Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

178 syf.
9/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
Aşk bir bedene, nesneye ya da fikre indirgenmeyecek kadar hususi ve kişiseldir. Varlığını bir başkasında aramak yerine, kişi önce kendine dönüp bir bakmalıdır; aşkı ne kadar duyumsuyor içinde, aşkın ne olduğunu anlamaya muktedir mi bakalım. James Baldwin bu eseriyle tam da bunu yapıyor. Aşkın cinsiyet, zaman, mekan, olgu tanımadığını, bu duygunun yalnızca kişisel bir yolculuk, bir arayış olduğunu Giovanni'nin Odası ile bizlere aktarıyor. Kitap Amerikalı David ile İtalyan Giovanni arasında geçen eşcinsel bir aşkın hikayesi gibi aktarılabilir ama bana sorarsanız David'in kendini bulma, anlamlandırma yolcuğunun bir çıkarsaması niteliğinde. David ergenlik döneminde yaşadığı ve hafızasında yer edinen bir anı ile cinsel yöneliminde farklılıklar hisseder. Daha sonra malumunuz sosyolojik baskılar, ideolojik korkular David'i bastırır ve çok da sağlam olmayan aile bağlarının kopmasıyla ülkesinden ayrılması hadisesini beraberinde getirir. Kız arkadaşı Hella ile sözde "normali" arama duygusunu keşfetmek isterken, erkek arkadaşı Giovanni ile de karşı koyamadığı arzularını perçinlemeye çalışır. Kitap böylelikle David'in aşk, sevgi ve kişiliğinde çıktığı keşfin bir kitabı olarak karşımıza çıkar. Bir bireyin "öz" yaşamında verdiği kimlik kargaşasını, cinsel bunalımı oldukça güçlü psikolojik ve sosyolojik tahlillerle anlatan bu kitap kesinlikle okunmaya değer. Tüm bunların yanı sıra James Baldwin'de aktivist kimliğiyle tanınan yazarların başında gelmekte. Irkçılık, cinsel şiddet ve tercihlere yapılan saygısızlığı her seferinde eleştiren ve eserlerinde de bu eleştirilerine yer veren bir kalem. Modern, hatta postmodern diye nitelendiriğimiz ve içinde bulunduğumuz bu çağ da bile yaşanan ırk, cinsiyet, seksüel tercih şiddetinin; okumayı çok istediğim bu kitapla buluşma zamanıma denk gelmesi oldukça manidar oldu. Böylece yaşananlara karşı zihnimde beliren etkiyi daha da sağlamlaştırmış oldum. İster aşk, ister sevgi, ister tutku...Adına ne derseniz deyin, o duygu, kalıplara, cisiyetlere ve hatta zamanlara sığmayacak kadar kıymetli ve önemlidir. Kim kiminle ne yaşıyor diye düşünmek yerine aşkın kalplerde kök saldığını bilerek mutlu olmaya bakmalıyız. Şu an cinsiyeti, adı, ırkı, dini her ne olursa olsun, kiminle yaşıyorsanız yaşayın, hissettiğiniz şey "aşk ve sevgi" ise ne mutlu size!  Giovanni'nin Odası'na bir şans vermenizi gönülden isterim. Kitaplar ve barışla kalalım.
Giovanni'nin Odası
Giovanni'nin OdasıJames Baldwin · Yapı Kredi Yayınları · 2020600 okunma
·
354 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.