Gönderi

Nietzsche: "İslâm"ın önünde diz çökmeliydik"
Karikatürize edilen, belki de en önde gelen Batılı düşünürlerden biri de "ateist" ve "nihilist" diye yaftalayarak üstünü çizdiğimiz ya da duruma göre putlaştırdığımız Nietzsche''dir. Nietzsche''yi karikatürize ettiğimizi gösteren en önemli göstergelerin başında onun "Tanrı öldü" sözünü dümdüz bir şekilde anlamaya kalkışmamızdır. Nietzsche, "Tanrı öldü" derken bir ateist veya nihilist olarak konuşmaz; aksine Batı''da Tanrı''nın öldürüldüğünden sözeder. Sözgelişi, Putların Alacakaranlığı başlıklı kitabnda aklın putlaştırılmasına karşı tam bir savaş ilan eder. Socrates''tan başlayark bütün bir Socrates-sonrası, temelde rasyonalist Batı düşüncesini yerden yere vurur. Deccal-Sahte İsa başlıklı kitabında ise Hıristiyanlığı, özellikle Tanrı tasavvurundaki absürtlükten ötürü yerle bir eder. Size bugün Deccal kitabında yer alan, onun İslâm''la ilgili tespitlerini aktarmak istiyorum. Okuyunca şoke olacağınızı tahmin ediyorum. (Ayrıca Nietzsche''nin bu iki kitabının bayramdan hemen sonra Külliyat Yayınları tarafından özenli bir çeviriyle -yeniden ve adam gibi bir Türkçe''yle- dilimize kazandırılacağını hatırlatmak istiyorum). İşte Nietzsche''nin, "İslâm''ın önünde diz çökmeliydik" dediği o çarpıcı gözlemleri: "Eğer İslâm, Hıristiyanlığı küçük ve hakir görüyor idiyse, böyle görmekte bin kez haklıydı: Çünkü İslâm, insanı yüceltir ama putlaştırmaz... Hıristiyanlık, bizi, kadim dünyanın [antik Yunan ve Roma] kültürünün mahsulünden mahrum bırakmıştı. Üstelik bununla da yetinmemiş, daha sonraları, bizi İslâm kültürünün mahsûlünden de mahrum etmişti. Aslında bize (insan olarak bize], Grek kültüründen de, Roma kültüründe de, esasta, temel meseleler açısından daha yakın olan, bizim [insan olarak] duygularımıza, zevklerimize ve seçimlerimize daha doğrudan hitap eden İspanya''daki o harikuâde İslâm kültürü ve İslâm kültürünün eşsiz birikimi ayaklar altına alınarak çiğnenmiş ve yok edilmişti (-bunu yapan ayağın ne tür bir ayak olduğunu söylemeye dilim varmıyor, ne yazık ki!-)" "İyi de, neden? Nedeni şuydu: Çünkü İslâm kültürü, asil bir kültürdü; çünkü İslâm kültürü, kökenlerini, temellerini insan fıtratına borçluydu [insanın fıtrî özelliklerini muhafaza edebilmesine borçluydu]; çünkü İslâm kültürü, İspanya''daki Müslüman hayatının nâdir bulunan, nefis hazinelerinin üzerinde bile hayata Evet diyordu!... Daha sonraları, Haçlılar, estirdikleri o toz bulutunun ortasında, aslında önünde diz çökmeleri gereken, diz çökmekle daha iyi bir yapmış olacakları bir şeye karşı, asil bir kültüre karşı, bizim bugünkü 19. yüzyıl kültürümüzle mukayese edildiğinde, bizim çağdaş kültürümüzün, kendisini, İslâm kültürünün yanında son derece ''yoksul'' ve oldukça ''geç kalmış'' bir kültür olarak görebileceği böylesine asil ve yüksek bir kültüre karşı savaş açmışlardı. Haçlılar, ganimet peşinde koşuşturuyorlardı, hiç şüphesiz ki. Çünkü Doğu, İslâm dünyası, zengindi..." 21 Aralık 2007 Yusuf Kaplan Yeni Şafak
··
101 views
Yaz Güneşi okurunun profil resmi
Bu zamana kadar tavsiyelerine saygı duyduğum birçok insan bana okuma dediği için hiç Nietzsche okumamıştım ama bu iletiniz sayesinde ilk işim kitaplarını okumak olacak. Teşekkür ederim.
Mühürbaz okurunun profil resmi
Yusuf Kaplan üzerinden bende bir iki okuma yaptım sadece, gene de aklımda diyerek okumakta fayda var bence. Rica ederim
Yaz Güneşi okurunun profil resmi
Bu zamana kadar tavsiyelerine saygı duyduğum birçok insan bana okuma dediği için hiç Nietzsche okumamıştım ama bu iletiniz sayesinde ilk işim kitaplarını okumak olacak. Teşekkür ederim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.