...Biz yüzlerce yıl tek bir vücut hâlinde, bedenlerimizi birbirine siper ettik. Çünkü bizi birbirimize İslam kardeşliği bağlıyor idi. Bu ülkenin evlatları, asırlar boyu mektebe, besmeleyle başladılar. Besmele kaldırılıp yerine "Türküm, doğruyum, çalışkanım!" denilince, öbür taraftan Kürt bir Müslüman evladı; "Ya öyle mi? Ben de Kürdüm, daha doğruyum, daha çalışkanım!" demeye başladı. Ve böylece bu ülkenin insanları birbirlerine yabancılaştırıldı. Kendi millî ve dinî değerlerimizi bırakıp inkârcı, ırkçı ve materyalist politikalara sapıldığı için ülkemiz onlarca yıl bir felaketin içine sürüklendi. Dil meselesi bunun en bariz örneğidir. Efendim Türkçe mi konuşulacak, Kürtçe mi? İnsanların, kendi anane ve örflerine göre yaşaması en tabii insan hakkıdır. Ana dilini konuşur, ona göre çocuğuna öğretir. Bunları önlerseniz zalim olursunuz.
Peki biz bu konuda ne diyoruz: "Arkadaş, sen Kürtçe konuşmak istiyorsun öyle mi?"
Evet.
"Peki söyle bakalım ne konuşacaksın?"
"Efendim ateistlik konuşacağım, Türkiye'yi böleceğim."
O zaman sen Türkçe de konuşsan, Kürtçe de konuşsan zararlısın.
"Ne konuşacaksın?"
"İslam kardeşliğini, birlik ve beraberliğimizi konuşacağım."
"O zaman sen istersen Ugandaca konuş, ben seni alnından öperim."
Bu meselenin çözümü, ayrı devlet kurmak, ayrı federasyon kurmak değildir. Asla böyle bir çözüm olamaz. Çünkü bunlar ne ülkemize, ne insanlığa ne de Kürt kökenli kardeşlerimize saadet getirir. Batılı devletler hepsi birleşip tek devlet oluyor. Onlar birleşirken bizim onların oyununa gelmemiz doğru olur mu? Onlar bizi parçalamak, ezmek ve hepimizi ayrı ayrı yutmak için bu oyunu oynuyorlar. Kimse bu oyuna alet olmamalıdır. Güneydoğu'daki Kürt kardeşimiz, İzmir'e, İstanbul'a pasaportla gelse bundan kim mutlu olur!
Buna mukabil, İzmir'deki Türk kardeşimiz de Diyarbakır'a pasaportla gitmek zorunda kalırsa bundan kimin eline ne geçer!
Hangi ırktan olursa olsun hiçbir kardeşim, sakın ha bu Siyoniste, bu İngiliz'e, bu Amerikalının tahriklerine aldanmamalıdır. İşte tarih ortadadır. Onlar, sadece bizi birbirimize düşürmek ve bu yolla kendi menfaatlerini, kirli planlarını gerçekleştirmek istiyorlar.
Sağlam bir millî bünyeye kavuşmak için toplumsal barışı temin etmeye, birbirimizle kaynaşmaya mecburuz. Devlet-millet kaynaşması, kalkınmada temel şarttır. İş görmek istiyorsak, samimiyetle bu millete hizmet etmek istiyorsak, bunları mutlaka yapmamız lazım
...