Gönderi

153 syf.
10/10 puan verdi
Kitabın dili anlaşılır ve akıcı. Araştırma çok geniş yapılmış ve kaynakça çok zengin. Dipnotlara bakınca okuyacak yeni kitaplar çıkıyor bu durum beni biraz hırslandırıyor. Kitabın bazı bölümlerini siyaset bilimi okuduğum için Türk Siyasal Tarihinde okumuştum. Kitabı beğendiğim için aldım. Kitapta çoğu yerin altını çizdim, kitaba notlar alarak unutmamaya çalıştım. Linz'in totaliter ve otoriter rejimler kitabından birçok alıntı var. Birçok yerde kitaptan alıntılar ile konu anlatıldı. Kitapta ilk olarak otoriter rejimler ile totaliter rejimlerin ayrımını yapılmıştır. Geniş olarak otoriter rejimler hakkında bilgi alıyoruz. Alt siyasi sistemleri, günümüzde devam eden ülkeler veya geçmişte kullanılıp otoriter rejimlerden demokrasilere geçişleri anlatmakta.Otoriter rejimlerin siyaset bilimcilerin dikkatini çekmesi iki sebeptendir: birincisi askeri bürokratik otoriter rejimler olarak yeni bir otorite tipinin ortaya çıkması ikincisi ise demokratikleşme üçüncü dalgasında komünist etiketli otoriter rejimlerin yıkılmasına paralel olarak, seçimsel otoriter rejimler adı verilen yeni bir rejim tipin ortaya çıkmasıdır. Otoriter ve totaliter rejimleri ayırt etmek güçtür. Geniş bir gri alan vardır. Kitapta ise totaliter ve otoriter rejimlerin 3 önemli ayrımını yapıyorlar. Benzer noktaları olasa da bu ayrım yapılıyor. 1. ideoloji 2. Zihniyet 3. Sınırlı plüralizm Kitapta Türk Siyasal hayatı hakkında da bilgiler veriliyor. Bunun için 2 bölüm ayrılmış. Bir bölümde ülkemizin tek parti döneminden bahsediyor. 1931 ise ülkemiz için bir dönüm noktasıdır. İki başarısız parti deneyiminden sonra tek parti olmak için muhalefet çeşitli yollarla bastırılmıştır. 1931 sonrası ise örgütsel ve ıdeolojik acılardan olduğu gibi sınırlı plüralizm tasfiye edilmiştir. Otoriter bir rejim benimsenmiştir. 1946'da çok partili hayata geçmiş olmasakta darbe ile demokrasi büyük bir sarsıntı yaşıyor. Türkiye'de demokrasinin yıllardır pekiştirilmemiş ya da konsolide edilememesinin sebeplerini sıralanmıştır. 1) güçlü devler geleneği, 2)tepeden inme devrim 3)vesayetçilik 4)resmi ideoloji Kitabın son cümlesi ise akıllarda kalıcı bir etki yaratıyor. "Türkiye'nin laik olduğu liberal demokrasiler ya da hür ülkeler kategorisine kavuşması, ancak, hürriyetçi bir dünya görüşü ile hazırlanacak, devletm degil birey eksenli, resmi ideolojiden ve vesayetçi ruhtan arındırılmış, tümüyle sivil ve demokratik bir anayasanın yapılmasıyla mümkün olabilecek görünmektedir."
Otoriter Rejimler, Seçimsel Demokrasiler ve Türkiye
Otoriter Rejimler, Seçimsel Demokrasiler ve TürkiyeErgun Özbudun · İstanbul Bilgi Üniversitesi Yayınları · 201614 okunma
··
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.