Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

479 syf.
10/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Yalnızlığın Dinini Yayan Adam
--spolier içerir-- “Yalnızlığı dul kadınla aldatıyordum.” dese de Hikmet Benol, pardon Oğuz Atay; yalnızlığını zihninde yazdığı oyunlardaki ilginç karakterlerin tümüyle aldatıyordu. Öyle bir zihinki insanlardan soyutlanışını, yalnızlığını fazlaca usta, ironik bir üslupla anlatıyor. Zamanında değer görmeyen, hiçbir kitap evinin basmak istemediği, yazarların bugünlerde ‘biz dalga geçerdik yazdıklarıyla’ diye hayıflandığı, edebiyat camiaasının dahi o dönemde anlamlandıramadığı Oğuz Atay’ın ‘Tutunamayanlar’ının baskısı en son gördüğümde 90’lardaydı…Maskesiz, olduğu gibi, samimi biridir o nereden mi biliyorum? Hep kurduğum bir cümledir yüzümüzdeki personalarla hayatı ‘-mış gibi yaparak yaşarız’. Diyor ki Oğuz Atay yarattığı oyunlardaki karakterlerden bahsederken: ‘Hayata dayanamayan her insan gibi yapılır oyunda: Mış gibi yapılır.’ Mış gibi yaparak yaşamamak ve kimseden bir karşılık beklemeden monologtan yana olarak kendi köşene çekilmek gerçek bir erdem olsa gerek. Bu erdeme sahip olan Atay özel olarak kalacak gönlümde... Tutunamayanlar'dan sonra ikinci kitabı yine bir kurmaca metin olan Tehlikeli Oyunlar, bu azgın, hızlı yaşayan ve kokuşmuş kalabalıkta gerçeği düşünerek aramanın işe yaramayacağını anlatmak için oyunlar yazan, karakterler oluşturan beş farklı tutunamamış Hikmet Benol karakterini anlatır. Bu anlatımı Virginia Woolf'la tanıdığım bilinçakışı tekniğiyle yapar. Bu yüzden de zor bir kitaptır. Bir cümleyi kaçırdığınızda anlatılan imge mi gerçek mi, konuşan Hikmet mi albay mı, bunu da kaçırırsınız. Bir nevi var olduğunu düşündüğümüzün yani hayatın ne kadar tehlikeli olduğunu oyunlarla anlatıyordur bize aslında. Bazan tarihten, Türkiye’den koyuverir görülmeyeni ironileriyle önümüze. Ne İsa’ya ne Musa’ya yaranabilmiş, insandan da eşyadan da yorulmuş, hem anlatmak isteyen hem konuşmak istemeyen, hem anlaşılmayı bekleyen hem gecekondu köşesinde insanlardan soyutlanmış olarak yaşayan, hem ölmek isteyen hem de ölümünün nasıl karşılanacağını seyretmek isteyen, hem tehlikeli oyunlar oynamak isteyen hem de kılına zarar gelsin istemeyen biridir Hikmet’imiz…Belki de hiç yaşamamış olan insanlığın öldüğünü düşünür ve insanlardan kaçarken sonunda onlarsız yapamayacağını anlayıp her biri ayrı psikolojide insanlar oluşturur kafasının içinde, en azından bu daha az tehlikelidir. Oyunlardaki bedene bürünmüş karakterlerde: ‘Oyunlar yazmayacak mıydık albayım? Aklıma takılan anılardan kurtulmama yardım etmeyecek miydiniz?’ diye hayıflandığı Hüsamettin Albay tabiri caizse hem ustası hem kahyasıdır. Zihninde onunla konuşurken içime içime işler Oğuz Atay...Belki de okuduğum edebiyatçıların arasında içime inceliğiyle en çok dokunan, bir filmin sonu gibi oyununun sonunu intiharla bitirdiğinden beni en çok hüzünlendiren olduğunu da söylemeden edemeyeceğim… "Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde düşüncelerim acıyor, anlıyor musun?"
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli OyunlarOğuz Atay · İletişim Yayıncılık · 202231,2bin okunma
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.