Herkese selamlar. Youtube kanalımda devamlı olarak okuduğum kitapları yorumluyor, sizlere kitap tavsiyelerinde bulunup durumu olmayan arkadaşlarımıza düzenli olarak kitap hediye ediyorum. Orada da takipçim olursanız sevinirim. :) Takip etmek için: youtube.com/channel/UC8If-j... Bu kitabı şöyle özetleyebilirim: Çok güzel olabilecek bir eser yarım kalmış gibi... Kitap Trablusgarp gazisi, üç çocuklu bir babanın harpten döndükten sonra düştüğü geçim derdini anlatıyor. Peki bu kitaba çok güzel olma ihtimalini veren ne? Gelin hep beraber inceleyelim. Öncelikle yazarın anlatımını, betimlemelerini ve yöresel ağzı kullanımını çok beğendim. Bu yöresel kullanımları hikâyeye o kadar güzel yediriyor ki ister istemez o kullanımlar hoş bir hatıra olarak aklınızda kalıyor. 'Arı gibi arı gibi sivrisinekler' ve 'Dede hayran, dede kurban' gibi kullanımlar ilk aklima gelenler meselâ. Bu eseri güzel yapan noktalardan birisi de sanayi ile yeni yeni tanışmaya başlayan Adana'nın ne tür zorluklar yaşadığını bizlere çok iyi anlatmış olması. Okurken adeta o günlerin Adana'sını yaşıyor, yerel halkta kadınların neler yaptığından, Çukurova'nın mevsimsel işçilerinin çektiği eziyetlere kadar her şeyi halkın bakış açısından net bir şekilde görebiliyoruz. Peki bu kitabı bu kadar güzel özelliklerine rağmen eksik bırakan ne? Aslında bu tek bir şeyden kaynaklı. Kitapta olay kıtlığı var. Tam bir şey olacak diye bekliyorsunuz ama o şey bir türlü olmuyor. Yaşanan olaylar sizi asla ama asla tatmin etmiyor. Kitabı okuduktan sonra resmen isyan ettim. Böylesine bir malzeme, böylesine ağlatma potansiyeline sahip bir hikâye nasıl ziyan olur gider diye yakınmadan edemedim. Kitabın son kelimesini okuduğumda verdiği mesajı her ne kadar sevsem de 'eee, ne oldu şimdi' diyerek kapattım o son sayfayı.

Eskici DükkanıOrhan Kemal · Epsilon Yayınevi · 20046,7bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Onur Çalcalı