Gönderi

Mitre'nin kekleri dillere destandı ve Tesla mekanı çok seviyordu. İlk kez adından dolayı girmişti buraya. Aslında bu ismin ilginç bir hikayesi vardı. Eğer bir insanın kalbini ortadan ikiye kesip bakarsanız iki karıncık ve iki kulakçık olduğunu görürdünüz. Bu karıncık ve kulakçıkların arasında da kapakçıklar vardı. Zira bu kapakçıklar kalp, kanı bir başka bölmeye pompaladığında kanın geri dönmesini engelliyordu. Böylece kan hep tek yönde akabiliyordu. Bu kapakçıklar normalde bir kaç parçadan oluşuyordu. Üç parçadan oluşanlara triküspit (üç kapakçıklı) iki parçadan oluşanlara ise biküspit (iki kapakçıklı) adı verilmişti. Kalbin sol kulakçık ve sol karıncık arasındaki iki kapakçıklı kapağın bir de özel adı vardı. ''Mitral Kapak'' Bu kapak kalp için önemliydi. Mesela mitral yetmezlik bir çok kişinin hayatını oldukça zorlayan bir durum olabiliyordu. Peki tüm bu kapakçıklar içindeki parça sayısına göre adlandırılırken neden mitral kapakçığın kendisine ait özel bir ismi vardı. Çünkü bu kapakçık yandan bakıldığında mitre adındaki bir başlığa benziyordu. Mitre normalde rahip ve psikoposların dini törenler sırasında taktığı, oldukça ilginç görünümü bir şapkaydı. Yandan bakıldığında ağzı aralık duran bir balık gibi görünüyordu. İşte kalpteki bu kapak bu başlığa benzetildiği için ona mitral kapak denmişti. Mitre kelimesi Latince ve Yunancada kafaya takılan türban gibi anlamlara sahipti. Belki kalbin kutsal görünmesinin de buna bir etkisi olmuştur diye düşündü Tesla. Burada asıl sorulması gereken şuydu; bu din adamları neden oldukça komik görünümlü bir başlık takıyorlardı. Bu başlığın dini açıdan bir önemi var mıydı? Zira günümüzde de önemli ayinlerde bu başlığı papanın kafasında görebilirdiniz. Zamanında bunu merak eden Tesla ilginç bir bilgiyle karşılaşmıştı. Çok eskilerde deniz ve göl kıyılarında yaşayan topluluklarda o topluluğun liderin kafasında çok ilginç bir şey olurdu. Avlamış oldukları en büyük balığın karnı yarılıp içi temizlendikten sonra kafaya geçirilirdi. Bu bir kutsanmışlıktı. Kabilenin en önemli kişisi kimse onun kafasında böyle bir başlık görürdünüz. Muhtemelen bu gelenek ilerleyen dönemlerde olası balık kokusunu ortadan kaldırmak için yapay balık ağzına benzeyen başlıklarla giderilmeye çalışılmış olabilirdi. Böylece önemli ya da dini kişiler bu tarz başlıkları takma eğilimi göstermiş olabilirlerdi. Böylece mitrenin hikayesi ortaya çıkmış oluyordu. İşte bu mekanda, bu başlığın çok daha modern tarzlarını kafalarına takıp dolaşıyordu çalışanlar. Merak edip sorduğu zaman mekanın sahibinin aslında bir kalp cerrahı olduğunu öğrendiğinde gülümsemişti Tesla. Tam da bir cerrahına yakışacak mekan diye düşünmüştü.
Sayfa 132 - ELMA YAYINEVİKitabı okudu
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.