Gönderi

56 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 hours
İncelemeye konu olan yazarın kendisi ve eserleri ile daha tanışmamış olanlar için hem diğer önemli eserlerine de değinmek, hem de yazarın konu edindiği konuların işleyişi hakkında bazı önemli hususları belirterek okuyuculara genel anlamda bir fikir edindirmek gerektiğini düşünüyorum. Jules Verne, bilim kurgunun babası diyebileceğimiz, dünya tarihinin en etkili yazarlarının başında gelir. - Denizler Altında Bin Fersah, - Dünyanın Merkezine Yolculuk, - Ay'a Yolculuk ve - Doktor Ox'un Deneyi gibi başyapıtların yaratıcısıdır. Başyapıt dememin sebebi ise bilim kurgunun enleri arasında yer alması ve alanında isabetli atışlarıdır. Kitapları okunduğunda, yaşadığı erken dönemin bilim ve teknoloji düzeyi daha emekleyedursun, alanında kendini aşarak yepyeni bir dünya yarattığı ve bilim kurguya yeni bir soluk getirdiği fark edilecektir. Ayrıca çoğu kişiye göre eserleri gelecekte ki gelişmeler için de önemli bir ilham kaynağı olmuştur. Gelgelelim eserleri geleceği mi tahmin etmiş yoksa gelecek için ilham kaynağı mı olmuş, onu bilemiyoruz. Fakat her halükarda şunu diyebiliriz ki, geleceğin şekillenmesinde büyük katkıları olmuştur. Geçmişte, gelecek için tahminlerde bulunan eserlerin farkına varmak ve okumak, karşılaştırma yapmak ve yapılan hatalardan yararlanmak açısından insana, gelecek için daha isabetli tahminlerde bulunmasına, düşünce biçimini değiştirerek yeni bir bakış açısı oluşturmasına ve böylece insanın ufkunu genişleterek yardımcı olacağına inanıyorum. İnceleme de bulunduğum Zacharius Usta için ise daha geniş çaplı, daha doğrusu incelemeden ziyade bir özet oluşturmaya karar verdim. Bu gibi klasiklerde özetlerin, ayrıca, spoiler olarak algılanmaması kanısındayım, zira klasiklerin gerçek tadına varan okuyucuların, bu gibi klasikleri birden fazla defa okuduğu da bir gerçek olup bu eserler için spoilerdan söz etmek, günümüz çoğu eserlerin ticari kaygılarla yazılmış ürünlerine benzetmek olacaktır. Tek amacı kitabın sonuna sürüklemek olan ve insanların merakından yararlanarak insana kalıcı herhangi bir katkıda bulunmayan bu gibi eserlerin, ikinci defa okunmasına gerek kalmadığı gibi en önemsiz bir spoiler'ın bile tadını kaçırttığı görülebilir. Gelgelelim bu eserlerin arasından sıyrılan veya daha başarılı eserlerin de bulunduğunu söylemek ve onları tenzih ettiğimi belirtmek isterim. *** BURADAN SONRASI AŞIRI SPOİLER İÇERMEKTEDİR! (Ayrıca Not: Bundan sonrası incelemenin ötesinde, dediğim gibi, Zacharius Usta adlı beğendiğim hikayenin özetinden oluşmaktadır. Şahsım için daha sonralarına bir not maiyetinde hazırlanmıştır. Spoiler'ı göze alan veya haklı olarak 'özetten n'olacak' diyen varsa buyursun okusun, yalnız sorumluluk kabul edilmez.) Zacharius Usta, İsviçre'de yaşayan ihtiyar bir saat ustasıdır. Ürettiği saatler için ilk kez kendisinin bulduğu bir yöntemle, saatlerin çalışma düzenini değiştirmiş ve bu sayede hata paylarını oldukça düşürmüş ve uzun ömürlü olmalarını sağlamıştır. İcadı ile daha da tanınmış, ününe ün katmış ve bu sayede en güvenilir tüccarların arasına girmeyi başarmıştır. Fakat bu başarısının onda yarattığı sarhoşluk ve kibir, kendisini bir süre sonra zamanın tanrısı olarak ilan etmesine ve tanrıya kafa tutmasına neden olur, ayrıca ölümsüz olduğunu da iddia eder. Günlerden bir gün, yaptığı saatlerin aniden durduklarını öğrendiğinde ilk hastalık belirtilerini göstermeye başlar. Saatleri ile bütünleşen Zacharius Usta, bunun kendi ruhunun ölüme yaklaştığının bir belirtisi olarak düşünür. Dedik ya; kibir abidesi adeta, kendisinin yaptığı saatlerin bozulamaz olduklarını iddia eder, çünkü saatlerin her atışının, kalp atışlarının bölünmez bir parçası olduğuna inanır. Sabahlara kadar atölyesinde, neden durduklarını bilemediği saatleri tamir etmeye çalışsa da, tekrardan çalıştırmasını bir türlü başaramıyordu. Onu yeyip bitiren aslından saatlerini tekrar çalıştıramadığı için değil, kendi kendine yedirememesidir. O dönemlerde İsviçreli tüccarlar sağlam olmaları ile bilindiğinden dolayı, bizim ihtiyar da bozulan bütün saatlerin toplanacağını duyurur ve bozuk saatler bir bir kendisine geri iade edilir. Herkesin parasını geri vermek zorunda kalan ihtiyar, elinde ne var ne yok hepsini kaybeder. Ustalığına da laf gelmiş olan kibirli ihtiyarımız için bu bardağa taşınan son damla olur ve iyice hastalanıp yataklara düşer. Artık ölümün kıyısına yaklaştığını yavaş yavaş hisseden ihtiyarın aklına son anda bir fikir gelir ve ani bir hareketle hasta yatağından atölyesine doğru hızla yollanır; iade edilen saatlerin listesine bakar ve iade edilmeyen tek bir saatin kaldığını fark ettiğinde müthiş bir heyecana kapılır. Yakaladığı enerjiden istifade bu saatin peşine düşer. Uzun ve zorlu geçen yolculuğundan sonra nihayet çalıştığını sandığı son saatin bulunduğu yere ulaşır. İade edilmemiş bu son saatinin, duvarda asılı ve hala çalışır vaziyette olduğunu gördüğünde daha da heyecanlanır, handiyse sevincinden yerinde duramaz. Sevincinin daha başında iken duyduğu bir kahkahayla arkasını döndüğünde, bir gün önce, saatlerini tamir edebileceğini söyleyen ve bunun karşılığında kızını kendisine vermesini teklif eden meslektaşını görür. Demek ki iade edilmeyen son saatin sahibi bu ufak tefek, biçimsiz suratlı meslektaşıymış; demek ki söylediği gibi, gerçekten de saatlerin nasıl tamir edileceğini biliyormuş. İlk teklifi, bir gün önce yaptığında kabul etmemiş, hatta alaya almış olan ihtiyar, saatinin karşısında çalıştığını görünce dayanamaz ve kızını ne kadar sevse de, yine de, kibrine yenik düşer ve teklifini kabul eder. Çünkü eğer kabul etmezse, çalışan bu son saatin de kırılacağı söylenmiş, bununla birlikte artık ölümsüz olamayacağını da belirtmiştir. Teklifi kabul ettikten sonra meslektaşı ona, küçümseyici bir kahkaha daha eşliğinde saatin kurma kolu anahtarını teslim eder. Hiç vakit kaybetmeden anahtarı çevirmeye başlar ve böylece, en az bir asır daha çalışacak diye sayıklar, aslında saatin ömrüne eklenecek her dakikayı kendi ömrüne eklenmiş sayıyordur. O sırada çırağı ise ne yapacağını bilemez ve dışarıya atar kendini, çünkü ihtiyar, kızını daha önceden çok sevdiği çırağıyla nişanladığını, çırağının ve kızının döktüğü gözyaşlarını, kibrine karşılık daha az önemsemiş; biricik kızına onu kendisinin büyüttüğünü hatırlatmayı unutmaz, kendisini hiç mi sevmediğini sorarak kızını acılı bir ikilemde bırakır. Kız bir çıkar yolu bulamayacağını anlayınca, babasını nişanlısına tercih etmeye mecbur kalır. O sıralarda, bir süre etrafta umutsuzca dolanan çırak nedense kendini bir süre sonra manastırda bulur. Son zamanlarda Zacharius Usta'nın tanrıya inanmayan bir dinsiz olduğu ve saatlerinin çalışmasını da şeytanın sağladığı yönünde dedikodular yayılmıştı. Kiliseye de zaten son zamanlarda hiç gitmemişti. Manastırda, bu dedikoduların zaten farkında olan papaza, son yaşanan tatsız olayları da umutsuzca anlattıktan sonra ustasının yanına gerisin geri döner ama bu sefer papazı da yanına almıştır. Papaz, "dinsiz" ihtiyarın karşısında duran, kurma kolunu da yeni ayarlamış olan saati, yaşayan son ustalık eserini {handiyse çocuğundan daha çok önemsiyor (bkz: kızının mutluluğuna tercih ediyor)} kendinden geçercesine hayran hayran izliyor, adeta tapıyordu. Bunu seyreden papaz dayanamaz, ihtiyar saatçinin kalp atışları ile bir olmuş saatini alır ve sanki şeytanı defediyormuşçasına hızla yere çarpar ve paramparça eder. Zacharius Usta duyduğu kırılma sesinden sonra adeta kendinden bir parça kırılmış gibi bir çığlık koparır. Her tarafa parçaları savrulan saatin bir parçasının üzerine kendinden geçercesine atılır ama olduğu gibi parçanın üzerinde yığılı kalır ve bir daha kalkamaz. Kalp atışlarını, zihnen de olsa kendi saatlerinin çalışmasına sabitleyen ihtiyar saatçinin kalbi, kalan son saatinin de hareketini yitirmesiyle birlikte çalışmayı bırakır ve oracıkta son nefesini verir. Çünkü neye inanırsanız o olursunuz. Saatin parçalanmasıyla anlaşmanın da bozulması, Usta'nın kızı ile çırağın beraber evlerine geri dönmesini sağlar. İhtiyarın biricik güzel kızı, yaşamının geri kalanında çırakla beraber "dinsiz" babasına, ruhunun bağışlanması için dua eder.
Zacharius Usta
Zacharius UstaJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202119.9k okunma
·
18 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.