Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

384 syf.
7/10 puan verdi
TEK KİŞİLİK ORDU: BEN
Tek Kişilik Ordu: BEN Bir toplumdaki herkesin bireysel amacı öz saygıya ulaşmak, onu kazanmak. Halk arasında iletişimlerde de çokça kullanılan bir kavram haline gelmiş durumda. Anne babalar çocukları yanlış bir şey yaptığı zaman ona dönüp sen en iyisisin, sadece sen önemlisin, bu senin suçun değil, bu da bir başarı gibi çocuklarının gururlarını okşayıcı cümlelerle kendilerine olan saygılarını yerine oturtmaya çalışıyorlar. Bir zamanlar sadece akademik bir kavram olmaktan başka kullanılmayan öz saygı ifadesi bugün dergilerde, gazetelerde, internette kısacası medya toplumun gözüne sokarcasına bu tabiri kullanmaya başladı. Artık hayatımızın tam ortasında öz saygı duruyor. Her şey onun etrafında şekilleniyor. Bir toplumdaki herkesin bireysel amacı öz saygıya ulaşmak, onu kazanmak. Örneğin 1960’lar da ki toplum kuralları her zaman daha önemlidir. Ya da ben neslinin ortaya attığı öz saygı her zaman daha önemlidir anlayışı. Bunlar medya tarafından çoğu zaman desteklenerek toplum üzerindeki etkisi arttırılır. Ortaya atılan bir anlayışı bize mantıklı göstermek için sadece iyi yönlerinden bahsedilir ve kötü sonuçları olabileceği söylenmez. Sorgulanmadan uygulanmaya çalışılan bu anlayışların etkisi de büyük bir nesli etkisi altına alır ve asıl toplumu oluşturur. “İstediğiniz her şey olabilirsiniz” Bu bölüm ben neslinin ben merkezci ve bencil bir nesil olduğunu anlatmaktadır. Hep kendini düşünme vardır bu nesilde. Benim kariyerim…benim param… benim hayatım. Bireyin her şeyin önüne geçtiğini düşünen bir neslin ortaya çıkışını ve buna etki eden faktörleri gözler önüne sermektedir. Bireyin özüne odaklanma gereksinimimiz çocuklar henüz çok küçükken, hatta doğmadan önce ailelerin reklamlarda gördükleri o muhteşem çocuk odalarından hazırlama telaşıyla başlıyor. Reklamların aileler üzerindeki etkisini bu basit örnekte bile rahatça görebiliriz aslında medya bize daha doğmadan dolaylı yoldan da olsa bireyselliği aşılamaya çalışıyor diyebiliriz. Daha sonra aileler küçücük, daha etrafında ne olduğunu anlamayan çocuklara ne istediklerini sorarak çocukların isteklerinin ne kadar önemli olduğu vurgulanmaya başlanıyor. Bütün bunlar çocuğa en önemli şeyin kendi istekleri olduğunu öğretiyor. Çocuk böylece hem kendi sorumluluğunu hem de kişi olarak sahip olduğu önemin bilincini kazanıyor diye düşünülüyor. Kitabın bir kısmında ailesi tarafından okula gidip gitmeme kararının on yaşındaki bir çocuğa bırakıldığı söyleniyor. Yani gitmek istemese gitmeyecek. Diğer çocuklar ise başka alemde anne babasına istediği oyuncak alınmadı diye ya da yemek güzel olmadı diye” salak” ya da” aptal” gibi kelimeleri kullanarak hakaret edebilecek kadar kendini aşmış çocuklardan bahsediliyor. Ama hala çok sayıda aile, çocukları terbiye etmenin onların ruh sağlığına zarar verebileceği konusunda hemfikirmiş. Gençlik dizisi O. C’nin bir bölümünde 16 yaşındaki Seth, babası “Sözlerine dikkat et. Kibar olmaya çalışıyorum, beni anlamayı denemelisin.” dediğinde şu cevabı veriyor: “Hayır teşekkürler. Dürüst olmayı tercih ederim.” Yani ben nesli hız kesmeden devam ediyor. Zamanla çocuklarda agresif davranışlar gözlemlenmeye başlanmış. Örneğin anaokuluna giden çocukların birbirlerine masa fırlatmaları küfür etmeleri gibi. Verilere göre ise 5 yıl önceki anaokulu çocuklarına göre Ben Nesli çocuklarının daha çok duygusal ve davranışsal bozukluk sergiledikleri görülmüş. Öte yandan boşanmaların da arttığı bu dönemde, boşanmış ailelerin çocuklarının kendi ayakları üzerinde rahatlıkla durabildikleri, hayli özgür ve kendine yetebilen çocuklar yetişmiştir. Bu aslında bir bakıma yararlı olabilirken kendini beğenmişlik gibi bir davranışın çıkmasını da sağlayabilir. Çocuğun büyüdüğü çevre çok önemli bir faktördür, çocukların sanki bir yetişkinmiş gibi hareket etmediği bir çevre yani çocuk gibi oldukları ve dünyada sadece onlar varmış gibi aşırı ilginin ve alakanın olmadığı bir çevre onlar için ideal bir çevredir. Bu şekilde devam etmesi durumunda, çocuklar büyüdükleri zaman hatta büyümelerine bile gerek kalmadan yalnızca ailesine değil çevresine de saygısı olmayan başkalarının haklarını ve kişisel alanını ihlal eden ve en kötüsü her şeyi kendinde yapma yetkisi gören şiddete eğilimli bir neslin yetişmesine yol açmış olunacaktır.
"Ben" Nesli
"Ben" NesliJean M. Twenge · Kaknüs Yayınları · 2018510 okunma
·
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.