"Ben Tanrı'nın hoşgörüyle yarattığı bir kulum. Kendisiyle solucan arasında bir yaratığım. Babamın hayaletiyim; kendi çocukluğumun bir yansımasıyım. Deneyimlerimin ve düşlerimin posası... Korkularımın esiriyim... Ben...doğa, kuşku ateşiyle mantığın kızgın demirini sallarken, yanıp sönen bir kıvılcımım sadece... Peki ben kimim, biliyor musunuz?" diye sordu, kendisini dinleyen Krala ve tebaasına. Bir müddet geçti, sessizliğin oluşturduğu tanımsız bir boşluk; notalar arasındaki bir es boşluğu...
"Benim ben, ben bir insanım anlayamadınız mı?" dedi, sessizliği dürtmek için... Cahilliğin verdiği mutluluk devam ediyordu, tabi ki de anla(ma)mışlardı.