Gönderi
Ödüllü yazarlardan bir kitap okuma amacıyla yaptığım okumalarda tanıştığım ilk Manguel kitabım “Borges’in Evinde” idi. Birkaç kitabını daha okumak istedim. Stevenson da tanıdık bir isim tabii; Robert Louis Stevenson : Define Adası ile Dr. Jeykyll ve Mr. Hyde’ın yazarı. O yüzden bu kitabı seçtim ve pişman olmadım.
Kitabımızın başında Manguel ve Akaş biyografileri var. Konusu; R. L. Stevenson, kırk dört yıllık ömrünün son beş yılını Güney Denizlerindeki Batı samoa Adaları’nda ( ) geçirdi. Ona orada ‘ Tusitala’ dediler : “Hikayeci”. Stevenson’ın son günlerini ve ölümünü yeniden kuruyor. Stevenson’ın yazısıyla yazılmış, sanat ve yaşam üzerine düşünen bir roman. Roman olarak geçiyor ama bence novellaya daha yakın.
Bir bölümde Stevenson, annesi ve Batı Samoa Adaları yerlilerinin görünüşlerini karşılaştırıyor, ama bunu öyle güzel betimlemelerle yapmış ki, alttan alta sadece ten rengi, görünüş olarak değil; kültür, yaşam tarzı, eğitim gibi birçok fark ve zıtlık içerdiğini hissediyorsunuz. Ama bunu bir tarafı yüceltmeden, diğer tarafı aşağılamadan objektif olarak yapıyor, bu da takdire değer. ( )
Manguel’in kurgusu müthiş. Öyle ki neresi gerçek, neresi kurgu ayırt edemiyorsunuz ve bu bir süre sonra önemini yitiriyor. Manguel, Stevenson’ın notları dışında kaynak olarak başvurduğu eserleri belirtmiş. Bu kitapla hem Manguel’in tarzını daha iyi tanımış, hem de Stevenson’ı tanımış, son günlerini ( kurguda olsa) öğrenmiş oluyorsunuz, Batı Samoa Adalarındaki yerlileri, yaşam şartlarını ( tabii o dönemdeki), törelerini, inanışlarını, düşüncelerini öğreniyorsunuz. Manguel ile tanışmam “Borges’in Evinde” yle olmuştu. Beğenmiştim ve değişik tarzdaki diğer eserlerini de okumak istediğim için bu kitabı seçtim. İsabet oldu, hayranlığım katlandı. Diğer eserleri ile Alberto Manguel’e devam etmeye karar verdim. ()
·
25 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.