Gönderi

330 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
" İnsan her şeyi unutarak yaşayabilir ama her şeyi hatırlayarak yaşayamaz ." ( Kardeşimin Hikayesi). Yabancı eserler dünyasına daldığım için yakın tarihin popüler Türk eserleri konusunda epey geride kaldım. Livaneli kaleminden okuduğum ilk kitap . Tüm övgülere layık bir yapıt. Kurgu ve gerçeğin iç içe geçişiyle, aşkın en tehlikeli duygu olduğunu, insanının bedenini de, ruhunu da yok edebilecek kadar güçlü olduğunu yalın, akıcı bir dille sürükleyici bir anlatımla harika bir eser kaleme almıştır. Aşkı Tolstoy'un Anna' sından, Flaubert'in Emma'sından, Nietche'den, Mevlana'dan, karakterlerin ruh halini ve polisiye kısmını Dostoyevski'nin Karamazov Kardeşleri'nden, ölümü  Hugo'dan, talihsizlik sonucu düştüğü durumun çirkinliğini Kafka'nın karakterlerine benzeterek anlatmasından, aşkın verdiği cesaretle düello sonucu ölen Puşkin'i ele almasından yazarın gerçek bir Rus Klasiği okuyucusu olduğunu görmek mümkün. Sanki tüm dostlarımı bu kitapta buldum, bu özelliği çok sevdim :) Kitabın ilgi çekici kapağını biraz araştırdım ve ince düşünceli yazar beni şaşırtmadı. Çünkü kapak, gerçeküstücülük akımının öncülerinden olan " Rene Magritte" nin "Les Amants" yani "Aşıklar" tablosundan alınmış. Biraz eksik haliyle tabi. Öpüşen iki insanın yüzlerinin neden beyaz örtü ile kapandığına dair kesin bir bilgi yok ama bir kavuşamamışlık, bir imkansızlığı, aşıklar arasındaki engeller şeklinde yorumlanabilir. Bu da kitabın içeriği ile paralel bir kapak olduğunu gösteriyor.. Ruhsal ve fiziksel travma sonucu insanın duygularını yitiren bir hastalığa, tıp dilinde "Blunted Affect" yani "Beyin Anomalisi" ne yakalanan Mehmet'in yoğun aşkını konu alan trajedik öyküsü Rusya'da ve Karadeniz'de geçiyor. Aşırı duygusallık ve duygusuzluğun insana neler yaptırabileceğini böylesine tuhaf, hayret verici bir hikayeyle anlatılması akıllara durgunluk veriyor. İnsanın , hem gözleri bağlı bir şekilde uçurumun kenarından yürüyecek bir aşka düşmek istemesi hem de olabildiğince aşktan kaçması gerektiği arasında bocalamasına neden oluyor . Hangisini tercih edeceğime hala karar vermiş değilim :/ Kitapta gözde bir yeri olan " Hug Machine" yani kucaklama makinesi, insanlara dokunma fobisi yaşayanlar için bir tedavi cihazı, bence binevi yalnız insanlar için de üretilmiştir. Benim yedek yastığım da bir Hug Machine'ymiş meğer :) Ülkemizde gündemden düşmeyen kadın erkek ilişkilerinin cinayete vardığı durumları da ele alan yazar toplum sorunlarını ve genel kültür niteliğindeki bilgileri okuyucuya sunarak kitabı daha verimli hale getirmiş. Livaneli " öyle bir kitap yazayım ki okurlarım bu kitabı okuduktan sonra sürükleyicilik ve sonunun aşırı şaşırtıcılığından bahsetsin" diyerek hedeflediği hazzı yakalamayı başarmış. "Mehmet" beni etkileyen bir karakter. Tüm sapyoseksüel insanlara hitap edecek biri. Siz hala okumadınız mı?
Kardeşimin Hikayesi
Kardeşimin HikayesiZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2019106,2bin okunma
·
20 görüntüleme
Binbirsatir okurunun profil resmi
“Aşkı Tolstoyun Annasından ......” ile başlayan paragrafa bayıldım.. çok güzel bir ifade tarzı. Tabi genel olarak da ayrı bir etkileyiciliği var yorumun. Yorum, yorumu yapanın ne kadar kitap okuduğunu ve donanımlı olduğunu kanıtlamış. Tebrik ederim. Kitap listemde. Oblomovdan sonra okuyacağım 👍🏻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.