Gönderi

96 syf.
4/10 puan verdi
·
Read in 3 hours
fail
şimdi internetten baktım. bizim kültür bakanı kim diye. paket tur düzenleyen bir godaman imiş. girişimci. oteli var. para kazanıyor. hatta geçenlerde elinde viski kadehi, ağzında püro hoppa cuppa yaparken görüntüleri çıktı. bu tarz bir eğlence anlayışı bir kültür bakanlığı ile bağdaşıyor mu diye tartışılırken, özgürlükçü cumhuriyetçiler, "biz insanların eğlenmesine karışmayız" diyerek kendi kedilerine savunma yaptılar. yani bizim gibi çürümenin her yerde olduğu ülkelerde bakanlık yapmak kolay. kültürü, turizmi piyasanın isteklerine bırak, piyasa zaten kendi kokuşmuş düzenini kuracak ve sürdürecektir. sovyetler birliği gibi komünist ülkelerde ise bu iş zor olmalı. 2bin yıl boyunca hayatın her alanına kök salmış, bu şekilde kendini yeniden üretebilmiş bir sistemi dönüştürmek kolay değil. yabancılaşma, marksizmin en önemli teorisi, karl marks'ın da çıkış noktasıydı. kapitalizm, "yabancılaşma" sayesinde kendini yeniden üretebiliyor ve ideolojik alanda haklı gösterebiliyordu. şu kitabı okuduğum zaman da yabancılaşma sorunundan başka bir şey görmüyorum. ama hiç tartışılmayan bir başlık aynı zamanda. Jdanov 1946 yılında dünya savaşından sonra Stalin tarafından kültür bakanlığına getirilmiş. sanat geçmişini bilmiyorum; sanat üretimi var mı, ne kadar hakim. ama bu kitabın yetersiz olduğunu söyleyebilirim. 2inci dünya savaşı sonrası, sanat alanında yaşanan tartışmalara çözüm getirmek amacıyla yapılmış bir çalışma. SBKP (sovyetler birliği komünist partisi)nin, yazarlar kongresindeki konuşma metni. konu da aslında çok temel bir sorun. SANAT NEDİR? popüler tabirle söylersek SANAT HALK İÇİN MİDİR, YOKSA KENDİSİ İÇİN MİDİR? şimdi okuyunca şunu çok açık bir şekilde görebiliyorum. Sovyetler birliği gibi bir ülkenin komünist partisi, yazarlar kongresine bu metinlerle çıkmamalıymış. artık toplumla bağlarını koparmış ve basit ideolojik gerçeklere bile önyargıyla yaklaşan bu işinde uzman edebiyat elitlerinin, böyle basit ideolojik argümanlarla ikna edilemeyeceğini bilmek lazım. tartışmalar gerçekten çok kaba ve bir noktadan sonra totolojiye düşüyor. işte "leninizme aykırıdır, marksizmde bunun yeri yoktur" falan gibi. halbuki aslolan bu argümanların ele alınıp, tarihsel geçmişleriyle birlikte tartışılması. gerçekten kötü bir eser. partinin en tepesindeki insanların, bir şeyler yapmak istedikleri ama marksizmle bağlarının da zayıfladığı açıkça görülebiliyor. SBKP'nin bu konudaki en yetkin ürünü nedir ben de merak ettim, okumak isterim.
Edebiyat Müzik ve Felsefe Üzerine
Edebiyat Müzik ve Felsefe ÜzerineAndrey Aleksandroviç Jdanov · Kaynak Yayınları · 200510 okunma
48 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.