Gönderi

64 syf.
10/10 puan verdi
Sosyal sıkıntılar, baskılar, bir elektrik cereyanı değildir ki, toprağa verilerek ondan kurtulmak mümkün olabilsin. * Doğaya, tarihe, insana ve topluma bakışımızı yeniden tespit etmek için en geniş anlamda bir değerlendirme ve otokritik girişiminde bulunma çağı gelmiştir. Geçmektedir bile. * Aslına, yeniden devlet ve milleti ayakta tutacak “doğru, “iyi”, “güzel”, idealarını tespit etmek, bunun için kendi uygarlığımız olan İslam Uygarlığının bu idealar açısından öz kaynaklarına başvurmak, aynı zamanda Batı uygarlığının bu idealar çerçevesinde gerçekleştirdiklerini de araştırmak, bu ikisi arasında bir “sentez”e değil, dışımızdakinden haberli olarak içimizdekini diriltmeye girmek lazımdı. Bu yapılmadıkça, daima bir “otorite yokluğu”ndan, “devlet eksikliği”nden, “iktidar boşluğu”ndan bahsedilecek ve böyle bir uygarsızlık ve idealsizlik ortamında, marksizm, anarşi, terör boy verecektir. * Üniversiteler, “doğru”nun kurumları olmalıdır. Aile, sokak, kent, okul “iyi”nin ve “güzel”in egemenliğiyle prıldatılmalıdır. Hakikate, ahlâka ve estetiğe çok değer veren, gönülleri ve kafaları bu yüce ülkülerle dolu bir gençlik yetiştirici kurumlar, yeniden devleti devlet, milleti millet yapabilir ancak. * Zihnî bir nesil yetişmeli, uzak, yakın, geçmiş ve aktüel edebiyatlarını çok iyi bilen, şairlerimizi ruhlarına geçirmiş kuşaklar gelmelidir. * Profesörlerinin çoğunlukla politikayı bilime yeğ gördüğü, devlet adamlarının, partilerine, devlete göre öncelik tanıdığı, bürokratlarının halka ve demokrasiye en ufak inanç ve güven duymadığı, gençlerinin bilim, sanat, edebiyat, düşünce, inanç ve erdem tutkularından mahrum olduğu, peşin hükümlerin, basit gazeteci yaygaralarının bir nas gibi benimsendiği, gerçek kritiğe kimsenin tahammülünün bulunmadığı, hoşgörülü olunacak yerde fanatik, disiplin gereken yerlerde de tam bir başıbozukluğun hülüm sürdüğü bir ülkede, elbet, terör, anarşi ve olumsuz ideolojiler barınak bulacaklardır. * Arşimet, çok iyi bir matematikçi ve fizikçiydi. Ama, kötü bir devlet adamı sayanlar vardır. Adasını düşman askerleri basıp ta kendisinin başucuna geldikleri zaman, o, hâlâ başı yerde bir takım çizgilerle meşguldü. Bilim adına insanlık onu kutlamış ve bundan böyle de kutlayacaktır. Ama, herhalde halkı kutlamamıştır onu. * “Çarıklı”larla, “şartlanmış aydınlar” kavgası sürüp gidiyor, yarı legal, yarı illegal düzeyde. Halk, kimi zaman seyirci, kimi zaman kavga ayırıcısı, kimi zaman hakem, kimi zaman da bizzat kavgaya karışıcı bir tutumda. * Hiçbir şahıs, hiçbir parti ve hiçbir kurum veya kuruluş, Devletin üstünde olamaz. Devlet de zulüm makinesi haline getirilemez. Devletin giyotini vardır, ama Devlet giyotin değildir ve olamaz. Devlet otoritesi ile kişi özgürlüğü, birbirini yıkıcı, yok edici iki düşman değil, birbirini besleyici geliştirici iki dosttur. * Devlet adamı, amacı unutmayan adamdır. Bu amaç, Millet Ruhunda ve Devletin Alınyazısında gizlidir. Devlet adamı, bu ruhu keşfeden ve bu alınyazısını okuyan kişidir. Devleti bir “badire”den korumak, şüphesiz onun görevidir. Ama, görevi bundan ibaret değildir. Badirelerden kurtulan Devletin gelecek zaman açılımını sağlamaktır görev, asıl. * Yarasalar, mağara loşluğu ve karanlığından hoşlanırlar. * Türkiye’de, hatta belli bir ölçüde dünyada, en büyük suç, hakikati söyleme suçudur, itiraf ediniz. Kimselerin dayanamadığı şey, gerçeklerin söylenmesidir. * Yeni nesil, gözünü dört açan bir nesil, bir Diriliş Nesli olmak zorundadır. Kurt ve koyunu, postlarından değil, dişlerinden tırnaklarından, gözlerinden anlamak zorunda.
Varolma Savaşı 1
Varolma Savaşı 1Sezai Karakoç · Diriliş Yayınları · 2010531 okunma
·
95 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.