Gönderi

632 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
"Erkeklerin, "Kadınlar yemek pişirip çorap örmekle, piyano çalıp nakış işlemekle yetinsin." demeleri dar kafalılıktır!" Bu kitap hakkında söylenecek o kadar çok şey var ki, nereden başlasam bilemiyorum. Kitaba ismini veren Jane Eyre'den başlamak lazım öncelikle. Daha önce onlarca kitap okudum, ancak Jane kadar sağlam bir kişiliğe sahip kadınların olduğu kitap bulmak çok nadirdir. Özellikle yazıldığı zamanı düşününce daha da gurur duyuyorum bu genç kadınla. Kimsesiz, tek başına ayakta durmaya çalışan Jane sekiz yıldır yaşadığı yurttan sonunda çıkar ve Thornfield'e gider. Her şey oraya gitmesiyle başlar demek isterdim ancak her şey zaten ilk sayfadan başlıyor. Jane Eyre'nin çocukluğunu okumak ayrı bir zevk, gençliğini, yetişkinliğini okumak ayrı... Onun fikirlerinin, tutumlarının, davranışlarının değişmesine şahit olmak büyük bir keyifti. Mr. Rochester ile tanışması, aralarındaki o garip ama ilgi çekici sohbetler... İkisinin olduğu her sahne ayrı güzel ve özeldi. Ancak kitapta bu iki karakterin aralarındaki bağlılık ve aşktan ne kadar etkilensemde kitap benim gözümde 'aşk' dışında çok daha farklı anlamlar taşıyor. Kadınların, isterlerse neler yapabileceğini ve ne kadar güçlü olduklarını gösteriyor Eyre. Onun okumaya, bilgiye aç hâli, lafını sakınmayan tavırlarına hayran oluyorsunuz. Kafasının içindeki dünyaya girip düşüncelere daldığında keşke biraz daha düşünsede sayfalarca onun düşüncelerine ortalık etsem isteği doğuyor içinizde. Kitaptaki en sevmediğim ve gereksiz bulduğum karakter Mr.John! Ah, başlarda ne kadarda için ısınmıştı oysaki. Ama sonraları biraz takıntılı ve tuhaf bir tip olduğunu düşünmeye başladım. Jane karşı olan davranışları beni rahatsız etmeye başladı ki Jane de bir süre sonra farkına vardı. Kimse birileri için kendini değiştirmek zorunda değil. Jane Eyre, bize bunu da net bir şekilde gösteriyor. Mr.Rochester ve Mr. John onu değiştirmeye çalışsalar da o inatla kendi kurallarına sadık kalarak kendi yolunda ilerledi. En başından beri 'Bağımsız bir kadın' olma isteğine kavuştu ve gönül rahatlığıyla sevdiği adamın yanına gitti. Jane Eyre'nin yerinde olsaydım yapar mıydım? Onun yaptığı çok büyük bir fedakarlıktı. Okuyunca sizlerde ne demek istediğimi anlayacaksınız. Kimseyi o kadar sevmediğim için maalesef bu soru cevapsız kalan sorularımın yanına gidiyor. "İnsan yaradılışı kusurludur. En parlak yıldızların bile üzerinde lekeler vardır (97.)" Bu kitap için o kadar doğru bir söz ki. Jane, güzel bir kadın değil Mr. Rochester da yakışıklı bir adam değil. Bu durum kitabı daha samimi bulmanızı sağlıyor. Hep aklıma Aşık Veysel'in sözü geliyor nedense. "Güzelliğin on para etmez Bu bendeki aşk olmasa." Aşk sayesinde iki insan birbirlerinin gözlerinde asıl güzelliği buluyor. Bitmemesi için yavaş yavaş okumuştum oysaki. Ama her güzel şeyin bir sonu vardır diyerek bu kitapta bana veda etti. Kesinlikle okumadıysanız en kısa sürede tedarik edip okumanızı tavsiye ederim. Kitabın kalınlığı sizi korkutmasın. Zira Jane Eyre sizi öyle büyülüyor ki sayfalar su gibi akıp gidiyor. "Üşüyorsun; çünkü yalnızsın, içinde gömülü duran ateşi hiçbir insanın yakınlığı alevlendirmiyor."
Jane Eyre
Jane EyreCharlotte Brontë · Can Yayınları · 202031.8k okunma
··
67 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.