Gönderi

232 syf.
10/10 puan verdi
Herkes okumalı.
Bazen bazı kitapları okuduktan sonra çevrede gördüğüm bazı insanlara "bak benim dinim bu, yalan ağlarıyla örülmüş o din benim değil, ben o dinden değilim" demek istediğim oluyor. Bu tip kitapları okuduktan sonra geçmişe dönüp bir ah çeken var mıdır benim gibi bilmiyorum. Özlemekten çekilen bir ah değil, öldürülmekten çekilen bir ah. Güzelim dini getirdikleri hale çekilen bir ah. "Günümüzde İslam hükümeti talep edenler tarihin ve sosyolojinin verilerini bilmemektedirler." O kadar doğru bir cümle ki. Geçmişe özlemle bakıp, yad edenler tam olarak tarihi bilmiyorlar. "İmanı aklın önüne geçirmek, Müslüman zihnin intiharıdır. " Yazar bu cümleyi kitapta birkaç yerde kullanıyor. O kadar çok taklide bağlı kaldık, aklı o kadar çok arka plana attık ki yazarın bas bas bağırıp, bunları tekrar etmesinden daha olağan bir şey göremiyorsunuz. Siyasetin İslam'a mal ettikleri, sözde yöneticilerin dini kendi işlerine geldiği gibi kullanmaları, kaderin imanın bir esası olmadığı halde öyle lanse edilmesi, siyaset ve dinin zaten ayrı olması gerektiği ama bugün bile kimsenin işine gelmediği için dinin siyasete oyuncak edilmesi, İslamcılık denen şeyin İslam'ın bir hastalığı olması... Dinin içinde olan o kadar şey var ki, dinle hiçbir ilgisi yok. Aşırı derecede sapmalar mevcut. Hz. Peygember'in, Allah ile aynı konumda olduğu bir din algısı mevcut. Peygember'in dinde helal ve haramları vahiyden bağımsız verdiği bir algı. Vahyi gayr-i metluv.. "Müslüman ütopya, kendine özgü kaderinden çok çekti." Sünneti, Kur'an'la eş değer gören, sünnet olmazsa Kur'an'ın anlaşılamayacağını savunan ve Kur'an'ın kendilerine yetmeyeceğini düşünen bu yüzden ne kadar rivayet varsa hepsini ölümüne savunan bir zihniyet. Müslüman olup kendisine inen Kur'an'ın ne dediğini daha bilmeyen bir zihniyet. De ki: "Size, iş ve davranışları bakımından en çok ziyana uğrayanları bildirelim mi?  Onlar, iyi yaptıklarını sandıkları halde, dünya hayatında çabaları boşa giden kimselerdir." Kehf/103-104. Kitap dolu dolu sekiz bölümden oluşuyor. Ahmet Akbulut; çok sevdiğim, babacan, kelamı çok güzel bir şekilde yorumlayan, sadece iki kitap yazdığı için beni üzen ve ileri yaşından dolayı yazamamasından korktuğum bir adam. Değeri bilinmiyor gibime gelse de Otto'da en çok satan kitaplardan ikisinin yazarı olması, içime su serpiyor. İnşallah daha bir sürü kitabını okumak nasip olur. İleride bir gün akademik bir kariyer yapmak nasip olursa, bu kitabı öğrencilerin başucu kitabı yapmak istiyorum. "Toplumun hem kurucu gücü hem de değişim dinamiği insan zihnidir. " Kesinlikle ama kesinlikle okuyun. Anlamca tahrif edilen bir dinin, mükemmel açıklamalarından biri bu kitap. Sözü Roger Garaudy'e bırakıp incelemeyi bitiriyorum. "İslam'ın her rönesansı, Kur'an'ın yeni bir okunuşuyla başlar."
Kur’an’a Yabancılaşma Süreci
Kur’an’a Yabancılaşma SüreciAhmet Akbulut · Otto · 201882 okunma
··
235 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.