"Hoşgörü gösterme eylemi, sınırların konulabildiği, saygı gösterilmesi gereken ilkelerin olduğu bir iklim gerektirir. Hoşgörünün tahammül edilemeyecek olanla bir arada yaşamakla aynı şey olmamasının nedeni budur. Yetkinin suistimal edildiği otoriter ya da özgürlüğün sınırlanmadığı keyfi bir rejimde hoşgörülü olmayı öğrenmek pek de kolay değildir. Hoşgörü; saygı, disiplin ve etik gerektirir. Cinsiyetçi, ırkçı ve sınıfsal önyargılarla dolu otoriter bir kişi, bu önyargılarını aşmadan hoşgörülü olamaz. Bağnaz bir kişinin pratiğiyle çelişen ilerici söyleminin aslında yanlış bir söylem olmasının nedini budur. Bilimciliğe sahip çıkanların aynı ölçüde hoşgörüsüz olmalarının nedeni de budur. çünkü sadece bilimin kesinlik üretebileceğine inandıklarından bilimi, dışında kalan hiçbir şeyin anlam ifade etmediği nihai gerçek olarak görürler. Kendilerini bilimciliğe kaptırmış olanlar hoşgörülü olamazlar, ama bu gerçek bilimi itibarsızlaştırmamalıdır."