Gönderi

118 syf.
8/10 puan verdi
Es-Selam Dostlar! Hüccetül İslam olan Gazali, alim, filozof, mutasavvıf ve müderristir. Taklitten hoşlanmayan bir karaktere sahip olan üstadımız, kariyerininin zirve noktasında entelektüel bir krize girer. İmam Gazali kendisini hakikati arama sürecine iten bu buhranlı süreçte duyulara deney ve akla dayanan bilgilerin gerçekliği konusunda derin bir şüpheye düşer. “Hakikati araştıranların kelamcılar, batıniler, filozoflar ve sufilerden oluşan dört gruptan ibaret olduğunu ifade ederek adı geçen düşünce sistemlerini bu konularda telif eser yazacak şekilde derinlemesine incelemeye başlar. Kelam ilmi denilince ilk akla gelen İmam Gazalidir. Hepimizin bildiği gibi kelam; kesin deliller getirmek ve ileri sürülecek karşı fikirleri çürütmek suretiyle dinî inançları kanıtlama gücü kazandıran bir ilimdir. Gazalinin Mütekaddimun ve Muteehhirun olmak üzere iki dönemi vardır. Mütekaddimun dönemi ilim yönünden zirvede olduğu zaman dilimi, müteahhirun dönemi ise, en makbul hayat tarzına ve en güzel ahlaka sahip olabilmek için sufilerin yolunda karar kıldığı ve bu yol ile hakikate ulaşılacağını beyan ettiği dönemdir. Bir nev’i “kâl”den ziyade “hâl”e geçiştir der. Gazalinin düşünce sistemine dair derinlemesine yazdığı eserlerden biri de El-Me’arifül Akliyye ( Düşünme, Konuşma ve Söz Üzerine ) dir. Eserinde Gazali aklın işlev ve ürünleri olan bazı kavramları incelemekle beraber, söz konusu kavramların ilki olan düşünmenin öneminden bahsetmektedir. Gazaliye göre düşünmeden sonra hem Allaha hem de insana nispetle kelamı, sonrasında bu kavramlarla bağlantılı sözü alır. Eserin kısaca yazılma amacı; Düşünme, konuşma ve söz arasındaki farka işaret etmektir. Satırlar arasında anlıyoruz ki Gazali ontolojik olarak görüşleri ile varlık felsefesi çizgisinde… Felsefi anlamda düşünme var mıdır gibi bir soru ile karşılaşmıyoruz Gazali'de. Ona göre insanlığı ayakta tutan zati anlam, düşünmedir ve bu sebeble böyle bir soru manasızdır. Şu halde; Düşünen, Rabbini duyabilendir. Düşünen, hayatını anlamlandırandır. Düşünen, sağır, dilsiz ve kör değildir. Düşünmenin zirvesi ise Tümel Akıldır… Tümel akıl, yaratıcısının özünü bilen, kelimesiyle tamamlanan, eşsiz mutlak bir cevherdir. Ve anlıyoruz ki; Kur’ân-ı Kerîm’in çeşitli kelimelerle ifade ettiği ve çok sayıda âyette teşvikte bulunduğu düşünme eylemi, İslâm kültür tarihindeki entelektüel geleneklere hayat veren ve bu gelenekler içinde çeşitli açıklamaların konusunu teşkil eden deruni ve insanî bir çabadır. Sözlerime düşünmeye dair bir ayet ile son vermek istiyorum; De ki: "Kör olanla, gören bir olur mu? Yine de düşünmeyecek misiniz?" En’am ; 50 Ne dersiniz hala düşünmeyecekmiyiz?
Düşünme Konuşma ve Söz Üzerine
Düşünme Konuşma ve Söz Üzerineİmam Gazali · İnsan Yayınları · 2017111 okunma
··
236 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.