Gönderi

344 syf.
7/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Birkaç ay önce Jack London’dan Martin Eden’i okumuştum ve kitap beni öyle etkilemişti ki! Kitabı okumamın üstünden zaman geçtikçe kitabı daha da çok sevdim sanki içimde demlendi. Bu mükemmel kitap sayesinde de Jack London’a büyük bir sevgi duymaya başladım, ben bu adamın bütün kitaplarını okumalıyım dedim ve bunun üzerine Yıldız Gezgini’ni aldım. Öncelikle şunu belirtmeliyim: Keşke kitaba yüksek beklentilerle başlamasaydım, eminim ki öyle olmasaydı daha çok severdim. Bir kitaba göre değerlendirerek yazarın bütün kitaplarının o kitap gibi hissettireceğini düşünmek aslında ne büyük ön yargı. Belki de bu kitabı Jack London yazdı demeselerdi öylesine elime alıp okusaydım burada kitabı sizlere ayıla bayıla anlatıyor olurdum. Doğrusunu söylemek gerekirse de üzgünüm, kitabı burada Martin Eden de olduğu gibi övemeyeceğim için üzgünüm. Bu kitap çok ilginç bir kitaptı -birazdan bahsedeceğim- ama bir kitabın benim için özel olması için sadece bu yeterli değil. Hissetmek istedim, yaşamak istedim. Martin Eden’de nasıl kitabın içine girdiysem bu kitapta da öyle olsun istemiştim ama maalesef ki bir türlü kitabın içine giremedim. Böylesine ilginç bir kitap da sedece dıştan sayfalara göz gezdiren bir okur olmak beni mutsuz etti. Öylesine okuyormuş gibi hissettim. Böyle hissetmemin birçok nedeni var işte: Yukarıda da belirttiğim gibi yazarın tüm kitaplarının KUSURSUZ olacağını düşünmem, yanlış bir zaman diliminde okumam vs... Jack London’un düşüncelerini karakterlerinin ağzından biz okurlara iletmesine bayılan ben bu kitapta aradığımı fazla bulamadım açıkçası. Düşüncelerdense olaylar ön plandaydı. Yani baya bayaa ön plandaydı. Yanlış anlaşılmasın, olay ağırlıklı kitapları daha çok severim ama söz konusu Jack London’sa düşünce ve olayı öyle güzel harmanlıyor ki okurken hayran oluyorsunuz. İşte bu kitapta onu bulamadım. (Burada kitapta hiçbir fikir, düşünce yoktu demiyorum dostlarım. Tabii ki vardı. Ama Martin Eden de olduğu gibi yazar yüzümüze soğuk su çarpıyor gibi hissetmedim ben.) Kitabın sevmediğim yönlerinden bu kadar bahsettiğim için belki kitabı sevmediğimi düşünüyor olabilirsiniz. Sevdim ama “beklediğim kadar” sevmedim. Şimdi gelelim yukarıda ilginç derken neyi kastediyorum? Kitabın ilginçliğini anlatabilmem için biraz konusundan bahsetmem gerekiyor. Hücreye tıkılan ana karakterimiz, kendisine yapılan işkencelere katlanmak için bedenini öldürüp seyahatlere çıkıyor. (Acıyı hissetmemek için ayaklarından başlayarak -geriye sadece zihni kalana kadar- bedenini öldürüyor!!) Çıktığı bu seyahatlerde bazen bir kral oluyor, bazen bir dilenci, bazen bir çocuk...( Seyahetlerinde olduğu kişiler de gerçekten yaşamış insanlar) O kadar değişik bir konu ki! Yani acaba gerçekten var mıdır bunu başaran bir insan?! Düşünseniiizee; bedeninizi öldürüyorsunuz, hiçbir teması hissetmiyorsunuz ama hala yaşıyorsunuz hem de dünyanın belki de öbür ucundan bir insanın bedeninde! Düşüncesi bile çok tuhaf hissettiriyor. Böyle değişik bir kitabı beklediğim kadar sevmediğim için aslında kendimi de suçluyorum. Okumak için doğru zaman değildi kesinlikle. Bir konuya hakimken o konu hakkında yazılan kitapları, düşünceleri okumak insana ayrı bir tad verir. Kitabın alt metninde geçen konulara hakim olmadığım için o tadı alamadım. Martin Eden yorumumda ne demiştim? “İyi ki bu kitabı şu an okumuşum. Daha önce okusaydım anlamadığım yerler olurdu ve biraz sıkılırdım.” İşte bu kitap için bu cümleyi kuracak birikime sahip değilim demek ki. O yüzden birkaç sene sonra yeniden okuyacağım kitabı.Umarım bir gün burada “Kitabın her bir cümlesinden zevk aldım.” diyebilirim.
Yıldız Gezgini
Yıldız GezginiJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20146,9bin okunma
··
51 görüntüleme
Naciye okurunun profil resmi
O kadar güzel bir inceleme ve yorum yapmışsın kii kalbimi bıraktım buraya ♥️
Sümeyra okurunun profil resmi
Seviyoreee seni🤍🤍🤍
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.