Gönderi

182 syf.
10/10 puan verdi
Merhaba, çok severek ve gözlerim dolu dolu okuduğum bir kitaptı Şeker Portakalı. Kendime hatırlatma amaçlı özet yazdığım için inceleme yazmayacaktım ancak kitap kendisiyle ilgili birkaç söz etmeye değer olduğundan bundan vazgeçtim. Zezé adında beş yaşında hayalgücü muazzam güçlü biraz da yaramaz bir çocuğun, evlerinin arka bahçesinde Minguinho adını verdiği şeker portakalı fidanıyla gizli dostluğunu anlatıyor. Tabi beş yaşlarındaki bu tatlı çocuğun tek dostu Minguinha değil, başlarda arasının bozuk olduğu daha sonra aralarında sarsılmaz bir dostluk oluşan Manuel Valadares adındaki bir adam da ekleniyor dostlar arasına. Zezé'nin bu dostlarıyla tanışması, başından geçenler, çektiği zorluklar anlatılmış. Kitapla ilgili başka detay vermek istemiyorum. Özetini de buraya yazmayacağım. Bu sitede çok hoş incelemeler de, inceleme yazanlar da mevcut. İsteyen onları okuyabilir. Sadece dikkatimi çeken birkaç noktaya değinip incelemeyi sonlandıracağım. Gözlerim dolu dolu okudum demiştim. Çünkü 5-6 yaşlarında, henüz o kısacık ömründe tek 'derdi' oyun olması gereken bir çocuğun, ailesinin sorunlarının en ince detayına kadar ayırdında olabilmesi muazzam bir farkındalık, biraz da iç burkan tabii. Bunun dışında kitapta yer alan bu alıntı #75385941 irkilmeme neden oldu. Çok şaşırttı beni. Çünkü benim de böyle hissettiğim bir dönem olmuştu. Geçti tabii. Ama hiç bu kadar nokta atışı bir şekilde ifade edememiştim. Bu cümleleri okuyunca sanki ben söylemişim de oraya yazılmış gibi hissettim. Ben de hayata, hayat telaşelerine uzaktan baktım bir zamanlar... Ancak bir zamanlar hissettiklerimi hiçbir yerde bu kadar net ifade eden cümleler okumadım. Teşekkürler
José Mauro de Vasconcelos
José Mauro de Vasconcelos
Kitapta içimi burkan detaylardan bir tanesi de Zezé'nin bu zamana dek hiç hediye almamış olmasıydı. Kitabın sonlarına doğru Zezé'nin hastalandığı ve ölmesinden endişe edildiği bir dönemde yaramazlıklarından yaka silken mahalleli bile, ilk kez hediye getiriyordu ona. Aklıma
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
'un
Elveda Gülsarı
Elveda Gülsarı
adlı kitabında geçen "Birbirimizden pek farkımız yok. Ancak ağır hastalandığımız ya da öldüğümüz zaman hatırlıyoruz birbirimizi. O yitirdiğimizin ne iyi, ne eşsiz bir insan olduğunu, ne büyük iyilikler yaptığını ancak o son demde anlıyoruz." alıntısını getirdi. Ne kadar da haklıymış meğer, bir kez daha anladım. Hep yaramaz dedim Zezé için peki ama Zezé herkese mi yaramazdı? Hayır. Öğretmeninin yanında yaramazlık yapmıyordu örneğin. Her denileni yerine getiriyordu. Hatta öğretmeni Zezé hakkında söylenen olumsuz cümlelerin hiçbirine inanmıyordu. O bölümleri okurken aslında çocukların; yargılanmadığı, sevildiklerini hissettikleri, kendilerine başarma duygularını hissettiren, kendilerini ifade etmeye fırsat veren bireylerin yanında olumsuz davranışlara meyletmediğini hatırladım. Siz buna ne isim verirseniz verin, ben sevginin gücü diyorum. Keyifle okuduğum bir kitaptı, devam kitabı olan
Güneşi Uyandıralım
Güneşi Uyandıralım
'ı da okuyacağım. Değerli okurlara keyifle okumalar dilerim.
Şeker Portakalı
Şeker PortakalıJosé Mauro de Vasconcelos · Can Yayınları · 2022231,9bin okunma
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.