanımdaysa bunu ortaya çıkarmak için gizli bir silahım vardı - ceketimin yenine sakladığım şey­ tani bir psikoloji numarası. Ona şu ikilemi sundum: Başarılı bir nakil uzmanı cerrahın beş tane hastası var. Her hastanın farklı bir organa ihtiyacı var. Eğer organlar bulunarnazsa ölecekler. Ne yazık ki nakilleri gerçekleştirmek için gereken organlar elde yok. Oralardan geçmekte olan sağlıklı, genç bir yolcu, rutin bir kontrol için daktorun mua­ yene4anesine geliyor. Kontrol sırasında doktor, genç adamın organlarının beş hastasıyla da uyumlu olduğunu fark ediyor. Ayrıca bu adam ortadan kaybolursa kimse doktordan şüp­ helenmeyecek. Bu durumda doktor beş hastasını kurtarmak için genç adamı öldürmeli mi?" sayfa 51 "Peki ama Joe gibi biri ne düşünüyor? "Sorunun nereden kaynaklandığını görebiliyorum," diye başladı sözlerine sakince. "Eğer sırf sayısal açıdan bakarsak üzerinde düşünecek bir şey yok. Adamı öldürürsün, beş ki­şiyi kurtarırsın. Bu yararcılığın son noktası... Çok fazla dü­şünmeyeceksin... Ben doktor olsam bir an bile duraksamam. Birinin fiyatına beş tane almıyor muyuz? Bir kötü habere karşı beş güzel haber - sonuçta bu insanların ailelerini dü­ şün. Bundan daha iyi pazarlık olur mu?" Ofisinde oturmuş psikopatlarla ilgili konuşurken, "Duy­gusal sorunları metodik yöntemlerle çözüyorlar, " demişti bana kıdemli bir adli psikiyatrist. Joe örneğinde bu çok net görülüyor." sayfa 52
Sayfa 51
·
69 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.