Gönderi

Cinsel şiddete uğrayan o can ölmüş arkadaşlar :(
Eğer hayvanların dini olsaydı, şüphesiz şeytanı insan şeklinde hayal ederdi. Nereden nasıl başlanır, ne söylenir bilmiyorum. Duyduğum bazı şeyleri de artık ne midem ne de psikolojim kaldırıyor. İstanbul’da bir tekel bayiinde bir köpeğe tam 1 ay boyunca tecavüz edilmiş. Bu kadar uzun bir süre cinsel şiddete maruz kaldığı için de vücudunda kist oluşmuş ve şu anda ameliyat olmak zorunda. Ameliyatı başarılı geçer mi, kurtulur mu kurtulmaz mı belli değil. Geçenlerde de Hindistan’da hamile bir file içinde patlayıcı olan ananas verilmiş ve daha dereye koşarken yolda patlayarak hem bebeği hem de kendisi can vermişti. Bir tek ben mi üzülüyorum bu tür durumlara ya da yapılan şeyler mi yetersiz kalıyor bilmiyorum. Bir başka örneği de geçen senelerde kuyruğu ve bacakları koparılmış olarak ölüme terkedilen o bebek. Neden böyle yapılıyor? Neden bunun yapılması gerekli görülüyor? İnsanlar bunlardan nasıl zevk alıyor? İnsanlar hobi ya da spor adı altında horoz dövüştürüyor. Ya da sokak köpeklerini vahşiliğe alıştırdıkları ve dövüştürdükleri köpeklere yem ediyor. Bir kedinin kuyruğunu kesip, gözlerini oyuyor, bir kuşun yuvasını bozuyor. Hayvanlar karnını doyursun, susuzluğunu gidersin diye kapı önüne konulan kapları tekmeliyor insanlar, hayvanları çuvala doldurup derelere, ormanlara atıyor. Bir de bilerek işkenceye destek verdiğimiz bazı konular da var onlardan birincisi “Sirkler” Çocuklarınız biraz eğlensin diye götürdüğünüz o sirklerde hayvanlar o duruma getirilene kadar ne işkencelerden geçiriliyor. Maymunların iki ayakları üzerinde durabilmeleri için alışana kadar boyunlarından zincire bağlı bırakıldıklarını biliyor muydunuz? Ayıların o oynama gösterilerini yapabilmeleri için ateşlerin üzerinde yürütüldüğünü biliyor muydunuz? Yılanların, kaplanların ve diğer yırtıcı hayvanların dövüldüklerini ve gösteriye çıkarılmadan önce uyuşturulduğunu biliyor muydunuz? Fillerin o gösterileri yapabilmesi ya da insanlara yardımcı olabilmesi için ne gibi kötü şartlardan geçirildiğini biliyor musunuz? Fillerin yaşadıkları yerlere, geçtikleri güzergahlara büyük hendekler kazılıyor ve üzerleri fillerin görmemesi için yapraklarla ve ona benzer şeylerle kapatılıyor. Bu çukurların içine düşen filler önce siyah giysili insanlar tarafından dövülüyor aç bırakılıyor, sonrasında aynı kişiler beyaz kıyafetleriyle gelip onları (sözde) kurtarıyor ve karınlarını doyuruyor. Hayvanların insanlar gibi kötü duyguları olmadığı için de filler bu insanları kurtarıcıları olarak görüyor ve ne isterlerse yapmaya başlıyor. Bir de son zamanlarda şu embesil insanların türediğini görüyorum; Vahşi bir hayvanla fotoğraf çektirmek için hayvana işkence edilmesine izin veren. Güya hayvansever birkaç lıke uğruna hayvanın acı çekmesine sebep olan. İkincisi ise “Faytonlar” Çağımız motorlu taşıtlar konusunda gayet ilerlemiş teknolojilere sahip olsa da, aklı taş devrinde kalmış gelişememiş beyine sahip insanlarımız hayvanlara uygulanan bu şiddeti nostalji olarak algılamakta diretiyor. Yazın sıcağın altında hiç durmadan, yeteri kadar beslenip dinlendirilmeden çalıştırılan birçok at telef oluyor. Bunun da bir türlü önüne geçilemiyor çünkü fayton nasıl nostalji sayılıyorsa hayvanlara uygulanan şiddet de o kadar eski. Üçüncüsü ise; O şu an her şehire kurulmaya başlanan devasa akvaryumlar. Ankara’da en büyüğü, İstanbul’da daha da büyüğü, İzmir’de devasa büyüğü. Fakat bu tür şeyler büyüyünce maharetiniz büyümüyor. Denizlerde yaşayan ve yaşamaya alışmış hatta okyanuslardan bile getirilen o hayvanların içi boş camların içine tıkılması hiçbir başarıyı karşılamıyor. Dördüncüsü ise “Hayvanat Bahçeleri” Hayvan hapishaneleri deseydim daha doğru olurdu. Doğal ortamından koparılmış, küçücük alanlara kapatılmış o hayvanların sadece birkaç kişinin merakını gidermesi için sergilenmesi bana göre suçların en büyüğü. Geçenlerde bir fotoğraf gördüm bir maymun eliyle kilidi gösteriyordu. Bunu gören diğer insanlar “ne kadar akıllı hayvan ya baksana kilidi de biliyor” diyebilir ve bunu hayranlıkla alkışlayabilir. Ama olayın aslı o değil maalesef. İnsanlar olarak ne kadar doyumsuzuz, ne kadar her şeye meraklı, ne kadar her şeyin sonunu getirmeye çalışan yaratıklarız. Geçenlerde
Canistan
Canistan
’ı okudum. Yusuf Atılgan’ın okuduğum 3. kitabıydı. İlk iki kitabı beğenip bunu da okumak için sabırsızlanmıştım. Fakat kitabı okurken şöyle bir şeyle karşılaştım; İki yakın arkadaş bir “sıpa”ya tecavüz etmek için anlaşmazlığa düşüp kavga ediyordu. Bu anlaşmazlığın sakın birinin yapmak isteyip birinin istemediği için çıktığını sanmayın. Hangisinin daha önce yapacağı tartışmasından dolayı çıkıyor bu anlaşmazlık. Kitaplarda, filmlerde, gerçek hayatta eşeğe, köpeğe, kediye, ördeğe, her türlü hayvana hatta cansız nesnelere bile bu şiddetin uygulanmasını görüyoruz. Bunların görülmesi nasıl engellenir? Nasıl bitirilebilir bu durumlar bilmiyorum. Hayvanlara işkence eden insanlara sadece para cezasının verilmesi, gözaltına alındıktan hemen sonra da serbest bırakılmaları bu durumun önüne geçmek yerine insanları daha da rahat bir duruma getiriyor. Bu zamana kadar elimden geldiğince ya da gördüğüm birçok bu tür vakaya yardımcı olmaya ya da seslerini duyurmaya çalıştım. Umarım bundan sonra böyle şeyler türemek yerine biter de bu zavallılar da rahat eder.
··
332 görüntüleme
Sultannn okurunun profil resmi
Çocuk, kadın, ağaç, bir de hayvan olmak çok zor bu dünyada :(
Ş okurunun profil resmi
Maalesef öyle 😞
Bu yorum görüntülenemiyor
ercanscgn. okurunun profil resmi
Kendi türüne karşı her türlü vahşiliği, şiddeti, fiziksel istismarı reva gören bir türün; kendisi dışındakilere bunun kat ve katını yansıtmaması olası değil. Bir hayvanın diğer bir hayvana hakaret anlamında 'ne insansın! be' deme imkanı olsa; bu bile bizim türün bazı üyelerine iltifat bile sayılır. Akıl, idrak, vicdan şirazesi kaymış o kadar çok insan var ki!
Mustafa Ağa okurunun profil resmi
Bir tabela yazılmış dostlar: “İnsanlık öldü!” Tabelayı nereye asalım peki a dostlar? Ceza kessek öldürenlere, insanlık geri gelir mi sizce? Dostlar, peki ya ölülere ceza kesilir mi?.. Peki, son bir soru daha: “Sizce ölüler dirilir mi?” Not: Yanlış anlaşılmasın, sadece sesli düşünüp sesli yazıyorum. 🤔🤨😐🤦‍♂️🤦‍♂️
Esther. Sema okurunun profil resmi
Benim yüreğim kaldıramıyor ama çoğu insanın kaldırıyor. Ne yazık ki aslında umrunda sandığımız kimsenin de umrunda değil. Aslında ben de ikiyüzlüyüm. Ne yapıyorum ki? Hiç! Koca bir hiç... Keşke hayvan olsaydım diyorum bazen. Öyleki hiçbir kötü şeyin farkında değiller. Yaşamlarını devam ettiren ihtiyaçları dışında bir şey yapmıyorlar. Ben ise sadece izliyorum. Birçoğumuz gibi.
Ş okurunun profil resmi
Haklısınız elimden bir şey gelsin çok isterdim ama maalesef ben de çoğu zaman sadece izliyorum. Çoğu şeyi benim de yüreğim kaldırmıyor. Sadece taciz, tecavüz, ölüm vakalarıyla ilgili değil tüyleri, derileri için şiddet gören acımasızca öldürülen birçok hayvan için üzülüyorum hem de. Ama yakındır, yakın zamanda çok güzel bir yasanın çıkması bekleniyor o da çıkarsa tabi 😞🙏
KartonKapak okurunun profil resmi
Nice can gitti! aslında şaşırmamak lazım. Keşke ölmesi gereken bunlar olmasa... Üzüldüm, yazık...
Tamerika okurunun profil resmi
Hayvanlara bunları yaşatanların da aynı muameleyi görmelerini istiyorum.
Ş okurunun profil resmi
Hayvanlara uygulanan o şiddeti biz o kansız insanlara uygulasak onları adamdan sayıp onlara vermedikleri cezayı bize verirler.
Tamerika okurunun profil resmi
Bence hayvanlar kısasa kısas ilkesinden yararlanmalı.
serhat barış dalar okurunun profil resmi
Yuhhhhh ama..! Artık bir erkek olarak bunları duymaktan utanıyorum yaaa.
Bu yorum görüntülenemiyor
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.