Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
Balkanların Gorki'si..
"İnsanım ben, yani benzerlerinin acıları karşısında acı duyan tek yaratığım, insanım.." Bu geceyi Panait İstrati'nin Uşak adlı eserine adadım. Okuduğum ilk eseridir. Uzun zamandır okumak istediğim bir yazardı Rumen İstrati... Uşak kitabı şüphesiz en iyi, en sanatsal kitabı değildir. İlk bu kitabını okumanın büyük bir artısı var o da: İstrati'nin 19 yaşında ve hayata dair çok az tecrübesi varken eskiden yoksul olup sonradan burjuva bir koca ile evlenen Anna'nın konağında 'uşak' olarak göreve başlaması ile başlayan ve sonraki hayatındaki görüşlerinin oluşum sürecini işleyen bu eser İstrati'nin yaşam felsefesini daha iyi anlamak için güzel bir başlangıç eseri olacaktır.. "İnsanın söyleyecek bir şeyleri söyleme yeteneği varsa vazgeçmek bir cinayet, tembellik bir ayıp olur." İstrati'nin görüşü bu yöndedir. Her insanın bir şeyleri yazma yeteneği de vardır. Bunu yapmayarak bir tembellik mı bir cinayet mi işliyoruz? İstrati hayatında bir sürü maddi zorluk yaşayan bir insandır. Ağır işlerde çalışmış kendi parasını kazanmış. Ama yazar olduktan sonra da eserlerinin gelirleri ile şımaran biri olmamış. İhtiyaç sahiplerine dağıtmış. Maddiyat peşinde koşmamış, aldatıcı süslü zenginlikleri hayatında olmazsa olmazlarının arasına sokmamıştır.. Eserinde geçen Uşak Adrian kendisinin başka bir adlandırmasıdır. Başyapıt olarak görünen "Arkadaş" eserinde de Adrian yer alacak lakin orada Adrian'a eşlik eden bir de arkadaşı Mihail olacak ve bu eserde de Mihail'e olan özlemi sıkça yansıtacaktır... "Adrian, hayatının örneğini göstererek ispat edecektir ki mertçe yaşamak, yaşayabilmek için tanrısal ya da erdemli bir ruha sahip olmak mutlaka zorunlu değildir. Yalnızca cömertlik insanı bencillikten arındırır ve daha mutlu kılar da ondan" İstrati'nin altını çizdiği erdem cömertlik. Ne tanrısal ne de gösterişsel bir cömertlik bu. Sadece insanın insana ihtiyacı olduğu ve sadece insanın hemcinsinin acısını hissedebilir olduğunu bildiğinden kaynaklı oluşan doğal bir cömertlik.. Ne kadar da yoksunuz bu erdemden.. Dört duvara sahip olabilmek için ve o dört duvarı süsleyebilmek için kaç tane insanın acısını görmezden geliyoruz? Kaç tane insana uzatacak olduğumuz yardım elini geri çevirip bizce küçük muhtaç olanlarca büyük yatırımlar yapıyoruz geleceklerimize... "Bütün geleceklerden nefret ediyorum" diyecek İstrati bu yüzden. Hangi gelecek bu.. olmasını arzu ettiğimiz hayatın gelmesini beklediğimiz belirsiz tarihlerden mi oluşuyor o gelecekler.. İyi ki geleceklerden nefret edip doya doya anı yaşamış İstrati sürekli gezmiş, sürekli görmüş, sürekli yaşam biriktirmiş.. Kırk yaşına gelince de ilk eserini yazmış. Kırk yaşından sonra bu aleme dalmak saçma biliyorum ama kalemime yenik düştüm diyor İstrati.. ve kendi dilinde de değil Fransızca yazıyor. Romain Rolland itmişti onu bu yazma sevdasına.. desteklemiş, güvenmiş. Ve sonuçta yirmiye yakın eser vermiş İstrati. Çok çaba göstermiş. Fransız gramerini anlamak onunla anlatabilmek için gece gündüz demeden çalışmış. Kırkından sonra bir adam "günde yüz kere laruesse'a başvurmak zorunda kalmış" ve şöyle ifade eder o günleri: "Bir cehennem azabıdır bu! Kızgın bir merdivenin basamaklarını tırmanan bir köstebek gibiyim. Yazdığımı ne zaman düzeltip ne zaman bozduğumun farkında olmadan bütün hücrelerimle acı çekiyorum." İstrati bu eserinde sınıfsal farklar arasında mekik dokuyor. Uşak olarak başladığı konakta burjuva yaşamını gözlüyor. İşi bitip ortalıktan çekilince soluğu işçi örgütünün evinde alıyordu. Yürüttükleri işçi hareketinde sembol bir isim haline gelecek kadar yükselecek ve sonrasında bu işçi örgütü tarafından ayaklar altına alınacak ve "Burjuvaya satılmış adam" olarak afaroz edilecekti. Panait İstrati'nin dışlanma sebebi sonradan burjuva yaşamına katılan Anna'ya duyduğu sevgidir belki de. Anna çok yoksul bir ailenin kızıdır. Hizmetçi olarak girdiği evde hanımefendi statüsüne sahip olur ve hayatı birden değişir. Yalnız Anna özünü yitirmez. Yoksul, sefil günlerinin getirdiği alışkanlıklar ile yeni burjuva yaşamının çarpışması sonucunda eski düzeni galip çıkacak. Ve Anna eskiden olduğu gibi minimalist bir hayat sürecek fakirlik günlerinde olduğu gibi cömert olacak ve bu sefer eline maddi güç de geçtiği için yardıma muhtaç olan yoksul kadınlara daima el uzatacaktır. Özellikle zengin bir adamın şımarıkları karşısında zor durumda kalan kadınlara yardım elini daha çok uzatacaktır. Bu kadınlar hizmetçi olarak girdikleri evde evin erkekleri tarafından hamile bırakılan ve çocukları düşürmeleri konusunda tehdit gören kadınlar. Bu kadınlar yanlış kürtaj uygulamaları yüzünden kanamadan ölecekken Anna tarafından hastaneye yetiştirilen kadınlar.. İşte Adrian gerçek hayatta sahip olduğu en büyük erdem olan cömertliği bencillikten arınmış kişiliği Anna'da görüyor. Lakin içinde bulunduğu işçi örgütü burjuvazinin kökten yok edilmesini savunuyor. Adrian da sınıfsal ayrımın bir sonuca ulaşabilir olduğunu düşünmüyor çünkü eline gücü alan kesimin daima birilerini alt edeceğini, ezeceğini görüyor. Bugün düzen burjuvada ise onlar ezecek yarın işçi sınıfına geçerse bu sefer onlar ezecekti. Halbuki her iki kutupta da hem iyi hem kötü insanların varlığını görmüştü Adrian. Tüm işçi sınıfı Anna'nın cömertlik seviyesine ulaşabilir miydi? Ya da onun maddi güce erişip sonradan görme olma şansına sahipken ve üstüne üstlük de çevresinin tümü burjuvayken bunu reddeden bir kadın bu kadına nasıl olur da kötü diyebilirdi ki.. "Yaşasın hiçbir inanca bağlanmayan kişi" Panait İstrati'nin manifestosu budur. Ve insanlığa bu kitabın önsözünde şöyle seslenecektir: "İster ulusal, ister uluslararası olsun, eski ya da yeni efendileriyle, demokrat ya da mutlakiyetçi, birbirlerini yaşatmak için başkalarını öldürenler yerin dibine batsın. Bir başkası uğrunda can vermeye yanaşma. Kavuştur kollarını! Olduğun yerde kal. Kim olursa olsun, o baylara, her yüzyılda yarattıkları yeni yeni ülkelerin hepsinin birbirine benzediklerini söyle ve gidip kendiniz can verin, de onlara. Sen, çıplak adam, zavallı kollarıyla zavallı başından başka şeyi olmayan adam, düşüncelerine de, tekniklerine de hayır de, sanatlarına da, rahat koltuklarından destekledikleri ayaklanmalara da boş ver.." İstrati bu sözleri söylediği zaman 1929 yılında Komünist parti davetiyle Sovyet Rusya topraklarında yaşamış. Komünist rejimi görmüş ve dünya düzeni üzerinde hiçbir rejimin insanlığın arasındaki o bencil uçurumu kapatmaya gücünün yetmeyeceğini, hiçbir siyasi rejimin tüm insanları kurtarmaya yetmeyeceğini anlayacak kendi içinde umutsuzluğa kapılarak Balkanların Gorki'si olarak adlandırılan İstrati artık politikadan, politik mücadeleden çok insanı insan yapan değerler üzerinde duracak ve onları aktaracak. İstrati'nin kaleminin çok güçlü olduğunu düşünüyorum. O yüzden okunması yönünde tavsiye verebilirim.
Uşak
UşakPanait Istrati · Varlık Yayınları · 2004263 okunma
··
237 views
Homeless okurunun profil resmi
Günaydın Adem. Bizi yeni kitaplarla tanıştırıyor olman bir yandan güzel, diğer yandan da az biraz huzurumu kaçırıyor. Hangi ara okuyacağız bu kadar kitabı diyorum :) Olsun, ömrümüz yeterse okuruz herhalde. Listeme alıyorum, emeğine sağlık.
Adem okurunun profil resmi
Günaydın. İstrati biraz daha öne alınması gereken bir yazar kanaatimce hem Balkanlar hem de Akdeniz'de olan yaşamı onun bize biraz daha yakın olmasını sağlıyor. Yorumun için çok teşekkür ederim. Yeni bir kitabı listene eklemene vesile olduysam ne mutlu bana :)
1 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
Demet okurunun profil resmi
Yazarı
Angel Dayı
Angel Dayı
kitabıyla bir etkinlik dahilinde tanıma fırsatı bulmuştum, bahsettiğin gibi kitaplarına yaşadığı hayatın zorluğunu okumuştum.
Kira Kiralina
Kira Kiralina
kitabını heyecan ve neşeyle hatırlıyorum, kitaplarındaki tutku dolu heyecanı görebiliyorum. Emeğine sağlık, açıkçası yazarı unutmuşum halbuki okuyup beğenmiştim bu kitabını da okuyacağım.😊
Adem okurunun profil resmi
Yorumun için çok teşekkür ederim Demet :) anlatım tarzındaki o heyecanı sevdim ben de. Diğer kitaplarını da zamanla okumayı düşünüyorum. Okuma etkinliklerinin de arttırılması gerekiyor seni güzel bir yazarla tanıştırmışlar.
4 next answer
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.