Gönderi

320 syf.
·
Puan vermedi
Camdan dışarı bakıyorum. Birbirine paralel uzanan gri, soluk apartmanlarda şu günlerde neler yaşanıyor kimbilir! Tam da bunları mercek altına alıyor Sennett. Izgara tipi apartmanların hangi amaçla çıktığından söz edip günümüze geliyor. İnsanın insana yabancılaşmasından bahsediyor. Kapıyı kapattığımızda dışarda hangi acılar yaşandığıyla, dünyanın hangi dertlere gebe olduğuyla pek ilgilenmeyiz. İşte bu yüzden ateş düştüğü yeri yakar denir sıklıkla. Ne parklarda yatan evsizleri ne dilenenleri ne de bir barda tek başına içenlerin yalnızlığını görürüz. Evlerimiz kutsal sığınaklarımızdır. Oysa Antik Yunan ‘da iç ve dış ayrımı yoktur. İnsan, sokağın içinde öğrenir yaşamı. Başkalarının acılarına tanık olur, o dertlerle nasıl baş edileceğini öğrenir. Göz en çok gördüğünde hisseder. Modern insan kendine kör! Başkasını nasıl görsün? Gözün Vicdanı hayatımda okuduğum en ilginç kitaplardan biri. Sennett, kent yaşamını ve mimarisini anlatırken kimi kez kitaplardaki zaman ve mekan algısından kimi kez modern resim sanatından yola çıkıp mimariye geliyor. Kitabın başında iç ve dış mekanın ayrılmasını ta Augustinus’tan alıyor. Günümüze kadar getiriyor. Bazen Ortaçağ’a bazen Aydınlanma Çağı’na bazen ise Rönesans Dönemi’ne konuk oluyoruz. Newyork, Roma ve Paris’te yolculuğa çıkıyoruz. Sennett, modernizmin çıkmaz sokaklarında gezdiriyor bizleri. Evet, bakmak ve görmek farklı. Zamanın hızlı aktığı bu çağda, kimliksiz, birbirinin benzeri, tektüze, doğaya meydan okuyan, boşluğa gökdelenler diken insan nasıl hiçliğin içine düştüğünü görmedi! Yazar modern insanı yüzleşmeye çağırıyor.
Gözün Vicdanı
Gözün VicdanıRichard Sennett · Ayrıntı Yayınları · 201354 okunma
·
143 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.