Gönderi

294 syf.
9/10 puan verdi
"Siz yüz yıllık bir çürümenin sonucusunuz. Bir ülke nasıl batar? Yalnızca savaşlarda yenilmekle değil, elindeki toprakları başkalarına kaptırmakla da değil... Ruhça çökerek, yaşamaktan koparak batar. Enver Paşa bir gün kaçıp gitti. Ne düşünüyordu o sırada biliyor musun? 'Bu sefer yenildim. İnsanın hayatında yenmek de, yenilmek de vardır', diye düşünüyordu. O yenilgiden ne gibi ahlak çöküntüleri çıkacağını hesaplayacak yetenekte değildi. Ama dünyada bunu hesaplayacak kaç devlet adamı vardır dersiniz? Pek azdır. Çoğu futbol maçı gibi görür devlet işini. Sonra vatanlar elden gider, uygarlıklar çöker.." Mayıs ayının yazarı Melih Cevdet Anday oldu benim için. Toplamda yazardan 3 tiyatro kitabı, 6 şiir kitabı ve 1 roman okudum. Garip akımının üç değerli yazarından biridir Melih Cevdet Anday. Tabii Orhan Veli Kanık kadar okunmuş değil lakin çok yönlü bir yazar. Edebiyat birikimi olan her okurun da onu seveceğini düşünüyorum. Şiirlerinde mitoloji ve Yunan esintileri fazlaca hissedilse de tiyatro ve romanlarında dönemsel olaylar, toplumculuk çizgisi de kendini göstermektedir. Şiirlerinin bazılarını daha iyi anlamlandırmak için ya mitoloji bilginiz olmalı ya da şiirde geçen ve bilmediğiniz unsurları araştırıp okumalara devam etmeniz gerekmektedir. Böylece zihinlerde daha da sağlamlaşıyor onun dizeleri.. Aylaklar kitabı da bir panorama. Paşalardan beylere geçiş sürecinin yansıması. Abdülhamit döneminden kalma bir Paşa'nın konağında yaşayan ailenin İstibdat döneminden 1970'li yıllara varan dört kuşağın hikayesini içeriyor bu kitap. Geçiş dönemlerini anlatan yazarlarımız var mesala Yakup Kadri Karaosmanoğlu'nun Kiralık Konak eserini örnek gösterebiliriz ama teknik ve dil kullanımı açısından Melih Cevdet Anday'ı daha başarılı buldum. Özellikle Osmanlı'nın dağılış döneminin esintilerini okurken Paşa ve paşa ailelerinin lüks hayatı, konak hayatını daim ettirbilmek adına verdikleri uğraşların gizli kapaklı yapılması ve şatafatlı bir hayat süren "aylaklar" tayfasının da bu durumun nasıl sağlandığını hiçbir zaman bilmemesi o çıkarcı zihniyet ülke elden giderken bile kendi midelerinden başka bir şeyi düşünmeyen saraylı/burjuva karışımı insanların çürümüş ruh hallerini yansıtmak da çok başarılı bir eser. Son zamanlarda toplumcu gerçekçi çizginin dışında kalan romanları çok az okuyorum. Melih Cevdet Anday'ın romanlarını ise çok merak ediyordum. Elimdeki Aylaklar kitabı Varlık Yayınları Şubat 1974 baskısı daha baskıdan çıkan haliyle elli yıldır sahaflarda dolaşan bir kitaptı. Sayfalar birbirine yapışık hepsini kendim bıçakla ayırdım. Okumuyoruz evet biliyorum. Yalnız elli yıl önce yaşayan insanlar da okumamış bu kitabı Melih Cevdet Anday biz okusak da okumasak da Türk Edebiyatı için önemli bir değer onun yeri değişmez. Sadece "yerli" yazarlar yerine yabancılara sığınan bizlerin kendi içinde öldüreceği bir değer olur o kadar. Yani bu sorun kişisel bir sorun biz onun eserlerini okumuyorsak kendi şiir seslendirmesini dinlemiyorsak bu bizim kültürümüze olan yabancılığımızı gösterir. Bazı yazarlara denk gelince de yazamadan edemiyorum. Melih Cevdet Anday onlardan biridir... Roman iki bölümden oluşuyor. Birinci bölüm Şükrü Paşa'nın kızı Leman Hanım ve ailesinin Paşa konağındaki yaşamlarını ve 18 odalı konağa Aylaklar'ın yerleşim hikayesini içeriyor. Bu bölüm teknik olarak çok beğendiğim bir bölümdü roman şimdiki zamanla başlayıp konular ilerledikçe Abdülhamit zamanına kadar giden geri dönüş tekniği ile zenginleştirilmiş. Her karakterin geçmişini de ara ara veren yazar akış içerisinde hem okuma tutkunuzu diri tutuyor hem de konu derinliğini arttırıyor. Konağın dağılma sürecini de çok iyi işliyor yazar. Paşa kızının konak idaresini eline alması eski devlet geleneğinden gelen o asillik sevdası ile konakta yaşayan Aylak, sömürücü, hazır yiyici tayfadan habersiz o zengin sofraların oluşum kaynaklarını belli etmemesi ve sürekli geçmişe dönük söylemleri ile Osmanlı zamanının özlemini duyan Leman Hanım'ın önde olduğu bir bölümdür. Sürekli olan entrikalar ve bu entrikaların üzerini ustaca örtüp konak yaşamına etki etmesine müsaade etmeyen Leman Hanım konağı ayakta tutan kilit isimdir. İlk bölüm, ikinci bölüme bir hazırlık evresidir. İkinci bölümde de Paşa Konağındaki hayat sona ermiş olacak konak yıkılıp apartman dairesinde bir hayat başlayacak. Bu bölümün kilit ismi Paşa Torunu Muammer. Bu bölüm teknik açıdan diğerinden farklıdır. Çünkü bu bölümde Muammer'in günlüğünü okuyacaksınız ki bu günlükler içsel hesaplaşmaları, Paşa zamanından kalan konağın nasıl ayakta kaldığını Aylaklar'dan kurtulmanın güçlüğünü konu alan bir bölümdür. İlk bölüm daha hareketli, daha akıcı bir bölüm ama ikinci bölümde analiz yapılan bir bölüm olduğu için genelde tek karakter ağzından sürmesi kitabı tamamlayan çok başarılı bir hareket olmuş bana göre. Ben kitabı çok beğendim. Köylülerden, fakirlerden zorla toplanan paralarla kendi "asil" yaşamlarını devam ettiren o eski zaman kalıntılarının "Aylaklar" tarafından sömürülme anları çok başarılıydı. Paşalar devletten ve milletten çarptıkları ev, arsalar, konaklarla lüks içinde yaşıyor. Siyasi görüşü bir veya ayrı farketmeksizin konaklara misafir gibi gelen bazı insanlar da o paşaları ve onların ailelerini sömürüyor. Okuyan arkadaşların da kitabı seveceğini düşünüyorum. İçeriğe pek değinmek istemiyorum. kitaptaki her karakterin ayrı ayrı bir önemi var lakin amacım genel bir çerçeve cizmekti sadece. Yeterli olduğunu düşünüyorum. İyi okumalar dilerim.. "Siyaset yapacak seviyeye gelmemiştir bizim insanlarımız. Çünkü hiç birimizde yeni bir buluş ardında koşmak, yeni bir şey yaratmak gücü ve terbiyesi yok. Siyaset nedir? Topluluk şuurunda bir keşif. Kalabalığı en az yüz yıl sürükliyecek bir hedef icat etmek. Oysa biz icadedilmiş hedefler ve eski keşifler ardında dolaşıp durduğumuz için sonunda gele gele kendi çıkarımızı korumağa geliyoruz. İdealizmi bir türlü anlıyamıyoruz."
Aylaklar
AylaklarMelih Cevdet Anday · Varlık Yayınları · 1974381 okunma
··
441 views
Neşe okurunun profil resmi
74 baskısı bir kitap sayfaları dahi sıfır kilometre halde eline geçmiş. Kıskandım:) Ben de yerli yazarları okumayı daha çok tercih ediyorum. Bu kitabı da şimdiye kadar niye okumamışım dedim kendime. Ne güzel yorumlamışsın. İncelemeni çok severek okudum. Ellerin dert görmesin Adem.
Adem okurunun profil resmi
Yaşasın sahaflar! En eski kitabım 1947 basımı ve ilk baskı Nurullah Ataç Günlerin Getirdiği :) Melih Cevdet Anday'la yeni tanıştım aslında. Ama daha önce okumuş olsam önemini bu kadar fark etmezdim. Bazı yazarların bazı yaşanmışlıklardan sonra karşımıza çıkması daha güzel oluyor sanırım. Kalemini çok sevdim. Gerek şiir, gerek tiyatro, gerekse de bu kitabında çok başarılı olduğunu sonuna kadar hissettiriyor. Okuduğunuz vakit siz de bana hak vereceksiniz diye düşünüyorum. :)
2 next answer
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.