Gönderi

349 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 8 days
Cemil Meriç, bize cahilsin! cahilsin! daha çok şey öğrenmen lazım sayın okuyucum diye sesleniyor satır aralarından, mezarların ötesinden de sesleniyor tüm insanlığa... ben ki her şeye rağmen (gözlerini kaybetmesine vs.) bu kadar’ım sen niye duruyorsun hala diye haykıran ama çok az insana sesini duyuran ve çok az insan tarafından anlaşılan bir yazar... harika bir fikir işçisi, kelime cambazı ustası belki de, tecessüs (bir şeyi ille de görme, anlama merakı) kelimesini bu kadar hak eden başka bir yazar daha var mıdır bilinmez... hayatın tüm engellerine karşı böylesi öğrenme aşkıyla yanıp tutuşan biri daha gelmiş midir hayata... gözlerini kaybettikten sonra ideal bir mutluluk düşünemez, ama hayatı yine de sever; korkuları, endişeleri ve tüm zilletleriyle... Bu kitabın büyük çoğunluğunu oluşturan yazılar, Lamia Hanım’a mektuplar... mektup demek az kalır; bir ilan-ı aşk, bir iç dökme, bir feryat, yaşam çığlıkları... bu mektupları okurken günümüz aşklarını çok sade ve yavan bulacaksınız benim gibi, böylesi güzel bir sevgi serenadını günümüzde görmek biraz mümkün değil... Lamia’yı kendinden ve her şeyden çok sever, 25 yıl hasretini çektiği gerçek aşk, 48 yıldır rüyasını gördüğü; o’dur, Tanrı diye ibadet ettiği; o’dur, eşi Fevziye Hanım’la uyurken bile düşündüğü kişi; o’dur.. kısacası tüm hayatı; o’dur... Lamia Hanım’a yazılan mektupları okurken Cemil Meriç’in iç dünyasına adım atmış oluyoruz, kah üzülüyoruz; yaşadığı eziyet dolu hayatı için, kah kızıyoruz; eşi varken bir başka kadın olduğu ve o kadını Tanrı’laştırdığı için... O’nun dünyası Cemilanya, gittikçe soğuyor insanlardan, kendisinden, bu bir nevi ölüm onun için... yıllarca sesini duyuramamanın acısını yaşar... yaşamak veya yaşamamak; yıllarca bu iki zıt arzunun pençesinde... yalnızlığı hep hissetmiş, herkesle olmasına rağmen... anlaşılmadım, hiçbir kavgam zaferle taçlanmadı, ben ezelî bir mağlubum feryatlarını duyuyoruz onun ağzından.. o çağdaşlarıyla aynı dili konuşmuyor ve bu yüzden anlaşılmıyor... dünya hayatını göremeyen ama hepimizden daha çok iç dünyasını gören ve ifade edebilen biridir o, herkesin biraz Cemil Meriç olmaya ihtiyacı var... “Çocuk olmadım hayatımda, ihtiyar doğdum.” “Ben dünyaya gelişiyle gelmeyişi arasında hiçbir fark olmayan fanilerden biri miyim?” “Benden çılgın bir neşe bekleme. Acılarım içinde mesudum.” “Ama hayatı yine de seviyordum. Zilletleri, korkuları, bitip tükenmeyen endişeleri ile.” Stendhal’ı anıyor aşkını tarif ederken, Kırmızı ve Siyah romanını kendi hayatına benzetiyor kimi yanlarıyla, edebiyattaki ilk aşkı Balzac’ı da anmadan edemiyor... Bazı yazarları acımasızca eleştiriyor, bazılarına ise hayranlık duyduğunu belirtiyor diğer yazılarında... kitabını armağan etmek istediği insanlara gönderdiği kısa kısa mektupları okuyoruz, naif bir dille “beni lütfen okuyun!” diyor... yazdığı+çevirdiği 4 kitabın hayatın kayıtsızlığı karşısında kaybolduğunu bu yazılarında okuyoruz, ne büyük bir şansızlık okurları ve kendisi için... oğluna, Attilla İlhan’a, Mehmet Çınarlı’ya ve bazı bilinmez kimselere mektupları da mevcut bu kitapta.. Cemil Meriç’i anlamak için fazlaca bir bilgi birikimine sahip olmak gerekli, bilginiz ne kadar azsa o kadar çok zor bir okuma serüveni oluyor.. bu yönleri ile okuyucuyu yoruyor: fazlaca eski kelimeler kullanıyor, okuduğu roman kahramanlarına çokça yer veriyor, yabancı yazarların dünyasına ışık tutuyor... Cemil Meriç okuma serüvenine bence Jurnal 1 ve Jurnal 2 ile başlanmalı, iç dünyasını anlayıp fikir dünyasını anlattığı kitaplarını anlamak daha kolay olur okurlar için... Bu Ülke’de dahil bu üç kitabı okuduğumda hep benzerlikler fark ettim, bazı yazılarının aynısı diğer kitaplarında da mevcut, bu durum okurlar için güzel bir duygu yaratıyor... Cemil Meriç’in okunmaya değil anlaşılmaya ihtiyacı var, onu anlamak için doğru zaman ve yer yaratmak gerekiyor.. kelimeler Cemil Meriç’in oyuncağı iken çok ilgi çekici oluyor, aklın sınırlarını zorluyor o, hayran oluyorsunuz bu yönüyle ona, daha çok kitap okuyup daha çok şey başarmam gerek diyorsunuz onun kitaplarını okurken... herkes bir gün Cemil Meriç’le tanışmalı... 24 Mayıs 2020.
Jurnal - Cilt 2 - 1966-1983
Jurnal - Cilt 2 - 1966-1983Cemil Meriç · İletişim Yayıncılık · 20181,497 okunma
·
63 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.