Gönderi

372 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Lütfen okuyun.
youtube.com/watch?v=yK7PsjT... Büşra Sanay'ın TEDx konuşması muhakkak izlemelisiniz. "Hakim Bey, bahçenize diktiğiniz ağacın ilk meyvesini başkasına verir misiniz?" "Benim suçum muydu çocukken büyümek zorunda kalmak?" "Çocukluğum yok, hiç çocuk olmadım ki." "Karnımdaki bebeğin babası kocam mı, yoksa babam mı bilmiyorum." "Bu sefer öldüreceğim onu diyordum içimden ama hep aynı şey oluyordu. Her defasında dişlerimi sıkıyordum, ağzımı kapatıyordum öpmesin diye." "Dedem beni dudaklarımdan öptü, ona ceza ver anne!" "Elalemin bakkalı bana dokundu demekle, babam bana dokundu demek farklı şeyler." "Ben çilekli süt istiyorum. İneğin sütünü istiyorum... Pipi sütü istemiyorum!" "Babam yanıma gelince gözlerimi kapatıyorum. Çünkü biliyorum ki yine aynı şey olacak. Uyuyor numarası yaparsam belki yapmaz diyorum ama olmuyor. Hissetmeyeyim diye gözlerimi sımsıkı kapatıyorum." "Ben şimdi kime güveneceğim?" "Benimle olmasaydı zaten biriyle yaşayacaktı bunu." "Güzel kızım, seni her gün böyle seveyim mi?" Yukarıda okuduğunuz her satır bir mağdurun çığlığının sayfalara yansıması. Sadece bunlar mı var peki koskoca ülkede, dünyada? Maalesef hayır. Bu kitabı 2019 senesinde sürekli takip ettiğim bir platform olan TEDx de bulunan CNN Türk haber spikeri, gazeteci Büşra Sanay'ın bir konuşmasıyla keşfettim biliyorum geç keşfettim ve geç okudum ama geç bile olsa iyi ki okudum. Aklımda, kalbimde o kadar iz kaldı ki. Hiçbir güç maalesef bunları bana unutturamayacak. Gerçi unutmak da istemiyorum çünkü belki bu sayede onların karanlığına ufak da olsa bir meşale yakmak adına bu yolda bir çaba sarf ederim. Kitabın başlangıcında ensest kavramının ne olduğu açıklanıyor. Sahi kaçımız biliyoruz bu kavramı? Ensest, kısaca aile içi yasak ilişki demektir. Dilimize Fransızca bir sözcük olan inceste'ten türetilmiştir. İnceste başta aile içi ilişki olmak üzere her türlü gayrimeşru cinsel ilişkiyi ifade etmektedir. Sözcüğün daha eski kaynağı ise Latince olan incestus kelimesidir. Peki bu kavramı öğrendik fakat kavramı öğrenmek sizce yeterli mi? Buna da cevabım hayır. Bu konuda belirli araştırmalar, literatür taramaları yapmamız gerek daha çok bilinçlenmek adına. Maalesef ülkemizde bu konunun ne hukuki olarak kaydı var ne de yerli kaynak sınırımız buna yeterli bu sebeple Büşra Hanım gerek yabancı kaynaklardan gerekse alanında uzman kişilerle görüşmelerinden ve en önemlisi de gelecek yarınlarını emanet ettiğimiz üniversite öğrencileri ile yaptığı anket çalışmasından çok donanımlı bir nevi tez niteliğinde kaliteli bir eser sunuyor biz okur kitlesine. Gerçekten her sayfa çizilmeye, not alınmaya değer bilgilerle dolu. Kitabın başlangıç noktası Büşra Sanay'ın TKDF Başkanı Canan Güllü ile ensest hakkında bir röportaj yapması ile başlıyor. 2015 yılının en çok okunan 11. röportajı oluyor uzun bir röportaj olmasına rağmen ki ülkemiz çok okuyan bir ülke değil ama konu ve röportaj ülkede adeta bir bomba gibi büyük bir patlamaya sebep oluyor. Büşra Sanay bu röportajdan sonra o kadar çok mesaj alıyor ki gerek mağdurlardan gerekse bu konuda bilgi sahibi olan kamu personellerinden ve neden bu konuyu 'halının altına süpürmek yerine aksine halının üstüne çıkarmayayım?' sorusunu soruyor ve işte bu şekilde 2015- 2018 seneleri arasında uzun, yorucu, zor ama başarılı bir yolculuğa çıkıyor. Kitap boyu ağlamamak için kendimi çok tuttuğum yerler oldu ama bazen de gerçekten dayanamadım ve gözyaşlarıyla sayfalarımı sürdürdüm. Vicdan sahibi olan her insan eminim bu kitabı okurken tüyleri diken diken olacak hatta kendinden tiksinme derecesine gelecek. Başkası yerine utanmak deyimi vardır ya gerçekten öyle çok utandığım, yazıklar olsun, iğrençlik bunlar dediğim yerler oldu. Okunması zor bir kitap ama yaşanması daha da zor. Kitapla beraber yanlış bildiğim, bilmediğim birçok kavram öğrendim. Anayasanın eksikliğini, çelişkilerini öğrendim. Meslekte bulunan her elemanın doğru kişiler olmadığını öğrendim. Okuduğunuz her satırda bir masumun çığlıklarını kulağınızın arkasında hissediyorsunuz, gözyaşlarının sıcaklığını yüreğinizde. Ensest maalesef bilinmeyen ama insanlık tarihi boyunca var olan ve gizlenen bir kavram. Duyulursa "Elalem ne der?" zihniyetinde olan insanların üzerini kara çarşafla kapattığı bir kavram. Hangimiz bilebiliriz ki yan komşumuzun evinin içinde kapının, perdelerin ardında neler olduğunu? Belki de bilmek istemeyiz. Neden mi çünkü başım derde girmesin, bana kimse bulaşmasın diyen bir topluluk var. Hayır işte o öyle olmuyor. Senin başın derde girmesin diye sen o çığlıklara kulak kapatırsan senin başına da aynısı gelirse başkası da senin için kulaklarını kapatır. Lütfen bu platformda olan herkese diyorum. Okuyun, okutun, araştırın, yazın, çizin ve savunun. Sen birine bunu söylersen o başkasına söyler ve bu sayede bilinçleniriz. Şu konuya da bir açıklama getirmek istiyorum bu cinsel istismarın, ensestin hiçbir şekilde yüksek eğitim almış, kentte yaşayan, sosyo-ekonomik güce sahip insanlarda görülmüyor, onlar yapmaz diye bir kaidesi YOK. Burada fakir- zengin, okumuş- okumamış, kent- kır ayrımı yapmak mümkün değil. Hatta Sanay'ın yaptığı anket sonucu en çok ensest vakası şu 3 ilden geliyor. İstanbul, Ankara ve Antalya. Yani burada kesinlikle doğu- batı gibi coğrafi etmenler önemli değil Önemli olan bunu yapanların bir cinsel sapkınlığa sahip, vicdan yoksunu bireyler olması ve hatta en yakınımızda olmaları... Bu durumun azaltılması için yapabileceğimiz şeyler elbette mevcut. Mesela sürekli okumak ve araştırmak ve bu bilgiyi başkalarına da aktarmak. Ebeveynler olarak çocuklara özel bölgelerini, güvenebileceği insanları, iyi- kötü dokunuşu ve en çokta HAYIR demeyi, gerekirse bağırmasını ve ebeveyn olarak anne- babasına bu durumu korkmadan, onun suçu olmadığını ve onun kirlenmediğinin bilinciyle anlatmasını ve anında olay için gerekli mercilere ulaşmayı, davadan hiçbir koşulda vazgeçmemeyi öğretmeli ve uygulamalıyız. Özellikle vaka faili baba ise anneler muhakkak çocuğunu desteklemeli ve dava peşinde koşmalı sırf evliliğim bozulacak, kocam hapse girerse bize kim bakar diye çocuğunun geleceğini karartmamalıdır. En çok da çocuğa güven duygusunu ve desteği esirgememeliyiz. Çünkü o suçlu değil, onu yapan ve onu saklayan bizler suçluyuz! Ayrıca hukuk alanında 15 yaş rızası varsa gibi bir cümle olduğu için, hakimin takdir yetkisinden dolayı gelen 1/6'lik indirimler ve mağdur ifadesi için oradan oraya defalarca sürüklenen mağdurların psikolojisi gibi eksikler var ve bunların düzeltilmesi gerekiyor eğer düzelmezse maalesef bu gemi ilerlemez. Vaka artar, fail elini kolunu sallaya sallaya gezer. Ha birde Türkiye'de şu algı var. Burası Müslüman ülke burada böyle şeyler olmaz. İşte o öyle olmuyor hanımlar beyler! En basitinden Kur'an-ı Kerim'de Nisa Suresi 23. ayette ensestin yasak olduğu, haram kılındığı açıklanmasına rağmen Diyanet İşleri Başkanlığı "Babanın öz kızına şehvet duyması normaldir." ifadesi gibi bir iğrençlik bu ülkenin okumuş kişilerinden ve dine bakmadan kafadan uydurma bir şekilde dile getiriliyor. Yazık. Dediğim gibi işini doğru yapan meslek elemanı her daim baş tacıdır. Yasa ne kadar iyi olursa olsun uygulayanlar da iyi olmalıdır. Ülke toplu bir ahlak eğitimine girmelidir. Bilinç şart. TKDF Canan Güllü'nün başkanlığında kurulan aileicicinselsiddet.com adresinden ya da (0212) 656 96 96 iletişim numarasından ihbar edebilirsiniz. Eğer olay tespiti sonucu sizinde bildiğiniz bir vaka ise ve bu tespit edilirse Vatandaş için 1 ay ile 1 yıl Kamu personelleri için 6 ay ile 2 yıl Sağlık görevlileri için 1 ay ile 1 yıl arasında hapis cezası verildiği TCK'nın 278, 279, ve 230. maddelerinde geçmektedir. Bu kadar uzun bir inceleme yapmayı ben de beklemiyordum ama o kadar derin bir iz bıraktı ki bende bu kitap gerçekten her detayına değinmek istedim. Lütfen duyarsız bireyler olmayalım. Ensest hastalık değil, sapkınlıktır. Işığı sönen, kapısı kapalı her evde belki bir çocukluk öldürülüyor. Sessiz kalmak destek değil, köstektir.
Kardeşini Doğurmak
Kardeşini DoğurmakBüşra Sanay · Doğan Kitap · 20185.7k okunma
·
85 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.