Gönderi

565 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Körleşme Oğuz Atay'ın Ahmet Cemal'den isteği üzerine çevrildi ama ne yazık ki Oğuz Atay kitap halini göremeden aramızdan ayrıldı. Türkçe çevirisi ise ilk defa 1981 yılında Oğuz Atay aramızdan ayrıldıktan 4 yıl sonra basıldı. Körleşme en yalın haliyle aydın bireyin fildişi kulesinden dünyaya bakışını anlatıyor. Aydın karakterimiz, Dr. Peter Kien üzerinden hayat buluyor. Etrafı büyük bir kitaplıkla çevrili olan, dünyanın en büyük sinoloğu olan Kien dış dünyaya kapalı bir şekilde kendi doğrularıyla yaşamaktadır. Günün birinde yine kendi doğruları için Kien'in evin hizmetçisi Therese ile evlenmesiyle olaylar başlar ve artık hayatı eski sakin ve huzurlu hayatından gittikçe uzaklaşacaktır. Salt kötülüğün toplumun her katmanına nasıl siyaret ettiğini Therese, kapıcı Pfaff ve Fischerle üzerinden bol örneklerle açıklayan Körleşme bir noktada faşizmi de kitleden bireye indirgemeyi başarıyor. Özellikle Therese'ye baktıkça faşizmin vücut bulmuş halini görüyorsunuz. Pfaff'da ise faşizmin halkla bir ara bağlantı kurduğu gerektiğinde halka müdahale hatta en sert şekilde müdahale ettiği bir otoriter güç algılıyoruz. Fischerle ise tamamen kendi çıkarları için yaşayan bunun dışında gerçekleşen olgular asla umrunda olmayan bir kitle, toplumun bir katmanı olarak tanımlanabilir. Kitapta en akla yatkın karakter ise Kien'in kardeşi Dr. Georges Kien'di. Daha çok para kazanabileceği bir işi varken onu bırakıp daha yararlı olabileceği bir alana yönelen, kendi cebinden sermayeyle topluma yararlı olmak için hastane açan ve insanların iyi ve kötü yanlarını mantık çerçevesinde görebilen bir karakter. Diğer karakterlere bakınca aslında Canetti'nin demek istediği belki de birazcık Georges gibi olmak gerekiyor. Ama onun da sığ yanları var tıpkı kardeşi Kien gibi ama Kien bu sığlıklarda zirveye oynuyor. Mesela kadınlara bakış açısı, onları bir nesne veya daha basit bir varlık gibi görmesi. Bir insan nasıl bu kadar aydın olup da nasıl bu kadar sığ olabilir diye insanı sinir harbine sürüklüyor. Gerçi sadece bu noktada değil, Kien'in olaylara bakış açısı da insanda epey gerginlik yaratıyor; sadece kendi penceresinden görmesi asla diğer ihtimalleri düşünmemesi gibi. Çevresindeki insanlar maddiyat diye bin takla atarken onun gerçek dünyadan bu kadar uzaklaşıp kabuğunda yaşaması insanı oldukça rahatsız ediyor. Gerçi çizilmek istenen karakter de tam olarak bu. Kendi içinde yaşayan ve bildiklerinin topluma yararı olmayan bir insan portresi. Bu durum insanın aklına şu soruyu getiriyor; bilgi toplum için kullanılmayacaksa ne anlamı kalır ki? Kitabın beni en çok etkileyen yönlerinden biri de yazarın 26 yaşında ve bir yıl içinde yazmış olması. Bu kadar genç bir yaşta böyle bir yaratıcılık önünde saygıyla eğilinmeyi hak ediyor. Canetti bu kitabı yazmadan önce Kafka'dan Dönüşüm'ü okumuş ve onun gibi sade yazmaya çalışmış ama ortaya bu baş yapıt çıkmış. Kafka'yı çok beğendiğini dilinden anlamak mümkün. Kimi yerlerde Kafkavari anlatımla karşılaşabiliyorsunuz ki Kafka'yı çok çok severim ve bu durum inanılmaz hoşuma gitti. Özellikle Fischerle'nin bölümünde Kafka'nın Amerika kitabı çok fazla aklıma düştü. Kitabın 1931'de yazılmış olması Nazizmin ayak sesleri olarak yorumlanmış. Türkçeye çevrilip basıldığı tarihte 1981. Bu tarih de bizim için çok manidar olmuş. Kitapla ilgili benim için önemli olan bir başka ayrıntı ise Therese'nin mavi eteği. Faşizm sembolü olan bir kadının eteğinin mavi olması çok olağan çünkü koyu mavi ve lacivert otoriteyi simgeler. Bundan dolayı Therese'ye mavi etek giydirmek çok mantıklı geldi. Eteğin demode olması ise yazar açısından faşizmin artık geçmişte kalması gerektiği yönünde düşünülebilir. Ama 2020 yılında hala mevcut olan bir durum maaalesef. Kitabın en çok beğendiğim bölümü de son bölümü oldu. Peter yaşadıklarını mitolojik hikâyelerle kardeşine anlatıyor ve o da bunların psikolojik analizlerini yapıyor. Burası çok keyifli bir okuma sundu ve değişik bir tecrübe oldu benim için. Kitabı 4 yıl arayla ikinci defa okudum ve ilkinde yeterince analiz edemediğim noktaları daha detaylı değerlendirebildiğimi görüyorum. Kitap biraz uzun soluklu bir okuma ve sabır gerektiriyor ama bu sabrı gösterirseniz size enfes bir şölen sunuyor. Bence Körleşme bu sabrı sonuna dek hakediyor. Okuyacak olan arkadaşlara şimdiden keyifli okumalar diliyorum.
Körleşme
KörleşmeElias Canetti · Sel Yayıncılık · 20213,598 okunma
·
14 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.