Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

436 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
KAR Kitaba başlarken bile kendinizi Kars'ta kar altında yürürken buluyorsunuz. Öyle ki karların yollarını kapadığı ; her şeyin üzerini bembeyaz, kalın bir örtü gibi örttüğü Kars'a en kısa zamanda kışın ziyaret etmeliyim demekten kendinizi alamıyorsunuz... Lakin kitap Kars’ın bu kış manzarasından ibaret değil ne yazık ki… Orhan Pamuk'un bu romandaki asıl başarısı bana göre tüm siyasi görüşlere eşit mesafede durup, her birinin doğru ve yanlış yönlerini ustalıkla irdelemesi.28 Şubat sürecinde üniversitede öğrenci olduğum için yaşananları tekrar içim ürpererek okudum. Anlatılanlar az bile ne yazık ki…Roman kurgusu içinde gerçekleri tabi ki kurmaca gerçekçilikle işlemiş. Özellikle romanda ana karakter Ka ile kendine ait görüş ve düşünceleri de serpiştirdiğini düşünüyorum. Eserde insan – tanrı ilişkisi, inanma ihtiyacı çok güzel anlatılmış. Dilinde kusurlar olsa da, kurgusu çok akıcı; su gibi gidiyor kitap. Pamuk, bir insanın neden bir şeyhin arkasından gittiğini de çok güzel anlatmış.Romanımızın kahramanlarından Muhtar ,Kürt Şeyhi Saadettin Efendi Hazretleri’ni şöyle anlatmaktadır: -O ihtiyar adamdan her yere bir nur yayılıyordu. Derken yattığım yerde bir ışık tam gözümün içine vurup beni uyandırdı. Bir pişmanlık ve umut ile ayağa kalktım. Baktım az ötede aydınlık bir kapı açılmış, birileri girip çıkıyor. İçimden gelen sesi dinleyerek onların peşinden gittim. Beni aralarına aldılar ve aydınlık, sıcacık bir eve soktular.Burada Karslılar gibi hayattan umudu kesmiş bezgin insanlar değil,mutlu insanlar vardı,üstelik onlar da Karslı hatta tanıdıktı.Bu evin, söylentilerini işittiğim Kürt Şeyhi Saadettin Efendi Hazretleri'nin gizli tekkesi olduğunu anlamıştım ( s.57). “Şeyh beni en yakınına oturtuyor, dertlerimi dinleyip yüreğime Allah sevgisi yerleştiriyordu. Hep ağlıyor, bundan çok huzur duyuyordum.”s.58 Ka da Şeyhin huzuruna çıkar ve şöyle ifade eder kendini :"Huzuruna çıkmam için ayakkabılarımı çıkarmam, birilerinin elini öpüp dizlerimin üzerine çökmem gerekmeyen bir Allah istiyorum ben.Benim yalnızlığımı anlayacak bir Allah." s. 100 Eserin bir eksikliğini daha doğrusu eksilik demeyeyim ama kullanılan bazı sözcüklerin metin içinde çiğ durduğunu da belirtmeliyim. Eserdeki kahramanlardan Necip başörtüsü mücadelesi veren kızlardan bahsederken “ O, türbancı kızların mücadelesinde bir azizedir.”diyordu. Hiçbir İslamcı ' türbancı' ifadesini kullanmaz sanırım. ‘Azize’ benzetmesi de yapmaz. Bunda da kasıt görmüyorum açıkçası çünkü Pamuk’un yaşadığı hayat ve yetiştiği çevre düşünülünce İslamcı kesime uzak olmasından kaynaklanıyor bence. Azıcık kurgudan bahsedip bitireyim: Orhan adlı bir anlatıcı vasıtasıyla öğrendiğimiz olaylar on iki yıllık Almanya sürgününün ardından yurda dönen roman kahramanı ünlü bir şair olan Kerim Alakuşoğlu ki roman boyunca kendisinden Ka diye bahsedilecek, son zamanlarda Kars’ta yaşanan intihar vakalarının fazlalığıyla ilgili bir röportaj yapmak için Kars’a gider. Ka’nın röportaj için Kars’a geldiği günlerde Lacivert de şehirde, imam hatipli gençleri kışkırtma planları yapan ve isim vermeyeyim ama Türkiye’de yaşamış birini temsil etmektedir. Varın onu da siz okuyunca bulun Turgut Bey ise Karpalas Oteli’nin sahibi ve Ka’nın sevgilisi İpek’in ve Lacivet’in sevgilisi Kadife’nin babasıdır. Refah Partisi’nin uzantısı gibi görünen İmam hatipli gençler, ülkeye dini rejim getirmek için gece gündüz uğraş vermekte, başörtüsü eylemleri yapmakta, laikçiler de kışkırtıcı eylemler düzenlemektedirler. ”Olayları başlatan ise üniversitede devletin kurallarını uygulayan bir öğretim üyesinin öldürülüşüdür ki bunu yapanlar da laik devlet düşmanı gruplardır. Biraz da bu amaçla Ankara’dan Kars’a tiyatrocu Sunay Zaim ile eşi Funda Eser Millet Tiyatrosu’nda ” Vatan yahut Çarşaf” adlı oyunu oynamak üzere gelir. 1940’larda oynan oyun yeniden canlandırırlar.Oyun esnasında bilerek olay çıkarılır,seyirciye gerçek mermi dolu tüfek doğrultulur ve olayların sonucu kentte sokağa çıkma yasağı ilan edilir ve ihtilal boy gösterir. Tabii bunu birçok kişi sevinçle karşılarken siyasal İslamcıların çoğu işkencelerle sorgulara alınır. Ka ise bu olayları pür dikkat incelemeye ve arabulucu olmaya çalışır. Bir çok şiiri de bu olaylardan etkilenerek yazar. Sunay Zaim, Ka'ya tıpkı tiyatro gibi tarihin de birilerine rol verdiğini hatırlatır. Tıpkı tiyatro sahnesi gibi, tarihin sahnesine de cesurların çıkacağını da... "söyleyerek tiyatro ile elde edemediği başarıyı ihtilalde yakalamak istediği için bu ile giriştiğini anlamaktayız. Satır arası çok detay var ama ben fazla anlatıp büyüyü bozmak istemem
Kar
KarOrhan Pamuk · İletişim Yayınları · 201214,5bin okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.