Gönderi

160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 saatte okudu
*spoiler içerir* İspanya'nın Cádiz şehrinde halk kendi halinde yaşarken bir gün şehre bir salgın gelir: Veba. Üniforma giymiş bu Veba, halkın artık kendi halinde yaşayamayacağını hatta kendi halinde bile ölemeyeceğini söyleyerek yönetimi zorla devralır. Cádiz halkının artık nefes almak için bile 'yaşama ruhsatı'na ihtiyacı vardır ve Veba'nın keyfinin istemediği hiçbir şey gerçek olamamaktadır. Özel hayat yoktur, her şey kamunundur; kamu, Veba'nın kendisidir. Tüm kadılar emrindedir, herkes Veba'ya hizmet etmektedir çünkü herkes korku içindedir. İnsanlar hak arayamaz, hak aramak için sıraya girmeleri gerekir ve bu sıraya giren mutlaka can vermektedir. Seçim günü geldiğinde özgürce oy verebileceğini sanan, derin bir yanılgı içindedir çünkü yönetenler elbet bunu da düşünmüşlerdir; evet, özgürce oy verebilirsiniz ama Veba'nın aleyhine olan bütün oylar geçersizdir. Bu kaosta Veba'dan hiçbir kurtuluş yok sanılırken Diego'nun tek başına Veba'nın ve onun ölüm eli olan Sekreter'in karşısına dikilmesi, korkmadığını haykırması ile işler değişir. Korkmayanlar, Sekreter'in öldürmeye gücünün yetmeyeceği tek insan türüdür çünkü. Diego, bunu fark ettiğinde sesi daha çok çıkmaya başlar ve herkesi örgütlemeye girişir. Halkın örgütlendiğini gören sekreter şöyle der: "Direnişçiye, isyancıya hiç lüzum yok artık bu dünyada, polisimizin elinden her iş gelir. İlla devrim icap ediyorsa, polisimiz onu da yapar, gerekirse hükumeti bile devirir. Daha ne istiyorsunuz canım, mis gibi dünya işte! Siz oturun keyfinize bakın, bu fedakar insanlar sizin adınıza kafa yoruyorlar sabahtan akşama kadar, ne kadar mutluluğa ihtiyacınız olduğunun hesabını yapıyorlar." Sonunda aşkı Victoria ile direnişi arasında seçim yapmak zorunda bırakılan Diego, halkının geleceği için arada kalır; ancak seçimini yapar. Bu muhteşem senaryoda halkların sürü olmaya yatkınlığı, 'adalet dağıtan' kadıların adaletin ucu kendilerine dokunduğunda en büyük yasa çiğneyicisi oldukları, zorbalık, zulüm, aşk, kavuşma, mücadele, kadınlar ve erkekler öyle güzel bir dille anlatılmış ki okurken Camus eleştirmiyor, gerçekleri haykırıyor diyorsunuz. Can Yayınları'ndan Ayberk Erkay'ın çevirisi ile ise kitap ayakta dimdik duruyor; bugün Camus kendi kitabını bu çeviriden okusa o bile bu şiirselliğe hayran olur sanıyorum. Bu zamana kadar 10 verdiğim her kitap, bunun yanında 10'luğundan biraz eksik kalır.
Sıkıyönetim
SıkıyönetimAlbert Camus · Can Yayınları · 2018476 okunma
·
283 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.